Sam Amca’nın cihatçı şövalyeleri

Selim Kaplan

El Kaide’nin üçüncü nesil evladı, 10 Kasım 2025 günü, Beyaz Saray’da, ABD Başkanı tarafından Suriye’nin Devlet başkanı olarak ve fakat devlet başkanlarına uygulanan protokol uygulanmadan ağırlandı!

Beyaz perdede yer almaya başladığından bu yana sinema filmlerinin en iyi senarist ve yönetmenleri Amerikalıdır. Bundan dolayıdır ki, dünyadaki her türlü istikrarsızlık ve çatışma senaryolarının senarist ve yönetmenleri de, Amerika Merkezi istihbarat teşkilatı (CIA)’ından çıkmıştır!

Şimdi, CIA’nın senaryosunu kırk beş yıl önce yazıp, yöneterek, halen de dünya sahnesinde oynatmaya devam ettirdiği filmin başına dönelim.

!979 yılında Sovyetler Birliği, kendisine bağlı, uydu Devlet Başkanı’nın daveti ile Afganistan’ı işgal etti.

Çin ve Hindistan gibi ekonomi devleri ile Orta doğu ve Kafkaslardaki enerji kaynaklarının göbeğinde bir konumunda olan Afganistan’ın, o dönemdeki Demirperde ülkelerinin(Doğu Bloku) lideri, Sovyetler birliği (Rusya) tarafından işgalini, batı ekonomilerinin hazmetmesi mümkün değildi!

Ancak, güya legal bir sebeple Afganistan’a giren Sovyetlere, savaş açmak ta mümkün değildi. Bundan dolayı, işgalcilere karşı, vekâlet savaşı olarak ta adlandırılan, batının organize ettiği çetelerle örgütsel mücadele başlatıldı.

Bu mücadelenin senaristi ve örgütleyicisi CIA, finansörü batı ve Arap ülkeleri, insan kaynakları ise Müslüman ülkelerin insanları ile Afganistan’daki garibanlar oldu.

İşte bu ortamda, Ruslara karşı mücadele amacıyla, CIA tarafından, 1980’ li yıllarda, Pakistan ve Afganistan arasındaki bölgede, El Kaide ve Taliban kuruldu. El Kaide ve Talibanın örgütlü mücadelesi sonucunda, Sovyetler Birliği pes edip 1989 yılında Afganistan’dan çekildi.

Sovyetlerin Afganistan’dan çekilmesi ile bir taşla birçok kuş vurulmuştu!

- 1989’da Afganistan’dan çekilen Sovyetler Birliği (SSCB) 1991’de parçalandı ve 15 yeni bağımsız ülke dünya siyaset sahnesine çıktı.

- ABD’nin elindeki güçlü teşkilata sahip El Kaide örgütü vasıtasıyla; Uzakdoğu, Ortadoğu ve Afrika’daki ülkelerde yeni örgütler kuruluyor, halka ve yönetimlere karşı eylemler yapılıp ülkeler istikrarsızlaştırılıyordu. Bu istikrarsızlıklar, sermaye sahibi, başta ABD olmak üzere emperyal devletlerin, ülkelerin iç işlerine ve hatta işgal edilmelerine zemin hazırlıyordu. Irak, Libya ve Suriye bunun açık örnekleridir.

- Afganistan’ın Batı Bloğu tarafından işgaline zemin hazırlanmış oldu. Bu sayede, 2001 yılında, ABD’de ikiz kulelerin El Kaide tarafından vurulduğu bahane edilerek, bir ay içinde (!) El Kaide’nin bulunduğu Afganistan, bu kez ABD tarafından işgal edildi.

Aralarında on bin kilometreden fazla mesafe olan devletlerden birinin, hiç hesapta yokken bir ay içinde diğerini işgal edebilmesi aklen ve ilmen mümkün değildir! Bu da ABD’nin, Afganistan’ı işgal etmenin planını yıllar önce yaptığı, bir kısım ABD vatandaşlarının da inandığı gibi, ülkesindeki ikiz kuleleri kendisinin vurdurup, suçu da Afganistan’da bulunan El Kaide’ye yükleyerek, Afganistan’ı işgal etmek için bahane yarattığı düşüncesini güçlendirmektedir.

Irak’ın ABD tarafından işgallerinin; ilkinin sekiz aylık bir hazırlıktan sonra 1991 yılında, ikincisinin on iki yıllık bir hazırlıktan sonra 2003 yılında gerçekleşmiş olması, yukarıdaki değerlendirmeyi haklı çıkaran örneklerdir.

Afganistan’ın 2001 yılında işgalinden hemen sonraki, 2003 yılındaki Irak’ın işgaliyle, El Kaide Irak’ta da kurulup büyümeye başladı. El Kaide’deki bu güçlenme, 2004 yılında ABD güçleri tarafından Irak’ta gözaltına alınıp eğitilen Ebu Bekir el-Bağdadi’nin, El Kaide’nin bir kolu olan İŞİD’i kurmasını sağladı.

