Pandemide evde çalışan kadın gazetecilerin yükü daha da arttı

TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu’nun pandemi sürecinde çalışan gazeteci kadınlar raporunda evde kalan çalışan kadınların iş yükünün daha da arttığı ortaya çıktı.

TİGRİS HABER - TGS Kadın VE LGBTİ+ Komisyonu pandemi sürecinde çalışan gazeteci kadınlar raporu yayımladı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu 8 Mart’a giderken KOVİD-19 nedeniyle yaşanan pandemi sürecinin gazeteci kadınların iş yaşamında karşılaştığı ayrımcılığa ilişkin bir rapor yayımladı.

 Raporda evden çalışan 80 kadın gazeteciye soruların yöneltildiği raporda, esnek çalışmanın kadınlar üzerindeki etkisi gözler önüne serildi.

Haber takibi amacıyla alana çıkan gazeteci kadınların yaşadıkları sorunlara ilişkin olarak ise 10 gazeteci ile derinlemesine görüşmeler yapıldı. Ankette kurumlara mensup çalışan gazetecilerin yanı sıra serbest çalışan gazeteciler ve sendikalı olmayan kadınlar da yer aldı.

Kadınların ücretli köleliğine ev içi köleliği de eklendi

Gazeteci kadınlarla yapılan araştırma, pandemi süreci kadar esnek çalışmanın da kadınlar üzerindeki etkisini ortaya koymak bakımından önemli sonuçlara işaret etti. Pandemi sürecinde evden çalışmaya başlayan kadınların günlük yaşamla iç içe geçen ev içi kadın emeğinin de ücretli emeğe eklendiği görüldü.

Pandemide değişen çalışma saatlerinden kadınlar nasıl etkilendi?

Araştırmaya göre, evden çalışan gazeteci kadınların zaman kullanımı konusunda verdiği yanıtlar, esneklik ideolojisinin başlıca argümanlarından olan “zaman kullanım özgürlüğü” savının doğru olmadığını gösterirken, kadın gazetecilerin yüzde 53,2’si çalışma saatlerinin değiştiğini, yüzde 51,3’ü ise bu değişiklikten olumsuz etkilendiklerini belirttiler. Pandemi sürecinde kadınlar için esnek çalışma süreleri iş yoğunluğunu daha da arttırdı. Kadınlar evde çalışmayla birlikte çocuk bakımını da üstlenmek zorunda kaldı.

Rpora göre, ücretli bir işte çalışan kadının zaman kullanımı; günlük zamanın ücretli iş, ücretsiz iş ve boş zaman arasındaki dağılımını gösterir. Ücretli ve ücretsiz işlerdeki yoğunluğun eşzamanlı artması ise evden çalışmanın gazeteci kadınların boş zaman kullanımı üzerinde yarattığı baskı arttı.

Öte yandan pandemi sürecinde belirsizleşen çalışma saatleri patronlarda günün her saatinde çalıştırma eğilim ve beklentisi yaratırken, kadınların fiilen evde olması ise hane halkının toplumsal cinsiyet rolleri doğrultusundaki beklentilerini arttırdı.

TÜİK verilerine göre kadın emeğinin yoğunluğu

TÜİK tarafından yapılan Zaman Kullanımı Araştırmaları (2014- 2015) çalışan kadınların aile bakımına ayırdığı sürenin çalışan erkeklerin 5 katı olduğunu gösteriyor. TÜİK’e göre çalışan kadınların aile bakımı için ayırdıkları süre çalışmayan erkeklerin bile 3 katından fazla. Ayrıca ev işlerinden sorumlu olma verilerine göre de yemek, çamaşır ve temizlik işlerinde kadınların payı yüzde 90’ları geçerken erkeklerin payı bu iş kategorilerinin hiçbirinde yüzde 9’a bile ulaşamamaktadır (TÜİK, 2016).

TGS Kadın VE LGBTİ+ Komisyonu raporu verileri:

“EUROSTAT verilerine göre ise Türkiye’de ücretsiz ev ve bakım işleri içinde kadınların payı yüzde 82 düzeyindedir. Dolayısıyla kadınların üzerindeki ücretli ve ücretsiz iş yükünün artmasıyla beraber bu cinsiyet açığının daha da derinleşeceğini değerlendirmek mümkündür. Ancak gazeteci kadınların

verdikleri yanıtlar ise, ev içinde görece daha eşitlikçi bir işbölümüne işaret etmektedir. Buna göre yalnız yaşamayan kadınlara yöneltilen “Evde işbölümü yapıldı mı” sorusuna kadınların sadece yüzde 13,2 si “Hayır” cevabı vermiştir. Kadınların yüzde 57,4’ü “Evet işbölümü yapıldı” derken yüzde 29,4’ü ise “Kısmen yapıldı” cevabını vermiştir. Araştırma örnekleminin çalışma yaşamı içinde yer alan, eğitim düzeyi yüksek ve çoğunluğu Sendika üyesi kadınlardan oluşması kuşkusuz bu oranlarda belirleyici olmuştur. Ancak verilen cevaplar, yapılan işbölümünün tümüyle toplumsal cinsiyet açığını kapatıcı yönde olmadığını da göstermektedir.

Yeterli donanım ve olanaklar

Araştırmaya katılan kadın gazetecilerin yüzde 41, 6’sı evden çalışmak için uygun donanıma sahip olduğunu belirtmiştir. Bununla beraber donanımın yetersizliği hâlinde çalıştıkları kurumun katkısı çoğunlukla işteki bilgisayarın ve büro sandalyesinin eve taşınmasına izin vermekle sınırlı kalmıştır. Çok az sayıda kurumun faturaların ödenmesine destek olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan sorun sadece bilgisayar ya da internet eksiği ile sınırlı olmayıp (internet yetersizliği dolayısıyla ailesini bırakıp yazlığa taşınmak zorunda kalan bir katılımcı bulunmaktadır) kimi katılımcı evlerinin fiziki koşullarının bir iş alanı oluşturmaya uygun olmadığını belirtmiştir.

Sağlık sorunları

Araştırmaya katılan kadınların yüzde 52. 6’sı evde çalışmaya bağlı olarak sağlık sorunları yaşadıklarını belirtmişlerdir. Uzun süre hareketsiz kalmaya ve uygun fiziki koşulların yetersizliğine bağlı olarak katılımcıların önemli bir bölümü bel, boyun ve sırt ağrılarından şikâyet etmektedir. Bununla birlikte iş yüküne bağlı olarak artan stres bir diğer ortak sorundur. Kadınlar ayrıca motivasyon, odaklanma ve iletişim sorunları yaşadıklarından söz etmiştir. Ancak verilen cevaplar iletişim sorunlarının sadece pandemiyle ilişkili olmayıp, evden çalışmanın gazetecilik mesleğinin doğasıyla bağdaşmamasından da kaynaklandığını göstermektedir.

Sahadaki gazeteci kadınlar

Bu süreçte sahada olmak zorunda kalan kadınların en önemli sorunu ise bekleneceği üzere bulaş riskidir. Kadınlar hijyen ve mesafenin gözetilmediği koşullarda haber takip etmek ve toplu taşıma kullanmak zorunda kalmışlardır. Sahadaki kadın gazetecilerin önemli bir bölümü çalıştıkları kurumların kendilerine maske ve dezenfektan sağladığını belirtmiştir. Yine çoğunluğu kurumların kalabalık alanlardaki haberlere gidip gitmemeyi muhabirin inisiyatifine bıraktığını söylemişlerdir.” (Haber Merkezi)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kadın Haberleri