Paralı ve Parasız beyin tercihleri!

NACİ SAPAN

Yaşam trafiği çok ilginç; gel-git’leri hiç bitmeyen bir ritüel.

Birileri geliyor, birileri gidiyor.

Sahne aynı tiyatro sahnesi, sadece aktörleri değişiyor.

Değişen aktörlerin yaşam standartları, geçmişe, geleceğe olan bakış açıları çok farklı.

Senaryolar dönemlere göre değişiyor gibi olsa da, temelde aynı senaryolar.

Dönemsel değişiklikler içerse de aktörlerin replikleri önemli.

Son zamanlarda Diyarbakır gençliğini gözlemliyorum.

İki grup tespit ettim.

Bunlardan biri, ekonomi, hak-hukuk-adalet ve ekonomi konusunda kendini güvende hissetmeyen, bir an önce ülkeyi terk etmeye hazırlanan, hatta büyük bölümü terk eden, kendisine dünyanın herhangi bir ülkesinde gelecek arayan gençlik. Yazılımcı, sağlıkçı, herhangi bir üniversiteden mezun olan ancak iş imkanı bulamayanlar. Anne-babasına, ailesine yük olmak istemeyen bu gençlik, sayısal olarak ülke adına çok önemli bir kayıp. Beyin göçü dedikleri bir gerçekten söz ediyorum.

Bir diğer grup; Diyarbakır’ın yeni yerleşim alanlarının ürünleri. 50 ve 75’inci yol olarak tarif edilen alanda kendini var eden, birinci grup gençliğin aksine anne-babasına, ailesine yük olan bir kesim. Onların oyun sahnesi çok başka, replikleri akıl almaz!

Onlar, geniş yol ve kavşakların hız yapanları.

Arsa ve emlak zengini babalarının paralarıyla alınan lüks araçlarla geniş yol ve kavşaklarda hız yapıp takla atmayı beceren, AVM’lere dalan, yoldan geçenlere çarpıp kaçan ‘kaçkın’ bir gençlik.

Bayram tatili sırasında bu iki grubu tanıdım.

Birinci gruptan bazılarıyla konuştum, gidişlerinin ve gitmek istemelerinin nedenlerini anlamaya çalıştım. İkinci gruptakilere ise medyaya yansıyan haberleriyle hep birlikte tanıklık ettik.

Hangi beyin önemli?

a)-Doğru işler yapmak adına çaba sarf etmelerine rağmen, çıkış bulamadıkları için yurt dışına giden, gitmek için hazırlanan, beyin göçüne mahkûm ettiklerimiz mi?

b)-Beynini paraya mahkûm eden, kendisine, ailesine, çevresine, topluma hiç faydası olmayan faydasız tipler mi?

İki soruda toplumsal testimizin sonuçları belli olmasına belli de, sonuçların toplumsal faydaya dönüşümüne katkı sunacak kurum ve kuruluşlarının davranış biçimleri ve ölçümleri önemli. Geniş bir ağa sahip özellikle ekonomik STK’ların ortaya sunacağı tavır önemli.

Onlara da şöyle bir göz atıyorum;

Yaşam damarları tıkandığı için yurt dışına gitmeyi tercih eden beyinleri temsil etmiyorlar. Paralı ‘Beyin’lere daha yakın duruşları var.

Hal böyle olunca parasız beyinler gitmeye devam eder, paralı ‘Beyin’ler de 50’de ve 75’te hız denemelerini sürdürürler.

Arsa, ihale, kamuya ait gayrimenkullerin süratli satışlarıyla birlikte kurumsal ve kayyumsal yönetim biçimi de devam eder.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.