Neyin bedeli?

NACİ SAPAN

Neyin bedeli?

Naci Sapan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Suriye'nin Kuzeyinde Devlet Kurulmasına İzin Vermeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun buna engel olacağız’ gibi net, sert bir açıklama yaparak, ortamı bir kez daha gergin hale getirdi.

Bedel cümlesi çok önemli

Hangi bedel?

Neyin bedeli?

Durup dururken Suriye’nin Kuzeyine(Rojava’ya)yönelik bir algı yönetimi devreye sokuluyor, dolayısıyla Kürtlere yönelik bir düşmanlık körükleniyor. Bu cümleler sarf edilirken, ordunun Suriye topraklarına girmesi yönünde hazırlıkların yapıldığı haberleri yayılıyor.

 

Ordunun Suriye’ye girmesinin savaş nedeni olduğunu biliyoruz. Suriye topraklarının tamamı Esad rejiminin kontrolünde olmasa dahi o topraklara girilmesinin karşılığı Suriye rejimi ile savaş ilanı anlamına geliyor. Böyle bir durumun söz konusu olması halinde İran ve Rusya’nın rolünü hesaba kattığımızda, belki de küresel güçlerin arzuladığı ya da programladığı sonuçlarla karşı karşıya kalınacaktır.

 

Kürtlerin o bölgede Devlet kurma arzusunun, talebinin çok ötesinde bir durumun ortaya çıkmasının karşılığı topyekûn bir savaş durumuna hitap ediyor. Muhtemel bir savaşın direk muhatabı olacak Türkiye’nin ödeyeceği bedelin ne olacağını halka/halklara rağmen hesaplamayan ‘Savaşçı zihniyetin’ ülke yönetimindeki bu son kararlarını sorgulamamız gerekiyor.

 

AKP/Saray iktidarının, halkın ‘DUR’ uyarısına rağmen, ‘Durmak yok yola devam’ şiarı ile yürümeye devam etmek istemesinin bedelini ödeyecek olan kesimin halkın çocukları olduğunu gözden kaçırmamak ve buna karşı durmak yurttaşlık görevidir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki demografik yapının değişmesine izin vermeyeceklerini söylerken, Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin değişen demografik yapının bir parçası olduğunu bilerek ya da bilmeyerek gözden kaçırıyor. Aslında Erdoğan, ‘Kürtlere ait bir devlete izin vermeyeceğiz’ demek istiyor. Ancak fiili gerçeği özellikle gözden kaçırıyor Sayın Erdoğan. Demografik yapıyı değiştiren bir devlet yapılanması olmasa dahi Federe Kürt Bölgesi, sınırları Irak anayasası ile belirlenmiş ‘İç devlet’ konumundadır.

 

Türkiye sınırları içinde ‘Bir Kürt Devletine izin vermeyiz’ açıklaması söz konusu olsa kendi içinde anlaşılır olmakla birlikte, bizin de yıllardır alışık olduğumuz nutuklar olduğu için çok fazla dikkate almayacağız. Ancak, kendi topraklarımızla ilgili bir durum söz konusu olmadığı halde Kürtler söz konusu olduğunda küresel bir savaşı göze alacak kadar gözü kara olmayı doğrusu anlamakta zorluk çekiyoruz.  

**

Metropoll'un seçim sonucu üzerinden yaptığı araştırmaya göre; AK Parti'nin tek başına iktidar olamama nedenleri arasında ilk sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmaları yer alıyor.

Yaptığı konuşmaların AK Partiye kaybettirmesinin çok fazla bir önemi yok çünkü ülkeyi yönetecek birileri var. Önemli olan konuşmaları ile ülkeye kaybettirmemesi.

Birileri iktidarını sağlama alacak diye halkın/halkların çocuklarının savaş bedeli ödemesi gibi bir mecburiyeti mi var?

Neyin bedeli?

Hangi bedel?

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.