MİTİNG SONRASI PROVOKASYON!

NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Başbakan’ın İstasyon meydanındaki mitinginden hemen sonra yaklaşık 45 dakika sonra ciddi bir provokasyon girişimine tanıklık ettim. Daha doğrusu sadece ben değil, Ofis sanat sokağı girişinde ve tamamında o an mevcut olan herkes bu provokasyon girişimine tanıklık etti. Tanıklığımız Diyarbakır adına tepkiye dönüştü.

Girişim diyorum, çünkü gösterilen tepki karşısında başarılı olmadı provokasyon. Her an karşılıklı çatışmaya dönüşebilir, onlarca ölü, yaralı çıkabilirdi o alandan.

Şimdi olayı kısaca anlatıp, bu işe sebep olanlara, zemin yaratanlara bu kentle oynamaya hakları olmadığını hatırlatayım ki, bir daha ateşe benzin dökmeye çalışmasınlar.

Başbakan 2 saatlik gecikmeden sonra istasyon meydanında konuştu, ardından miting gayet sakin bir şekilde dağıldı. Kimsenin başkasına müdahilliği, saldırganlığı yâda sözlü sataşması da söz konusu olmadı. Ancak miting alanının çok uzağında bir yerde, sanat sokağının Rızvanağa caddesi tarafından çoğunluğu genç kalabalık AK Partili bir grup,  sanat sokağı içinden ellerinde bayraklarla sloganlar atarak ofis yönüne doğru yürüyüşe geçti.

‘Mücahit Erdoğan’, ‘Kürt-Türk kardeştir, PKK kalleştir’, ‘Ya Allah bismillah Allah u Ekber’ gibi sloganlar atan grubun yürüyüşü, ‘fol yok, yumurta yok’ misaliyle birlikte ‘Ne gereği var’ diye düşünmemize ve ardından da ‘provokasyon’a zemin olarak değerlendirmemize neden oldu. Zaten çok zaman geçmedi BDP’li gençler daha fazla bir kalabalıkla o alana daldı. Bir süre sonra da polis alana geldi. Bir saatten fazla süren bir gerginlik yaşandı.

Şimdi soruyorum;

-Mitingden hemen sonra Diyarbakır’ın hassasiyetlerini dikkate almadan başka bir alanda tahrik edici sloganlar atarak böyle bir ortam neden yaratıldı?

-Kendiliğinden gelişen bir durum olmadığı her haliyle belli olan böyle bir yürüyüşe BDP’li kesimin yoğunlukta olduğu ofis ve sanat sokağı bölgesinde neden gerek duyuldu?

-Sakin geçen bir mitingin hemen sonrasında böyle bir gövde gösterisinin amacı neydi?

Amaçlı olduğu belli olan yürüyüşün yapılmasına engel olmayan AK Parti yöneticileri, çıkması muhtemel olaydan, ölüm yâda yaralanmalardan nasıl bir sonuç çıkarmayı hesapladılar?

Nitekim yürüyüş yapan AK Partili gençler, BDP’li gençler alana inince bir anda ortadan kayboldular, hemen ardından TOMA’lar, sivil polisler geldi ve alanı kontrole aldı.

Gerekli yorumları yaptık, sonuç şöyle bir şeye tekabül etti;

‘Polisle BDP’li gençliği ve halkı karşı karşıya getirmek’ gibi bir şey amaçlanmış. Çok tehlikeli bir amaç. Polis gelinceye kadar o alandan onlarca yaralı, ölü çıkabilirdi. Bence Diyarbakır o akşam çok büyük bir tehlikenin eşiğinden döndü.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.