2007- 2014 arası dönemde, Irak’ta eğitilip donatılarak, yaptığı eylemlerle tecrübe kazanan İŞİD, 2014-2017 yılları arasında Suriye ve Irak topraklarında, güya İslami Cihat adına, tarihin şimdiye kadar tanık olmadığı terör eylemleri, işgaller, katliamlar, insan kaçırmalar vb. olaylar sahneledi.

İŞİD’in 2017’den itibaren görevini tamamlayıp, Suriye’de hücre seviyesine geriletilmesiyle, aynı yıl, yine Suriye’de, Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm (HTŞ) örgütü kurularak, liderliğine Muhammed El Colani (Ahmed eş-Şara) getirildi.

Muhammed El Colani’nin, daha önce İŞİD Lideri El Bağdadi’nin de ikamet ettirildiği, ABD’nin Irak’taki El Gureyb hapishanesinde 2006-2011 arasında, beş yıl ikamet ettirilip eğitildiğini söylemeye gerek vardır diye düşünüyorum!

Yedi yıllık hazırlık ve eğitimden sonra, Suriye ordusunun Arap sermayesi tarafından finanse edilen komutanlarının da rızasıyla, Kasım 2024’te, El Colani’nin örgütü HTŞ sallana sallana Şam’a girdi ve Suriye’de Altmış yıla yakındır hüküm sürmüş olan, Esat iktidarına son verdi.

HTŞ’nin Suriye’de iktidara gelmesiyle, örgütün lideri Colani, adını Ahmed eş-Şara olarak değiştirip, militan kıyafetlerinin yerine de takım elbise giyerek, Suriye Devlet başkanı oldu.

Eş-Şara’nın geçmişteki terörist sıfatı ile başına konmuş olan on milyon dolarlık ödül, ağası ABD tarafından iptal edildi, Suriye Devlet Başkanı sıfatı ile Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Suriye adına konuştu ve 10 Kasım 2025’te de ABD Başkanı tarafından Beyaz Saray’da ağırlandı.

1984 yılında Afganistan’da El Kaide ile başlayan senaryo, Irak ve Suriye’de İŞİD ile uygulanmış ve halen Suriye’de HTŞ ile uygulanmaya devam edilmektedir!

Gelinen aşamada, El Kaide’nin Lideri Usame Bin Ladin ile İŞİD’in lideri Ebu Bekir el-Bağdadi, ulusal simgesi Sam Amca olan ABD’nin cihatçı şövalyeleri olarak, kendilerine verilen görevleri tamamlamış ve ABD’nin sözde operasyonları ile sahneden çekilmiş olsa da, Ahmed eş-Şara kod adlı Şövalye Colani’nin, Suriye Devlet Başkanlığı’ndaki görevi devam etmektedir.

Cesedinin Yemen Denizi’ne atıldığı söylenen Bin Ladin ile Suriye’deki operasyonda cesedinin üzerindeki bomba ile parçalandığı ifade edilen Bağdadi’nin, ruhen öbür dünyaya mı göç ettikleri, ya da yeni kimlikleriyle ABD’nin herhangi bir eyaletinde dünya hayatına devam ettiklerine dair, kesin bilgi yoktur!

Liderleri gabya uğramış olsa da, El Kaide ve İŞİD; Sam Amca’nın emperyal menfaatleri doğrultusunda, Müslüman ülkelerin olduğu Kafkasya, Ortadoğu, Uzakdoğu, Afrika vb. bütün dünya coğrafyalarında, türevlerinin ise Nijerya’daki Boko Haram, Mısır’daki Ensar Beyt el Makdis gibi farklı adlarla, güya cihatçı ve aslında emperyal haçlı dava uğruna, eylemlerde bulunup, ülkelerde kargaşa yaratmaya devam etmektedirler.

Emperyal hedefler söz konusu olduğunda, sömürülecek veya işgali düşünülen istisnasız her ülkede, benzeri senaryoların uygulanabileceğinin; ülke yöneticileri, siyasetçileri, farklı ırk ve inançta olsalar da insanlarının, fakında olmalarının hayati önemde olduğunu, okuyucularımızın takdirine sunuyorum!

1979 yılında, zamanın Sovyetler birliği Afganistan’ı işgal ettiğinde, o günlerde Usame Bin Ladin’i Afganistan’a gönderip, O’na El Kaide örgütünü kurduran Sam Amca’nın aklı, bu sayede; zamanla bazı ülkelerin kısmen, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’nin tamamının işgal edilip, El Kaide türevi bir örgütün liderinin, devlet başkanı sıfatıyla, bir gün Beyaz Saray’da ağırlanabileceğini, sizce düşünebilmiş miydi?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.