PANORAMİK TUR

Av. Güler Koçyiğit

Uzun zamandır herhangi bir tur programına katılarak, tatile gitmiyordum. Bunun sebebi de daha önce katıldığım turlarda vaat edilenle aldığım hizmet arasındaki çok ciddi bir farkın olmasından dolayı yaşadığım hayal kırıklıklarıydı.

Uzun zamandır, kafamda Balkan Ülkelerini gezme düşüncesi vardı. Kısmet bu ya; ben bu planı yaparken sosyal medyada birkaç sayfaya göz atmamla birlikte önüme sürekli Balkan turlarının ilanları düşmeye başladı. İç sesimi mi duymuşlardı ... :)

Türkiye geneli onlarca tur şirketinin, gezi programına Balkan Ülkelerini kapsayan tur programları vardı.

İlanlar son derece cazipti.

İlanın detayını öğrenmek için bi tıklıyorsunuz, hoop hemen WhatsApp’tan iletişim hattına yönlendiriliyorsunuz. İşte n'oluyorsa ondan sonra oluyor zaten. Tur şirketlerinin çalışanları sizi etkilemek için hem sık sık arıyor hem de bilgi verme adına whatsaap üzerinden bir sürü bir sürü bir şeyler göndermeye başlıyorlar. Balık yakalandı... :)

Kaçabilene aşk olsun... :)

Benim tercihim Diyarbakır'daki şirketler oldu. Diyarbakır’dan direkt uçuş, yedi gece sekiz gün, yedi ülke, dört yıldızlı oteller, balkan gecesi, ekstra turlar ve hepsi dahil 800 Euro.

Kağıt üzerinde son derece cezbedici görünen bu programların, gerçekte nasıl işlediğini ise gidince anlıyorsunuz. Öncelikle “yedi ülke sekiz gün” ifadesi kulağa hoş gelse de bunun matematiği son derece sorunlu.

Sekiz günün neredeyse yarısı yolda geçiyor. Otobüs yolculukları, sınır geçişleri, benzin istasyonlarındaki tuvalet sırası için uzun bekleyişler… Geriye kalan süre ise uyku ve apar topar yapılan yüzeysel ziyaretlerle tükeniyor. Sonuçta ortaya turistik geziden çok, zamanla yarışılan yorucu bir maraton çıkıyor.

Bir diğer sorun, oteller. İlanlarda dört yıldız olarak tanıtılan oteller, Balkan ülkelerindeki standartlar nedeniyle iki yıldızı ancak hak ediyor. Odalar küçük, yatak düzeni ve sayısı yetersiz, kahvaltı ve akşam yemekleri son derece vasat. Açık büfe olarak duyurulan yemeklerin çoğu tabldot usulü çıkıyor. Balkan mutfağının zengin olmaması anlaşılır; fakat vaat edilen ile sunulan arasındaki fark, müşteriyi kandırılmış hissettiriyor.

Gezilecek yerler konusuna gelince… Programda yazan birçok nokta “panoramik” ibaresiyle geçiştiriliyor. Yani otobüs penceresinden bakıp rehberin kısa açıklamalarıyla yetinmek zorunda kalıyorsunuz. Oysa turizm sadece görmek değil, aynı zamanda yaşamak ve hissetmektir. İnsanların binlerce kilometre yol kat edip otobüs camından bakması, turizmin doğasına da, seyahatten beklenen keyfe de aykırı.

Burada bir noktayı özellikle vurgulamak gerekiyor: Sorun Balkan ülkelerinin geri kalmışlığı değil. Evet, altyapı Türkiye kadar gelişmiş değil, otel ve tesis sayısı sınırlı. Ancak asıl mesele, tur şirketlerinin bunu bilmesine rağmen programlarını hâlâ “çok şey vaat eden ama az şey sunan” bir şekilde pazarlamaları.

Daha az ülke, daha nitelikli bir konaklama ve daha özenli bir planlama ile çok daha doyurucu bir deneyim yaşatılabilir. Fakat tercih edilen yöntem, müşteri çekmek için abartılı vaatlerde bulunmak, maliyeti kısmak ve hizmet kalitesini göz ardı etmek.

Bir turizm destinasyonunun kalitesi, sadece gidilen yerlerin güzelliğiyle değil, aynı zamanda o güzelliklerin nasıl deneyimlendiğiyle ölçülür. Balkanlar tarihiyle, kültürüyle, özellikle doğasıyla mutlaka görülmesi gereken bir bölge. Ancak tur şirketlerinin sunduğu bu yoğun ve özensiz programlar, o değerli mirası hakkıyla tanıma imkânı vermiyor. İnsanlar daha üçüncü günde “Bu çile ne zaman bitecek?” diye saymaya başlıyorsa ortada ciddi bir problem vardır.

Sonuçta mesele şudur: Tatil, aceleye getirilmiş bir koşuşturma değil, keyifle yaşanan bir deneyim olmalıdır. Eğer tur şirketleri, nicelik yerine niteliğe odaklanırsa, hem müşteri memnuniyeti artacak hem de Balkan ülkelerinin turizm sektörüne gerçek bir katkı sağlanacaktır. Aksi takdirde bu turlar, kısa vadede tur şirketlerine para kazandırsa da uzun vadede güven kaybı yaratmaya mahkûmdur.

Ben bu yazıyı, kimseyi turlardan soğutmak için değil, bilinçli tercihler yapılmasına katkı sunmak için kaleme alıyorum. İnsanlar, vaat edilen ile karşılaşacakları arasında büyük farklar olabileceğini bilsin. Belki de ancak o zaman, tur şirketleri de sadece para kazanmak için değil, hizmet kalitesini yükseltmek zorunda kalır...

Sevgiyle :)

Av. Güler KOÇYİĞİT

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.