Meselemiz ekonomidir

NACİ SAPAN

 

 

Çok üst düzeyde tartışıyoruz.

Çok yakınımızda; evimizde, cebimizde, attığımız her adımda olmasına rağmen meselenin özünü kaçırıyoruz. Aslında kaçırmıyoruz, bizi üst düzey tartışmalarla bu alandan uzak tutuyorlar meselenin özünü tartışmayalım diye.

 

Meselenin özü; ekonomidir, cebimizdeki paradır. Ülkenin ve yurttaşlarının fakirleştirildiği, yoksulluğa, açlığa mahkûm edildiği bir sürecin içine çekildik, bir kısmımız prangalı bir kısmımızda prangasız mahkûm olarak bir yaşamın odağına oturtulduk.  

 

Küçük bir kesimin zenginleştirildiği büyük çoğunluğun fakirleştirildiği sürecin muhatabı ise iktidardır, iktidar meseledir, iktidar edenlerdir. Biz iktidarı bir tarafa bırakıp anayasa ve başkanlık sistemini, rejim değişikliğini tartışıyoruz. Hep birlikte bu yanlışın içine çekilmiş durumdayız. Elbette ki tartışacağız ancak, asıl meseleyi tartıştıktan sonra.

 

Onların istediği de bu değil mi?

Asıl konudan uzaklaştırmak.

İktidarla halk arasındaki mesele bu mecranın dışında tutuluyor, tutuluyor ki Doları, Euro’yu, elektriği, suyu, doğalgazı, varlık fonunu, Suriye’yi, dış politikayı, şehitleri, haksız ölümleri tartışmayalım. Türkiye’nin iç ve dış borçlarının altından kalkılamaz hale getirildiğini, katrilyonluk ihalelerin herkesin bildiği 5-6 müteahhide peşkeş edildiğini konuşmayalım.

 

‘Vatan elden gidiyor’ popülizminin hâkimiyetinde, vatanın yukarıda saydığım nedenlerden elden gittiğini söyleyenlere ‘Hain’, ‘ihanetçi’ gibi suçlamalar yaparak, buradan kurtulmanın yolunu referanduma bağlayanların kendilerini kurtarma gayretlerini anladığımız ve bildiğimiz halde tek başına rejimi ve anayasa değişikliğini tartışıyor olmamız tam da onların istediği noktaya çekildiğimizin resmidir.

 

Onlar bu resmi duvara çizmeye başladı. Bizim yapacağımız bu resmi tamamlamamaktır.

Bunun için ‘HAYIR’.  

 

O nedenle; 16 Nisan Referandumunu, oylamayı Cumhurbaşkanlığı, başkanlık, rejim değişikliği ile birlikte, ancak, daha fazla iktidar ve Türkiye’nin ekonomisine verdikleri zarardan dolayı iktidar üzerinden düşünmemizde yarar var.

 

Bu oylamayı, yaptıklarından dolayı, ülkeyi yönetemediklerinden, ekonomik olarak bizi soktukları dar boğazdan kurtuluş yolu olarak görüp, düşünmekte yarar var. 16 Nisan, AK Parti iktidarının gidişini hızlandırmak adına önümüze gelmiş en büyük fırsattır. 16 Nisan iktidarın gidişine zemin hazırladığında, bizi tartışmaya mahkûm ettikleri, içine çektikleri üst düzey tartışmalarının da anlam ve önemi ortadan kalkacaktır.

 

Ekonomisi bitirilmiş, çökertilmiş, halkı açlığa mahkûm edilmiş bir ülkenin yönetim biçiminin Cumhuriyet ya da Başkanlık olmasının getireceği hiçbir yarar yoktur. İktidarın gidişinden önce başkanlık ya da rejim değişikliğine izin verip vermeme tartışmasında, cebimizi boşalttığı için direk muhatabımız konumundaki AK Parti iktidarının sandığa gömülmesini konuşmak, tartışmak daha gerçekçi bir durum olarak karşımızda duruyor.

Bunun için elbette ki ‘HAYIR’.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.