Seçimin Ardından 1

Fatih Yokuş

31 Mart 2019 yerel seçimi; itirazlar, şaibeler ve suçlamalar devam etsede bitti.

Ülkemiz için hayırlara vesile olmasını dilerim.

Ben de bu seçimde saadet partisi Diyarbakır Bağlar Belediye Başkan adayı olarak yarışta yerimi aldım.

Kazanmadım ancak oyumu artırdım.

Bekledigim bir sonuç buydu?

Hayır.

Başarısız miydim?

Kesinlikle hayır.

Partiler içinde en kit imkanı ve en zor şartlara sahip parti Saadet Partisi idi.

Bizler o şartları bilerek görevi kabul ettik.

Ancak bu kadar da zor olacağını tahmin etmedik.

İftiralar ve bizim bunlara cevap vermede imkanlardan yoksul olmanız çok zor olan kısmı idi.

Çok hemde çok büyük iftiralara maruz kaldık. Özellikle dini değerler kullanılarak bire bir veya partim zan altinda bırakıldı. 

Oy alabilecegimiz kitkelere karsi Allah ve Resulü şahit gösterilerek  bize çirkin iftirakar atıldı.

Elbette bu iftiraların ahiret boyutu olacak ve mahkeme-i kubrada hesabı sorulacak.

Yerine göre CHP bazen Hdp, israil, ingiliz isbirlikcisi olarak suçlandik.

Kendimizi ifade edemedik/ettirilmedik.

Gerçekten itifak vaya birileri için mi siyaset yapıyorduk.?

Hayır.

Ancak öyle bir algı yapıldı ki bazan kendimizden şüphe eder olduk.

Içinde bulunduğumuz durumu izah eden bir olayı sizinle paylaşayım.

Baba evladına bir buzağı verip pazarda satmasını istemiş ve: " pazarda hakimiyet kuran dalavereci bir ekip var sakın ha seni kandırmasın."

Evlat da "kandıramazlar babacigim" der. Buzağıyı alır hayvanı götürür.

Pazara vardiginda bir gurup genci karşılar ve; "MaşaAllah ne güzel bir keçi kaça satarsın?" Genç şoke olur ve "ne diyorsunuz bu keçi değil buzağıdıdır" adamlar "keçin gayet iyi de ancak buzağı deyip bizi kandıramazsın." Adam her ne kadar buzağı olduğunu anlatamaya çalışsa da bu gurup "madem buzağı olduğundan ısrar ediyorsun biz almıyoruz." deler.

Adam oradan uzaklaşırken bir başka gurup karşılar ve "hoş geldin MaşaAllah ne güzel bir keçi almak isteriz fiyatı ne?" Adam keçi değil de buzağı olduğunu anlatmaya çalışsa da "keçi yi bize buzağı diye yutturamazsın haydi uğurlar ola" deyip oradan uzaklaşırlar.

Elindeki buzağının "acaba keçi mi?" Şüphesine kapılan adama bir başka gurup iyi bir karşılamadan sonra "Bu güzel keçiyi kaça verirsin?" Demeleri ve etraftakilerin de onaması üzerine elindeki buzağıyı keçi diye satar.

Eve geldiğinde de babasına "beni bugün rezil ettin. Keçiyi önüme katıp buzağı diye satmamı istedin" diyerek bir de babasıyla kavga eder.

İşte biz Saadet Partililer de iftiralara karşı kendimizi ifade etmede bu gencin durumunu yaşadık.

Ben; partimin tek başına seçime girdiğini bildiğim ve Diyarbakırda Bağlar Belediye Başkan adayı olduğum halde bazılarının dini referans göstermeleri kendimden dahi şüphe eder oldum. Her neyse giden gitti.

Emekli imam olarak maddi imkânlarım  sınırlıydı.

Cebimde bazen çay ve bizimle gelecek insanlara yemek parası dahi yoktu.

Tabana kuvvet dedik kendimizi ve projelerimizi anlatmak istedik.

Bazen tek başına bazen gurup halinde insanlarla buluştuk.

Ilginç olaylar ve konuşmalar yaşandı. Bir başka yazımda sizinle InsaAllah paylaşacağım.

Yarıştığımız rakiplerimiz ise; devletin tüm imkanlarına sahip olanlarla ve bölgede hakim siyasi baronlardı.

İki parti dışında  siyaset yapmanın ne kadar zor olduğunu iyi biliyorduk.

Bu zorluklara karşı maddi imkansızlıkları da eklediğimizde dahada zor olduğunu da bir gerçekti.

Yılmadık, ümitsizliğe kapılmadık, seferde sorumlu olduğunu biliyorduk.

Vazifemizi yaptık. Halkın takdiri.

Şöyle geçmişe baktığımızda gönül isterdi ki iktidar partisi ve onun belediye baskankari; şatafat, protokol, prestij, saray, tören ve israfa kaçmasalardı.

Mucahitligi bırakıp müteahit olanlara pirim verilmeseydi.

Tunceliye belediye başkanı olan komünist  Fatih Mehmet MACOGLU nun davasına sadakatinı kendileri de davalarına göstere bilselerdi.

Umulur ki bundan ders çıkarılır, halka tepeden bakılmaz ve saadet partisine hakaret edilmez.

Her neyse.

Bizlere Halkın teveccühü çok iyi idi. Oy olarak olmasada ilgi ve alakaları ileriye dönük ümit verici idi.

Devam edecek.

Selam ve dua ile.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.