Barışın önemine vurgu yapan 18 yaşındaki yüzü puşu ile kapalı eylemci, “Bakın süreç deniliyor adım atılmıyor. Sürekli operasyon yapılıyor. Burada gerilla ile asker karşı karşıya gelse ölüm yaşansa kim suçlu olur. Biz barışın da yasal güvenceye alınmasını istiyoruz” dedi.
İlyas AKENGİN
DİYARBAKIR’ın Lice İlçesi’nde, hem çözüm süreci konusunda yasal bir adım atılması için hem de karakol ve kalekol yapımlarının durdurulması için, 14 gündür hendekler kazarak, yolu trafiğe kapatan grup, Tigris Haber’e konuştu. Tüm giriş çıkışların yasak olduğu bölgeye yaklaşık 3 kilometrelik bir yolu yürüyerek giden ekibimiz, belediye başkanı ve eylemcilerle görüşerek konunun tüm yönlerini ele aldı.
Çelik başlıklı gaz fişeği kullandılar
Eylemciler içinde olan gençlerin hemen hemen hepsi yüzlerini kapatmış. Lice Belediye Eşbaşkanı Harun Erkuş’ta kalabalığın içinde oturuyor. Konuşmasına, “Önceki gün sabah saatlerinde yüzlerce asker çadırımıza müdahale etti” sözleri ile başlayan Erkuş, “Yüzlerce gaz bombası atıldı. Bu defa kullanılan gaz fişekleri çok farklıydı. Çelik başlıklı gaz bombalarıydı. Gazın etkisinden yere yığılan anneler, kendinden geçenler oldu” dedi. Göstericilerin gaz bombasından dolayı belinden, sırtından, kafasından yaralandığını belirten Erkuş, “112 acil servisi aradık, ancak onlarda kendi güvenlikleri açısından bölgeye gelemeyeceklerini söyleyince, yaralıları çevredeki köylere götürdük” diye anlattı.
Eylemciler tanınsa tutuklanırlar
Eylemciler arasında silahlı kişiler var mı? Askere silahla ateş açıldı mı?” sorusuna, gaz bombaları ve gerçek mermilere karşı kendilerini ses bombaları, taşlar ve molotof kokteyli ile koruduklarını söyledi. Eylemcilerin yüzlerini neden kapattığı sorusuna Erkuş, “Eylemciler Liceli, sivil halk. Yüzlerini kapatıyorlar çünkü tanınmak istemiyorlar. İlçeye giriş ve çıkışlarında tanınmaları durumunda hemen hemen hepsi ya gözaltına alınacak ya da sıkıntı yaşayacak” diye cevaplayarak, eylemde çevre köylerden halkın ve annelerin olduğunu belirtiyor.
Eylemde olanlar sivil, silahlı değil
“Göstericilerin bulunduğu çadırdan askerlere ateş açıldığı iddiası var. Aranızda silahlı militanlar var mı” sorusuna Erkuş, eylemde katılanların çevre köylerden gelen halktan kişiler ve annelerin olduğunu söyledi. Çevredeki eylemcileri gösteren Erkuş, “Kimsenin elinde silah, uzun namlulu tüfek gördünüz mü? Ya da yol boyunca karşılaştığınız oldu mu? Bizim eylemimiz silahlara ve ölümlere karşı. Buradaki direniş, bütün hakların özgürlüğü içindir” diye cevapladı. Halkın temel amacının süreci korumaya dönük olduğunu ifade eden Erkuş, “Gerilla ve askerin öldürülmemesi, doğanın katledilmemesi, ormanların yakılmamasını, kalekol yapılmamasını istiyoruz” dedi. Erkuş, yapılan eylemin demokratik olduğunu vurguladı.
İktidara güvenmiyoruz
Erkuş, “2013’den bu yana 160’a yakın kalekol yapıldı. Bu süreçte 1. aşamaya gelinerek örgüt ateşkes ve geri çelimle kararı alsa da demokratik sistem zemini hazırlanmadı. 2. adım devlet tarafından atılır dedik. O da olmadı. Halkın siyasi iktidara güveni için yasal çerçeve oluşturulması gerekir. Yasal çerçeve ile, sağlanan barış ve hak yasalarla korunmuş olur. Halk eşit haklara sahip olduğunu görür. Devletin bu konuya ciddi yaklaştığını görürse inanır. Ancak biz halk olarak iktidara güvenmiyoruz. Adım atmadığı, savaşa hazırlandığı için siyasi iktidara güvenimiz yok” dedi.
Devlete çağrı
Olayın basında yer alışını da eleştiren Erkuş, “Olay basına yansıdığı gibi değil. Halkın karayolunu işgal edişinin nedeni barış sürecini sabote edenlere karşıdır. Tam aksine kalekol yapanlar barış sürecini provoke ediyor. Biz burada halk olarak devlete çağrı yapıyoruz. Kalekol yapımını durduracaklarını söylesinler bizde eylemimize son verelim” sözleri ile cevap verdi. Erkuş, barışın yasal zemine kavuşturulması, haklarının yasal düzenleme ile güvence altına alınması halinde, devletin yapacağı karakollara karşı çıkmayacaklarını söyledi.
Doğa severler nerede?
Yapılan eylemlerin basında yer alış şeklini de eleştiren Erkuş, “Kürdistan’da deyince potansiyel suçlu olarak bakıyorlar. Demokratik taleplerimiz bununla bastırılmaya çalışılıyor. Gezide ağaçla başlayan bir direniş vardı. Kitle sahiplendi. Burada 10’larca hektar iş makineleriyle tahrip edildi. 1990’lı yıllardan bu yana insanla beraber doğa katliamları oldu. Doğa severler buraya sahip çıkmadı. Sanırım Kürdistan doğa sevenler için farklı bir yer” diye sitem etti.
Barış yasal güvenceye alınmalı
Söze başka bir eylemci katılıyor. Barışın önemine vurgu yapan 18 yaşındaki yüzü puşu ile kapalı eylemci, “Bakın süreç deniliyor adım atılmıyor. Sürekli operasyon yapılıyor. Burada gerilla ile asker karşı karşıya gelse ölüm yaşansa kim suçlu olur. Basın hemen PKK yaptı der ve geçer. Biz barışın da yasal güvenceye alınmasını istiyoruz. Süreç yasal zemine kavuşsun eylem biter” dedi. Öte yandan kendilerine yönelik, psikolojik baskının uygulandığını şu sözlere anlatıyor: “Askerler bize saldırıyor. Megafondan ‘Aponun p.leri’ diye hakaretler yağdırıyorlar. Mehter Marşı’nı son ses çalıp bize dinletiyorlar.”