Olpak, şunları kaydetti: "Çözüm Süreci, ilk gündeme geldiği zamanlardan bu yana 2 yıla yaklaştı. O zaman MÜSİAD olarak şunu demiştik; Çözüm Süreci sadece Türkiye açısından Doğu ve Güneydoğu'nun değil, Orta Doğu'nun ve o coğrafyanın kaderini değiştirecek belki de yüzyılın en önemli barış projesidir; ama 30 yılın acılarını ve sıkıntılarını da içinde biriktiren bir projedir. 'Bu acıları ve sıkıntıları çözmek gerekir, kararlılıkla gidilmeli ama bu dikenli bir yoldur. Bu yolda yürürken bizim ayağımıza dikenler batacaktır, engeller çıkacaktır, buna baştan hazırlıklı olalım, yani bir gül bahçesi içinde gitmeyeceğiz. Bu hazırlık içerisinde olmak kaydıyla süreç devam ettirilmelidir' demiştik.
Biz Türkiye'nin her bölgesinde örgütlüyüz. En son biz 31 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında bölgenin önemli alanlarından birisi olan Şanlıurfa'daydık. Özellikle Kobani'yi çokça konuştuğumuz bir yerde, Şanlıurfa'da bugün 420 bin Suriyeli mülteci var; bunun 200 bini son dönemde Kobani'den gelmiş kişiler. Birileri Kobani'yi çok konuşuyor ama Şanlıurfa'da böyle bir gerçeğin olduğunun çok da farkında değiller. Ben 6-7 Ekim olaylarından 20 gün sonra 700'den fazla üyemle Şanlıurfa'daydım. Biz oraya inandığımız için gittik. 3-5 kişiyle göstermelik bir heyet de değildi. Eşlerimiz de vardı. Siz ailenizi de oraya götürebiliyorsanız bu bir göstergedir. Ne planımızı erteledik, ne toplantımızı ileri bir tarihe attık. Bir yıl önce planlanmış toplantımızı aynen uyguladık."
Olpak, Çözüm Süreci'ni desteklemek noktasında, geçen yıl genel kurullarını yaptıktan sonra ilk yönetim kurulu toplantılarını genişletilmiş başkanlar toplantısı olarak Batman'da gerçekleştirdiklerine değinerek, "Bu bir tavırdı, bir göstergeydi. Biz 6-7 Ekim'den etkilenmedik. Bir yıl önce planladığımız Şanlıurfa toplantımızı yine yaptık. Bazı dernekler 'Çözüm Süreci biraz flulaştı, biz toplantılarımızı erteliyoruz' dedi. Biz ertelemedik. Bu bir tavır göstermektir. Bence sorunun MÜSİAD üzerine düşeni en azından gücünün yettiği kadar doğru yerde durarak yapıyor" diye konuştu.