Kürt halkının hak mücadelesi devam ediyor…

Zülküf Kışanak

Kürt halkının hak, özgürlük, eşitlik, dahası varlık yokluk mücadelesi durmuyor, durdurulmuyor, daha da genişleyerek devam ediyor. Beni, bizi ilgilendiren varlığımızın tanınmasıdır, özgürlüğümüzdür, eşit yurttaşlar olarak kabul edilmemizdir, inkar edilen haklarımızın siyasi ve hukuki bir zeminde çözüme kavuşturulmasıdır, yasal ve anayasal düzeyde kabul görmesidir. Elbette inkar siyaseti ortadan kalkmadığı, tarihin çöp sepetine atılmadığı sürece de mücadele devam edecektir, ediyor. Kürtler rehavete kapılmıyor, haklarını elde etme mücadelesinden feragat etmiyor, siyaset sahnesinden geri çekilmiyor, meşru ve haklı talepler sönümlenmiyor. Yeni sürecin mücadele kodlarında hak talebinden vazgeçme, kenara çekilme, siyasi sorumluluktan kaçma yer almıyor, bilakis daha fazla mücadele, daha fazla sorumluluk alma, daha fazla kazanma öngörülüyor. Kuşku yok ki süreç sahiplenildikçe, mücadele toplumsallaştıkça kazanım büyük olacaktır. Kürtler, Türkler, Aleviler başta olmak üzere, bu ülkede ve bölgemizde yaşayan tüm halklar, tüm inanç grupları kazanacaktır…

*

Demokratik siyaset elzem bir imkandır. Demokratik siyasetin önünü açan yeni sürecin sonu gelmeyen tartışmalara, gereksiz polemiklere girmeye tahammülü yoktur. Herkes duruşunu, sürece yaklaşımını netleştirmek zorundadır. Mücadeleyi sekteye uğratmaktan, işi başkasına havale etmekten, bahane uydurmaktan, sorumluluktan kaçmaktan uzak durmalıdır. Gösterilen büyük fedakarlıklarla, verilen ağır bedellerle bugüne kadar getirilen mücadelenin eksiği yanlışı, kaybı kazanımı üzerinden polemik yürütmenin, halkın enerjisini pratikte karşılığı olmayan boş tartışmalarla, özellikle de sonu gelmeyen manipülasyonlarla tüketmenin, “muhalif duruş” adı altında “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na cepheden saldırmanın, en önemlisi milyonları hayal kırıklığına uğratma çabası içinde olmanın, kitleleri umutsuzluğa sürüklemenin telafisi zor tarihsel bir hata olacağını bilmek gerekiyor. Elbette halkta büyük bir heyecan yaratan yeni süreçle birlikte, “Bu mücadelede ben de varım…” diyen, diyecek olan her iddia sahibinin, toplumsal çıkarları esas alarak kendisini gerçekleştirmek isteyen her mücadele insanının önü sonuna kadar açılmıştır…

*

Büyük kazanmanın, büyük başarmanın arefesinde olmanın bilinciyle hareket etmek gerekiyor. Palavra meydanına dönüşen sosyal medya platformlarında sidik yarıştırmanın, ipe sapa gelmez yalan ve iftiralarla zaman kaybetmenin, ateş olsa cirmi kadar yer yakan, kendisiyle, halkıyla, ilerici insanlıkla kavgalı, bir anlamda gayya kuyusunda yaşamayı maharet bellemiş iflah olmaz kimi kişi ve çevrelerle uğraşmanın, hakaretin ötesine geçmeyen söylemlerini ciddiye almanın, ulaşılan politik seviyeyi düşürmenin, gereksiz didişmelerin içine girmenin zamanı değildir. Unutulmasın ki yumurta küfesini sırtında taşımanın sorumluluğu ile hareket etme sürecine girilmiştir. Yeni sürecin ruhuna uygun olarak herkes, ama herkes kapasitesi oranında samimi bir katılım sağlamalıdır. Her Kürt, her yurtsever, her demokrat, kişisel olarak etik, ahlaki, vicdani sorumluluklarını tereddütsüz üstlenmelidir, bir üyesi olduğu halkıyla birlikte demokratik siyaseti büyütmelidir, demokratik topluma ulaşma, dolayısıyla kazanma mücadelesini en üst düzeyde yürütmelidir. Dahası herkes en iyi bildiği, hakkını en iyi verebileceği işi yapmanın heyecanıyla sürece katılım sağlamalıdır. Kuşkusuz süreçle birlikte aydını, yazarı, sanatçısı, siyasetçisi, iş insanı, işçisi, köylüsü, emeklisi, kadını, genci başta olmak üzere her kimin elinden ne geliyorsa onu yapma sorumlululuğu ile karşı karşıyadır. Unutulmasın ki başarmak her zamankinden daha yakındır, mümkündür ve bizim elimizdedir…

*

Enseyi karatmanın, rehavete kapılmanın değil, daha fazla kenetlenmenin, daha çok mücadele etmenin, daha büyük kazanmanın zamanıdır. Sayın Abdullah Öcalan’ın, barış görüşmeleri kapsamında geliştirdiği, görüntülü olarak kamuoyuna açıkladığı “Demokratik Toplum Manifestosu” paradigması bunu öngörmektedir. Sayın Öcalan’ın, “Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım…” cümlesinde, büyük bir özgüvenle ifade ettiği gibi Kürt halkının hak mücadelesi durmuyor, kesintisiz devam ediyor…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.