Sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada Erdoğan, terörle mücadele sürecinde sağduyunun önemini vurgulayarak "Türkiye bizim ortak hayat alanımız, ortak sevdamız, ortak geçmişimiz, ortak geleceğimizdir. Bugüne kadar nice badirelerin üstesinden gelmeyi başaran Türkiye, bölücü terör meselesini de çözecektir. Bizim mücadelemiz sadece ve sadece teröriste karşıdır. Vatandaş olarak, tahriklere, provokasyonlara asla gelmeyerek, üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmiş oluruz. Vatandaşlarımızdan terörle mücadele sürecinde sağduyularını ve metanetlerini muhafaza etmelerini rica ediyorum" dedi.
Başbakan Davutoğlu: Başta basın kuruluşları olmak üzere, siyasi parti merkezleri ve sivil vatandaşlarımızın mülklerine zarar vermek kabul edilemez
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, Twitter hesabından protesto gösterileri ve sonrasında çıkan olaylara ilişkin sağduyu çağrısı yaparak, "Başta basın kuruluşları olmak üzere, siyasi parti merkezleri ve sivil vatandaşlarımızın mülklerine zarar vermek kabul edilemez. Terörün cezasını hukuk çerçevesinde güvenlik güçlerimiz ve yargı verecek. Kimse kendisini kanunun yerine koymamalıdır. Yüreği vatan sevgisiyle dolu tüm vatandaşlarımı sükunete, kucaklaşmaya ve devletine güvenmeye davet ediyorum" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu Twitter hesabından şu ifadelere yer verdi:
"TERÖRÜN AMACI SARSILMAZ KARDEŞLİK BAĞLARIMIZI ZEDELEMEK, KARDEŞLER ARASINA FİTNE SOKMAKTIR"
"Van'da aziz şehitlerimizin cenaze törenindeydik. Al bayrağa sarılı evlatlarımız Türkçe, Kürtçe, Arapça ağıtlarla ebediyete uğurlandılar. Van'da bir kez daha milletimizin bütün fertlerinin aynı kararlılıkla teröre karşı omuz omuza durduğunu müşahade ettim. Teröre karşı yürüttüğümüz ortak mücadele kardeşlik bağlarımızı daha da güçlendirmektedir. Aziz milletime sesleniyorum: Terörün amacı bizim bu sarsılmaz kardeşlik bağlarımızı zedelemek, kardeşler arasına fitne sokmaktır.
"KİMSE KENDİSİNİ KANUNUN YERİNE KOYMAMALIDIR"
Başta basın kuruluşları olmak üzere, siyasi parti merkezleri ve sivil vatandaşlarımızın mülklerine zarar vermek kabul edilemez. Terörün cezasını hukuk çerçevesinde güvenlik güçlerimiz ve yargı verecek. Kimse kendisini kanunun yerine koymamalıdır.
"KARDEŞ KAVGASINA DA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"
Yüreği vatan sevgisiyle dolu tüm vatandaşlarımı sükunete, kucaklaşmaya ve devletine güvenmeye davet ediyorum. Hukuk çerçevesinde yürüttüğümüz operasyonları büyük bir kararlılıkla devam ettirirken, kardeş kavgasına da müsaade etmeyeceğiz."
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu: "Bugün, yıllardır süren kardeşliğimizi bir kez daha tüm dünyaya gösterme zamanıdır. Yurttaşlarımı sağduyu ile hareket etmeye davet ediyorum"
Bahçeli: Taşkınlıktan uzak durmak, sağduyulu hareket etmek herkesin en temel tarzı olmalıdır
MİLLİYETÇİ Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Iğdır ve Tunceli'deki terör saldırıları hakkında yazılı açıklama yaptı. Teröre tepki eylemleri konusunda sağduyu çağrısı yapan Bahçeli'nin açıklaması şöyle: Türk milleti teröre haklı olarak tepki göstermektedir. Bayraklar evlere asılırken, milli ve demokratik itirazlar yurdumuzun her köşesinde beklendiği üzere yeşermekte, mesafe almaktadır. Bunlar oluyorken, etnik kavga ve karışıklığının önü de açılmamalıdır.
