Narin davasında temyiz başvurusu

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin davada yargılanan sanıklardan Enes Güran’ın avukatları, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin istinaf kararını temyiz ederek Yargıtay’a başvuruda bulundu.

Ardıl BATMAZ

TİGRİS HABER - Başvuruda, yargılamada ciddi usul ve esas hataları yapıldığı, müvekkillerinin lekelenmeme hakkı ile masumiyet karinesinin hiçe sayıldığı savunuldu.

Enes Güran’ın müdafileri Av. Mahir Akbilek ve Av. Muhammet Fatih Demir imzalı 102 sayfalık başvuruda, kamuoyunda büyük yankı uyandıran cinayetin maddi gerçeğiyle ilgili temel soruların hâlâ yanıtsız olduğu ifade edildi. Avukatlar, “Anne ve ağabeyin gerçekten Narin'i öldürmeleri halinde onun cansız bedenini bu kadar kısa bir süre içerisinde, üstelik yakınlıkları bulunmayan komşularına teslim etmelerinin hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edeceği dahi düşünülememiştir” açıklamasında bulundu.

“YARGI, AĞIR BEKLENTİ VE PSİKOLOJİK BASKI ALTINDA KARAR VERDİ"

Dilekçede, cinayetin ardından soruşturmanın önemli ölçüde yanlış yönlendirildiği, ailenin toplum önünde adeta ‘sanık’ haline getirildiği belirtildi. Özellikle sosyal medya ve televizyon programlarında Enes Güran ve ailesine yönelik spekülatif yayınlar nedeniyle kamuoyu baskısının oluştuğu belirtilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:

"Toplumda özellikle medyanın kabul doktrini etkisi sonucu oluşan duyarlılık neticesinde soruşturma ve kovuşturma sıra dışı bir hız ve şekle bürünmek durumunda kalmış, yüksek ilgi ve takip bürokrasi ve siyasette de karşılık bulmuş yargı makamları bu ağır beklenti ve psikolojik baskı altında işlemlerini icra etmek durumunda kalmışlardır. Duruşmalar büyük bir ilgi ile takip edilmiş, genel değerlendirmeye aykırı savunma, yorum ve fikirler ciddi hakaret ve saldırılara maruz bırakılmıştır. Bu esnada Nevzat Bahtiyar, savunmasını diğer sanıklara göre oldukça avantajlı bir atmosferde gerçekleştirebilmiş, Gürab soyadlı sanıkların pek çok akrabası delilleri karartma yahut suçluyu kayırma isnadıyla tek kişilik hücrelerde tutuklu iken ve kendisi ile birlikte yargılananlar toplumun genelinde nefret objesi olarak kabul edilmişken kendisinin akrabaları tanık olarak ifade verirken "korunduklarını bilmenin huzuru içerisinde" açık şekilde yalan söyleyebilmiş, çelişkili isnat ve beyanlarda bulunabilmişlerdir."

“DELİL DEĞERLENDİRME ARAÇLARI DELİLDEN ÜSTÜN TUTULDU"

Sanıklardan Nevzat Bahtiyar’ın soruşturma sürecinde çelişkili beyanlarda bulunduğu belirtilen dilekçede, “Bahtiyar’ın son ifadesini değiştirmesi, Daraltılmış Baz Raporu’nun kamuoyuna sızmasının hemen ardından gerçekleşmiştir. Bu da ifadesinin yönlendirme sonucu değiştirildiği şüphesini doğurmaktadır. Buna rağmen kamuoyunda kendisi ‘masum köylü’ imajıyla yargılanırken, Güran ailesi ‘nefret objesi’ haline getirilmiştir” ifadelerine yer verildi.

Avukatlar, Enes Güran’ın telefonundan herhangi bir veri silinmediğinin açık olmasına ve uyuşturucu kullanmadığına dair uzman raporunun bulunmasına rağmen, aleyhe hiçbir somut delil olmaksızın hüküm verildiğini belirtti: "Dar Baz verisinin kamera kayıtları ve imaj kayıtları ile açıkça uyumsuz olduğu ortaya çıkmasına rağmen ön yargı kırılamamış, adeta tüm kurumlar Güran soyadlı sanıklara karşı tek bir cepheye sıralanmışlardır. Delil değerlendirme araçları, delilden üstün tutulmuş; müvekkil Enes’in cinayet faili olduğuna ilişkin dosya kapsamında hiçbir beyan ve belirti delili bulunmamış olmasına rağmen; sübut yönünden yargılama tekelini eline alan bilirkişilerin kanaatleri hükme doğrudan tesir etmiştir. Yargılama maddi delillerle değil, zanlar ve kolluk tutanaklarına dayalı ilerlemiş, İstinaf sürecinde de bu yaklaşım devam etmiş, örneğin muhalefet şerhi içeriği basına sızınca, muhalefet şerhi sahibi yargıç ile ilgili ortaya iddialar dahi atılabilmiştir."

Temyiz dilekçesinde, Diyarbakır Valisi ile Jandarma Genel Komutanı’nın yargı süreci devam ederken yaptığı açıklamaların “yargıya müdahale” anlamına gelebileceği ifade edildi. Avukatlar, “ Kamu görevi üstlenen memur ve görevlilerin yargıda görülmeye devam eden bir sürece ilişkin açıklama yaparken oldukça hassas davranması gerektiği tartışmadan varestedir. Kaldı ki Narin'in katilinin cezasız kalma ihtimali dahi ürkütücü olduğu gibi ilgisiz bir kimsenin bu damga ile cezalandırılması fikri de kimse tarafından istenmeyecektir. Ancak, hakikat gece gibidir, gökte bir değil dört güneş belirse bile dünya döndükçe gece olacaktır" dedi.

Yargıtay’a sunulan temyiz dilekçesinde, Diyarbakır BAM 1. Ceza Dairesi'nin kararının kaldırılması, yerel mahkeme kararının bozulması ve Enes Güran’ın tahliye edilmesi talep edildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri