Metal yorgunluğu!

NACİ SAPAN

 

Metal yorgunluğunun kabulü ve birinci ağızdan ifşa edilmiş olması son derece önemli. Belli bir süre aynı hareketlerin tekrarı sonucu kırılma noktasına gelen metalin değişimle, güçlendirme ile bir süre daha kendini koruması mümkün olabilir ancak eski, ilk halini alması, orijinaline dönüşmesi mümkün olmaz.

 

AKP’deki metal yorgunluğu kırılma noktasında. Siyaseten yoruma muhtaç bir durum söz konusu ancak, siyasetin yorumcuları, gazetelerin köşe yazarları AKP’deki metal yorgunluğunu birinci ağızdan duymasına rağmen duruma el atmıyor, itirafın önemi üzerine düşüncelerini ortaya koyamıyor. Tabi durumu sadece metalin şahsında bir yorgunluk olarak değerlendirmeye tabi tutarsak yorum bize düşmez teknik adamlar durumu daha iyi değerlendirir.

 

Metalin yorgunluğunu birey ve topluluklar üzerinden değerlendirmeye tabi tutarsak ruh halinin yorgunluğu, tükenme ve bitme noktası, başarının peşinden koşan bireylerin ego şişkinliği ve patlaması gibi sonuçlar üzerinden yorumlamamız gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor. Metalin kırılmasını engellemek için geçici tedbirlerle güçlendirmek, yaşam süresini biraz daha uzatmak mümkün olabilir, ancak birey ve toplumlardaki yorgunluğun farkına varıldığında yapılacak değişiklik ve güçlendirme yeni bireylerle mümkündür ki, onlarda aynı tornadan çıkmış malzemeler ise dayanma süresi ile ilgili teminat, temenniden öteye bir duruma hitap etmez.

**

Cüneyt Ülsever’in 28 Eylül 2008 tarihli Hürriyet gazetesinde yayınlanan ‘İnsanlarda metal yorgunluğu’ yazısı sanırım bugünkü duruma ışık tutacak cinsten bir yazıdır. Hep birlikte okuyalım;

TEKNOLOJİ harikası bir uçak zaman içinde, mekanik düzeninde herhangi bir bozulma olmadığı halde, çalışamaz, iş göremez hale gelebiliyor.

Uzmanlar bu duruma "metal yorgunluğu" diyorlar.

Uçağa gövde veren muhteşem çelik kaplamalar zaman içinde kendi kendine gevşeyip vasıflarını yitiriyorlar. Eskiyor ve kullanılmaz hale geliyorlar.

* * *

Bazı başarılı insanları ise zamanla "ruh yorgunluğu" teslim alabiliyor. Hastalanmadıkları, herhangi bir fiziki değişime uğramadıkları halde eski performanslarını kaybediyorlar.

İnsanlarda metal yorgunluğu nasıl gelişiyor?

* * *

Bu insanlar esasında temayüz ettikleri alanlarda çok başarılılar.

Önceleri belirli bir işi olağanüstü yetkinlikle yapıyorlar.

Büyük takdir topluyorlar. İnsanların ilgi ve beğenisini kazanıyorlar. Medya onların her yaptıklarını, her söylediklerini manşetlere taşıyor. Her tavırlarında, her kelamlarında keramet arıyor. Bir süre sonra da etrafına yalakalar doluşmaya başlıyor. Yalakalar bu kişilerin etrafına zırh örüyorlar. Başkaları ile temas etmelerini engelliyorlar. Başarılı kişiler öksürse, bu öksürüğün diğer insanların öksürüklerinden daha üstün olduğunu söylemeye başlıyorlar. Tek tük eleştiri yapmaya kalkanlar olursa, o kişileri hemen lanetliyorlar. Eleştiri yapanın başarıyı kıskandığından, eleştiri sahibinin kem gözlü olduğundan dem vuruyorlar.

* * *

Başarılı insan bu dönemleri yaşarken insan fıtratındaki bir zaafa mağlup olmaya başlıyor.

Kerameti kendinden menkul zannetmeye başlıyor.

Allah’ın çok özel bir kulu olduğunu, zaten insanlara bir lütuf olarak yaratıldığını düşünmeyi alışkanlık haline getiriyor.

 

Önceleri "Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz" diye düşünürken yavaş yavaş "Ainesi laftır kişinin işe bakılmaz" diye düşünmeye başlıyor.

Her türlü kararı kendi başına almaya çalışıyor. Katiyen yanlış yapmadığına inanıyor.

 

Çevresinde uyarmaya kalkan olursa onun düşman olduğunu düşünüyor.

En ufak bir eleştiriye bile tahammül edemez hale geliyor.

Çevresini çok kolay kırıyor.

Çok çabuk sinirleniyor.

Rahat küfrediyor, kalp kırmaktan çekinmiyor.

Sağda solda zaten çok özel bir geçmişe sahip olduğunu anlatmaya başlıyor. Geçmiş performansının yüceliğini sayıp duruyor.

 

İşte bu dönemde o kişide ego şişmesi başlıyor. Ego şişmesi giderek ruh patlamasına dönüşüyor. Ruhu patlamış kişi de artık eski performansını gösteremez hale geliyor. Zaten, ona buna laf yetiştirmekten iş yapmaya vakit kalmıyor.

 

İş yapamamak, bundan dolayı daha da beter eleştirilmek, bu insanları iyice kızdırıyor.

 

Bunun içindir ki büyük şirketler, büyük bankalar, ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar, genel müdürlerini 4-5 yılda bir değiştirmeye çalışıyorlar.

Zira ego şişmesi kaçınılmaz!

* * *

Son dönemde 4 başarılı insanda yoğun metal yorgunluğu hissediyorum.

1) Fatih Terim.

2) Dengir Mir Mehmet Fırat.

3) Aziz Yıldırım.

4) Recep Tayyip Erdoğan.

Galiba metal yorgunluğu meselesini biraz tartışmamız gerekiyor. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.