Taşkınlıktan ve ölçüyü kaçıran heyecan selinden uzak durmak, sağduyulu ve soğukkanlı hareket etmek herkesin en temel tarzı olmalıdır. Önemle dikkat lazımdır ki, bir kıvılcım Türkiye'nin yanmasına, iç kargaşaya çakılmasına yetecektir. Türk-Kürt düşmanlığı için provokasyon yapan, fırsat kollayan, ortam yoklayan mihrakların kurguladıkları oyunlara düşmemek, yazdıkları senaryolara alet olmamak asıldır. Bu hususta Milliyetçi-Ülkücü Hareket titizlikle davranacak, karanlık mahfiller tarafından organize edilen anonim kalabalıkların dümen suyuna girmeyecektir. İçimiz alev alsa da, parti binalarının taşlanmasından boyut ve yönü karmakarışık eylemlere kadar Türkiye'nin aleyhine olan gelişmeler hızla tırmanabilecektir. Masum ve son derece makul şekilde gerçekleşen teröre lanet yürüyüşlerinin demokratik sınırlarda kalması da elzemdir. Eğer ülkemize yönelen hain ve hasmane saldırıların önü alınamaz, Erdoğan'ın komplo ve tuzakları ısrarla devam ederse, benzerlerine birçok ülkede rastlanan tarihi nitelikli büyük saray yürüyüşünün icrası da kaçınılmaz olabilecektir. Bu yakın tehlikeye herkes samimiyetle ve özenle dikkat etmelidir.
1 Kasım'da yenilenecek milli irade, varlığını devam ve idame ettirmek istiyorsa ilk önce AKP zulmünden, saray tasallutundan kurtulması vazgeçilmez bir şarttır. Aksi halde, dış mihraklar tarafından kiralık olarak kullanılan terör Türkiye'yi yutacak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü imha edecektir. Bunun sonucunda, Ortadoğu'daki karanlık tablonun, çalkantı ve silahlı boğuşmanın bir benzeri Türkiye'de vuku bulabilecektir. Bu itibarla ülkemiz bıçak sırtı bir durumdadır. Şayet terörle mücadelede milliyetçi bir ruh ve şuur vasat bulmazsa, kapatılması mümkün olmayan derin yaraların açılacağı, milli birlik ve bütünlüğümüzün zedeleneceği, kardeş kavgasının zemin bulacağı çok sancılı yeni bir süreç önümüzdedir.”
"BİZ BARIŞ İÇİN KANDİL'E DEĞİL, FİZAN'A GİDERİZ"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP milletvekilleriyle birlikte Diyarbakır HDP İl Binası'nda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Demirtaş, "Her yerde AKP ve ırkçı güruhlar sokaklarda faşizm rüzgarı estirerek Kürt adına ne varsa, HDP demiyorum, Kürt'e benzeyen ne varsa her şeyi yakıp yıkma ve ülkede toplumun muhalif kesimlerine diz çöktürme operasyonu yapılıyor. Bu söyleyeceklerim protesto amacıyla, barış istiyoruz vesilesiyle sokağa çıkanlara değildir. Bu söylediklerim AKP ve MİT istihbaratı eliyle örgütlenmiş tetikçileredir. Bunlar bizzat isim isim tespitli, maaşlı ve bu işleri yapsınlar diye resmi olarak görevlendirilmiş çetelerdir" dedi.
"İĞNE UCU KADAR BARIŞ İHTİMALİ GÖRDÜĞÜMÜZ YERDEN GİRERİZ"
Açıklamalarının ardından HDP'nin Kandil'e heyet gönderme konusunda bir çalışmasının olup olmadığı sorulan Demirtaş, "Biz, barış için Kadil'e değil; Fizan'a gideriz. Yeter ki koşullar oluşturulsun. Fakat Cumhurbaşkanı ve Başbakan ikilisi, Enver Talat Paşalar gibi ülkeyi felakete sürüklerken onlara iki çift laf etmeyenler HDP'den ne bekliyor, anlamadım. Hükümet bu savaş politikalarında ısrarlı olduğu sürece HDP, Kandil'e 30 defa gitse ne olacak? Savaş isteyen, bunlar. Biz yine de iğne ucu kadar barış ihtimali gördüğümüz yerden gireriz. Zaten bizim dışımızda barışı arayan yok" diye konuştu.