Seçime doğru giderken

NACİ SAPAN

 

Seçime doğru giderken oyunun provası çok kanlı yansıyor.

Prova çekilir gibi değil, oyunu seyretmeye zorlanıyoruz.

O yaptı,

Bu yaptı,

Karanlık oyun/oyunlar,

Ülkeyi karıştırıyorlar

Bu yorumları yaparak ya da benzeri yorumları TV ekranlarından izleyerek duruma ‘dâhil’ bir pozisyonda ilerliyoruz. Yani giderek oyunun parçası aktörler konumuna getiriliyoruz bütün karşı çıkışlarımıza rağmen. Savaşı, şiddeti, ölümleri ret etmemize ve lanetlememize rağmen oyunun pasif aktörleri olmaya zorlanmamızı engelleyemiyoruz.

 

Ölü sayıcı ve sevici konumu dayatılıyor topluma.

Dayatan kesimler kim?

Uluslar arası aktörlerin devrede oluşları bir yana, AKP iktidarı ve PKK’nin dayattığı savaş atmosferi Türkiye halklarının hak ettiği bir durum değil. Savaş atmosferinin ortadan kaldırılması için Devletin yapacaklarının çok ötesinde PKK’nin de mutlaka yapması gerekenler var ve bunları tek taraflı da olsa topluma sunmak durumundadır.

 

Savaşarak bir sonuca ulaşmanın mümkün olmadığı gerçeği tarafların da kabul ettiği bir durum olmasına rağmen, mümkün olmayan şey üzerinden ısrarcı olmanın mantığını seçim sonuçlarına endeksli olarak değerlendirmek gerekir mi gerekmez mi?

İşte bütün mesele bu!

 

Sivil demokratik siyasetin genişleyerek büyümesinin sağlanacağı çok iyi bir başlangıç noktası yakalanmışken, bu sahanın sivil anlayış unsurlarından temizlenerek askeri anlayış unsurlarına sunulmuş olmasının ülkeyi çok kısa sürede getirdiği aşama tedirgin edici, aynı zamanda gelecek kaygısına zirve yaptıran bir durum olduğuna yaşayarak tanıklık ediyoruz.

 

Acı, gözyaşı, kan, ölüme kapı aralayan, günlük yaşamımızın parçası haline getirilmek istenen bir ortamın tanıklığını yapmak istemiyoruz. Barışın, kardeşliğin, birlikte yaşamın tanığı olmak istiyoruz.

 

Çok mu geç?

Asla

Barış, kardeşlik, birlikte yaşam için kat edilmiş mesafelere geri dönüş yapmak için hiç de geç kalınmış sayılmaz. Sivil siyaset alanına dönüş yapmak çok da zor bir durum değil. Halkın/halkların huzuru, geleceği, barışı için var olduklarını iddia edenlerin vereceği olumlu bir kararın, içinde bulunduğumuz kaotik ortamı kısa sürede sona erdireceğini çok iyi biliyoruz.

 

Ayrıca böyle bir kararın şimdiye kadar verilmemiş olmasını da yadırgıyoruz.

Ölen kim, öldüren kim?

Bir kısmını görüyoruz, biliyoruz, ancak bilmediklerimiz/bilemediklerimiz de var.

Yani kaotik ortamın sonuçları

Sivil demokratik siyaset alanlarının daha geniş tutulması adına seçime giderken bu kaotik ortamın sona ermesi mümkündür. Halka rağmen çatışmalı ortamda ısrar sivil siyasete kaybettireceği gibi, demokrasiyi de rafa kaldırır. Siyaset kurumlarına da kaybettirir. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.