Nötr Bir Varlık: Para Ne Melektir Ne De Şeytan
Para, altın, mülk, servet… Hepsi sadece birer nesne. Hiçbirinin içinde kötülük yok. Hiçbiri kendiliğinden bozamaz insanı. Para bir taş gibidir; sen neysen, elindeki taş da odur. Onu bir saraya da koyabilirsin, bir kafaya da atabilirsin. Para kendi hâlinde sessizdir. Ona sesi veren, anlam katan, onu bir kurtarıcıya ya da lanete dönüştüren sensin. Zira paranın dili yoktur, ama senin arzuların çok sesli bir korodur. Ve ne yazık ki insanın içi karanlıksa, en nötr şey bile karanlıklaşır.
İçindeki Bozukluksa, Para Onu Büyütür
İnsan içsel olarak bölünmüşse, korkularla sarılmışsa, kendini hiç tamam hissedememişse… Para bu boşluğu parlatır. Kırık aynayı daha da parçalar, çatlak egoyu devleştirir. Bastırılmış ne varsa—hırs, kibir, açgözlülük—hepsi dışarı dökülür. Çünkü para, içte ne varsa onu büyüten bir mercektir. Ve işin aslı şu: Para sana hiçbir şey yapmaz. Sen kendine ne yapıyorsan, para onu daha görünür hâle getirir.
İnsan Ne Hâlde İse, Para da O Hâlde Olur
İçsel olarak sağlam, özgür, bütün bir insan için para: Ne bir zincirdir ne de bir tehdit. O, neşenin uzantısı olur, üretmenin, paylaşmanın bir yolu… Para onun elinde akar, şekil bulur, çoğalır; ama insan, onun içinde kaybolmaz. Ama içi boş olan biri… Parayla kendini var etmeye çalışır. Ve her seferinde daha çok kaybeder kendini. Çünkü insan, içini dolduramamışsa, dışını şişirerek kurtulamaz.
Para Bir Aynadır: Göz Bakar, İç Gözlüğün Gösterir
Para bir aynadır. Ama sıradan bir ayna değil… Seni olduğun hâlinle değil, içindeki saklı hâlinle gösterir. Sana bile yabancı olan, tanımadığın parçalarını yansıtır. Ve insan o aynada ilk kez kendini görünce… Ya inkâr eder ya da yola çıkar. Para, bir yol ayrımıdır.
Suçlu Değil, Tanık: Para Mahkemesi
Parayı yargılamadan önce, ona yüklediğin anlamı sorgula. Çünkü suçlu o değil. O sadece senin içsel mahkemende tanıktır. Ve her tanık gibi, olanı anlatır. Ama sen, olmayanı görmekte ısrar edersen, kendinle yüzleşemezsin. Gerçek şu ki: İnsan, içsel olarak zaten bozulmuşsa, para bunu sadece sahneye koyar. Perde açılır ve herkes alkışlar: “Bak, para onu da bozdu.” Hayır. Para kimseyi bozmaz. Sadece içteki bozulmayı göz önüne serer.
Ve En Sert Vuruş: Kimin Efendisi Olduğuna Bak
Para mı senin hizmetinde? Yoksa sen mi onun kölesi oldun, farkında bile olmadan? Bir kağıt parçası mı yön veriyor tercihlerine, duygularına, hayallerine? Kendine şunu sor: “Ben olmasam da değerli olan bir şey mi var elimde, Yoksa elimde tuttuğum şey sayesinde mi değerli hissediyorum?” Eğer cevabın ikincisiyse, O zaman s bozulmadın… Zaten içten içe çürümüşsün de, Para sadece kokuyu yaymış.
Son Söz: Aynaya Baktığında Gördüğün, Sadece Sen Değilsin
Para, ne yıkar ne inşa eder. O sadece bir aracı… Ama o aracın yönünü belirleyen sensin. Bir ateş düşün: Eli yakanla, yemeği pişiren aynı ateş. Fark, onunla ne yaptığında. Ve unutma: Ayna sana senin gibi bakmaz. Sen nasılsan, onu öyle yansıtır.