"Allah gençlerimizi helal süt emmişlerle karşılaştırsın" ifadesi, evlilik çağındaki gençlerimiz için kullandığımız başat bir dilektir. Bu söz ile “evleneceğin kişinin; İyi huylu, doğru yoldan sapmayan, eşine değer verecek, evine, ailesine sahip çıkacak, dürüst ve temiz bir kişi olsun” dileğinde bulunulmaktadır.
Aksi halde, her ananın sütünün helal olduğuna dair, kimsenin şüphesinin veya aksi bir inancının olmadığını, her aklı başında insan bilir.
Bu günlerde, İtalya’da 32.000 kişi, sonradan bozuk sütler içmiş olacaklar ki, yaptıkları ile dünya medyasına konu olmuşlardır.
Facebook sosyal medyasının yoğun olarak kullanıldığı ülkelerde yer alan habere göre, 2019 yılında başlatılan "Mia Moglie" (Benim karım) adlı Facebook grubunda, çoğunluğu erkeklerden oluşan yaklaşık 32.000 üye, yorum ve teklif almak amacıyla, yüz binlerce kadının yüz kızartıcı fotoğraflarını medyada paylaştı.
Dijital medyadan sorumlu İtalyan Polisi'ne göre, birçok fotoğraf cinsel ilişki sırasında çekilmiş ve fotoğraftaki kadınların bilgisi ve rızası olmadan yayınlanmıştı.
Bir şikâyet üzerine açığa çıkan iğrenç olayın, İtalyan polisine göre en rahatsız edici olanlarının, bir kısım erkeklerin eşlerinin cinsel içerikli fotoğraflarını para karşılığında satıyor olmalarıydı.
Aynı derecede iğrenç olan bir diğer hususun, sosyal medyada pazarlanan bu fotoğraflara, yüz binlere varan insanların alıcı olmalarını da, okuyucuların takdirine sunuyorum.
Belli ki bu iğrençlikleri yapan erkekler; iyi huylu ve doğru yolda olmadıkları gibi, ailelerine sahip çıkmamış, temiz kişi olmadıkları ve eşlerini de kıskanmadıkları gibi, onları sosyal medyada pazara çıkarmışlar.
Bu iğrençlikleri yapanların; eşlerine sadakatleri sorgulanamayan penguenler, kurtlar, angutlar, kertenkeleler, tarla fareleri kadar asil olmaktan uzak, domuz misali eşini kıskanmayan hayvanlardan daha bayağı insanlar olduklarına dair şüphe yoktur.
Eşini kıskanmıyor olmasından dolayıdır ki, etinin sağlık için tehlikeli bakteriler taşımasının yanında, domuz eti yemek, Yahudi inancı, bir kısım Hıristiyan mezhepleri ve İslam inancına göre de haramdır.
Domuz etinin yasaklanmasına dair diğer bir hikâye; Pagan inancına göre, aşk tanrıçası olarak bilinen Afrodit’in âşık olduğu Adonis’in, domuz kılığındaki Aras tarafından öldürülmesidir. Bundan dolayıdır ki, domuz hainlik teması olarak bilinmiş ve asırlar boyunca insanlar tarafından sevilmemiştir.
Görünen o ki, bütün olumsuzluklarına rağmen erkek domuzlar, Facebook’taki iğrençliği yapanların yanında piru pak kalmıştır.
İtalya’dakine benzer sanal taciz olayları, geçen yıl da dünyanın farklı noktalarında, basının gündemine oturmuştu.
Bunlardan biri, Güney Kore’de, 72 ünlü kadının, yapay zekâ ile üretilen 4 binden fazla cinsel içerikli sahte videosunu, sosyal medyada satmakla suçlanan ve bu nedenle tutuklanan bir Çinli idi.
Fransa'da meydana gelen bir başka olayda ise, bir şahıs, eşini uyuşturup üçüncü kişilere cinsel saldırıya maruz bırakmakla kalmamış, olay anlarını videoya çekip sosyal medyada paylaşmıştı. Bunu yapan koca 20 yıl, video kayıtlarından tespit edilen üçüncü şahısların her birine de 3 ila 10 yıla kadar hapis cezası verilmiştir.
Allah insanlarımızı bu tür iğrenç olaylar ve bunlara sebep olan yozlaşmış insanlardan korusun.
Birleşmiş Milletler Çocuklara yardım Fonu(UNİCEF)’un tespitlerine göre, sosyal medyada yer alan sanal taciz olaylarından başkaca bir tehlike de siber zorbalıktır.
Bu tür zorbalık; hedef seçilen kişileri, sosyal medyada, mesajlaşma yoluyla, oyun platformlarında, cep telefonlarında, korkutmak, kızdırmak ve utandırmaya yönelik davranışların tümünün ifadesidir.
Sosyal medyada, kişiler hakkında, yalanlar veya utandırıcı fotoğraflar yayınlamak, muhataplara incitici ya da tehditkâr mesajlar göndermek, başka birinin kimliğini kullanarak birilerine kötü mesajlar göndermek, tarzı davranışlar da siber zorbalığın diğer örneklerindendir.
Sanal taciz ya da siber zorbalığın her türlüsü yasal olarak suç olup, dijital ortamda işlenen bu suçlar gerilerinde mutlaka iz bırakır ve bu izler takip edilerek suçlular mutlaka cezalandırılır.
Ülkemiz hukukuna göre dijital ortamda işlenen suçların her biri, Türk Ceza Kanunu(TCK)’nun Md. 105’e göre uzun yıllara varan hapis cezaları ile cezalandırılır.
Sanal dünyanın, İtalya, Fransa, Güney Kore vb. ülkelerdeki örneklerinde olduğu gibi kötü amaçla kullanımının yanında, bilim ve insanlık adına kullanımına ilişkin faydaları da vardır.
Burada önemli olan husus yetişkinlerin doğrular ve yanlışların farkında olarak, yetişkin olmayan çocuklarımızın da, başta anne ve babalar olmak üzere, sorumluluklarında oldukları kişiler tarafından sosyal medyayı kendilerine faydalı olacak şekilde kullanmaları, yanlış ve zararlı yayın ve uygulamalardan uzak durmalarıdır.
Sosyal medyan uzak durmanın mümkün olmadığı günümüzde, onun sanal taciz, siber zorbalık vb. zararlarından korunmanın panzehirinin, kitap okumak, bir sanatla veya herhangi bir sporla uğraşmak sureti ile sosyal entelektüel olmak hususunu, okuyucularımızın takdirine sunuyorum.