‘O Gün’den Bugün’e

NACİ SAPAN

‘O gün’ tanıdım onu, Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun, gelecek vaat eden genç bir Diyarbakır kızı olarak. 90’lı yılların ortalarıydı. Cevval hareketli, sürekli konuşan, tartışan, soru soran bir mülkiyeli. Kentimizle ilgili yapılması gereken birçok konuda fikirlerimizin örtüşüyor olması dostluğumuzun da temeli oldu.

 

‘O gün’ bugün aile dostuyuz.

 

Kentin sosyal, ekonomik ve girişimcilik alanlarına dokunmak istiyordu, dokundu. Sadece kente dokunmanın ona yetmeyeceğinin sinyalini ‘O gün’ veriyordu. Zaten yetmemiş, Kürt bölgesinin tamamına dokunmuş çok ince, zarif, aynı zamanda yürek burkan gerçekçi bir anlatımla.

 

O Günlerden bugünlere taşıyacağı çok şeyin olacağını biliyordum, ancak ortaya nasıl bir şey çıkacağı konusunda hiç tahmin yürütmedim. Çünkü Nurcan şaşırtabilir, tahminlerimin dışına çıkabilirdi, çıkmış zaten. Biriktirmiş, derlemiş, toplamış,‘bir çırpıda beni oku’ dedirten bir eser sunmuş bizlere.

 

Nurcan Baysal’ın iletişim yayınlarından çıkan ‘O GÜN’ başlıklı kitabını önceki gün aldım, gece geç vakitlere kadar okudum, bir daha okuyacağım. Sıcağı sıcağına bu yazıyı yazmak istediğim için çok sindirerek olmadı tabii, o nedenle bir kez daha okuyacağım.

 

Tatvan’ın Kavar havzasında kırsal kalkınma çalışmaları çerçevesinde ‘Nasıl bir kalkınma’ sorusuna cevap ararken, Kavar’ın hikâyesini planlarken, hikâyenin rotası değişmiş. Kavar’ın tek başına kalkınmayla ilgili hikâyesini yazsa 5 yılla sınırlı bir hikâye olurdu, belki de okumazdık. Nurcan düşünmüş, taşınmış, kendini ‘Kalkınma Oyunu’nun dışına atmış.

 

Kitap ilk etapta, yani derli toplu okunmadan tek başına KAVAR havzasının ve insanlarının günlük hikâyesi gibi algılanabilir, ancak öyle değil. Aynı coğrafyada birlikte yaşayan Kürtlerin ve Ermeni’lerin yüzyıl önceki trajik tarihine de dokunarak dalmış Kavar’lıların ve Kavar havzasının hikâyesine.

Yüzyıl önceki O GÜN’leri, Kürdistan coğrafyasında son 30-40 yılda yaşanan O Günlerle buluşturmuş Nurcan.

 

İşkence, tutuklama, köy boşaltmaları, köy yakmaları, iç-dış göç, koruculuk sistemi, gerillanın alan çalışmasındaki kazanımlarının iç içe anlatıldığı sürükleyici eser, usul, usul savaştan barışa evirilen bir rota çiziyor ve 2013’ün tarihi Newroz’uyla, ‘O GÜN’ ile buluşuyor.

 

Kitap Nurcan’a ‘Kürt kadınıyım’ dedirtmiş.

Kutluyorum sevgili Nurcan.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.