Masraflar Kayyumdan mı?

NACİ SAPAN

Cumhurbaşkanının Bartın’daki talihsiz maden kazası nedeniyle ertelenen Diyarbakır ziyareti yarın(Pazar) günü gerçekleşiyor. Erteleme söz konusu olunca ziyaret ile ilgili masraflarda doğal olarak arttı gibi görünüyor. Billboardlardaki duyuruların tarihleri değişti, yeniden asıldı. Miting alanı ile ilgili hazırlıklar, ikinci kez yapılan çalışmalar falan derken, geliş-gidiş masrafları çok önemli olmasa da, ekonomik krizin zirve yaptığı bir dönemde göze batıyor, konuşuluyor.

Sadece dışarıda, muhalif olanlar, karşı olanlar tarafından konuşulsa, ‘kıskanıyorlar’ diyeceğim de, öyle değil. Aksine içeriden, parti'nin içinden, belediyelerin içinden, AK Partiye çok yakın olanlar tarafından konuşuluyor ve eleştiriliyor. Elbette ki ‘2. Kez neden geliyor’ diyen yok, ‘Baş göz üstüne’ diyorlar. Ancak, kayyum belediyeleri üzerinden gerçekleşen masraflara kafaları takılı kalıyor insanların.

İçeriden yapılan anlatımlar önemli, hem de gerçekçi.

Dediler ki; Miting alanını doldurmak için yöntemler deneniyor. Pazar olmasına rağmen bazı resmi kurumlar personeli miting alanına yönlendiriyor. Bunun dışında kayyum belediyeleri ilçelerden takviye kalabalık için çok sayıda araç kiralamaya gitmiş.

Araçların ücretleri, gelenlerin yemesi, içmesi kayyum tarafından karşılanıyormuş! Rakamda söylediler, ancak, çok diye

düşündüm, yine de yazayım ki, doğru ise bildiğimiz bilinsin.

‘Bas, bas faturaları Leyla’ya’ misali harcama!

Dediklerine göre, 2 bin 300 civarında araç kiralanmış. Küçük ya da büyük bilemiyorum, ancak bin TL ödeme yapıldığı ya da yapılacağı yönünde de bilgi var. 13 ilçe, 2 bin araç, yeme, içme, masraflar derken, Kayyumların keyfi yerinde.

Masraf Cumhurbaşkanına ise, kesenin ağzı açılır, sorgulayan da olmaz.

Belki öyle düşünülüyordur, ancak, içeriden takipçilerin olduğunu söyleyeyim.

Kantarın topuzu her türlü kaçtığı için, kimse seyretmiyor, biraz da vicdan yapılıyor, yanlışlar dışarıya, benim gibi gazetecilere aktarılıyor. Hepsine değil tabi, kayyum belediyeleri ile işbirliği yapan, oradan nemalanan ‘gazetecilere’ ne diye anlatsınlar.

Cumhurbaşkanı arada bir gelse iyi olur.

‘Gidebilir, geçebilir, uğrayabilir’ diye muhtemel alanlarda topyekûn bir temizliğe girişiliyor.

3-5 ayda bitmez dediğiniz yerler, 3 günde Adanalıların dediği gibi ‘cıncık’ gibi oluyor.

Kent olarak tek avantajımız bakım, onarım oluyor bu tür zamanlarda.

*

Abdulkadir Selvi de gelecek galiba, yarım kalan tefrikasını tamamlamak üzere. Hani o sivil toplum kuruluşlarının örgüt kontrolünde oldukları yönünde yazdığı yazı vardı ya... O gelişinde görüştüğü tacir-tüccar karışımı, kendilerine ‘İş insanı’ diyenlerden aldığı bilgilere karşılık, suçladıkları kesimlerden de görüş alsa iyi olur. Baro, Ticaret ve Sanayi Odası, Amedspor Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri gibi. Bir de kaçar çocuk sahibi olduklarını da sorarsa, biz de aydınlanmış oluruz. Bütün Türkiye'de Kürtlerin çocuk hassasiyetinin dağla ilintili olmadığını öğrenir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.