Sektörler farklı ama kadına yaklaşım ve şiddet aynı

Ekonomik, sosyal alan başta olmak üzere yaşamın her alanından binlerce yıldır dışlanan ve toplumsal birçok rolü elinden alınan kadınlar, iş sektöründe de sömürülerek, cinsel olarak görülmeye devam ediyor

VAN - . Van'da, eğitimci, sosyolog, avukat, sağlık emekçisi, işveren ve siyasetçi kadınların maruz kaldıkları bir bütün ülkedeki kadın profilini ortay koyuyor. Her yönüyle dışlanan ve sömürülen kadınlar, en son Rojava devriminde somuta indirgenen kadının gücünün örülecek dayanışma ağı ile daha da güçlendirilmesi konusunda hem fikir.


'ERKEĞİN HEDEFİNDE HER ZAMAN KADIN OLDU'

Kadına şiddetin sosyolojik boyutunu değerlendiren Van Kadın Yaşam Merkezi Koordinatörü Sosyolog Berivan Kılıçaslan, kadına şiddetin belli bir günü olmadığını, yılın her günü farkı boyutlarda şiddete maruz kaldığını dile getirdi. Tarih boyunca kadının sürekli şiddete maruz kaldığını kaydeden Kılıçaslan, kadınların fiziksel ve psikolojik şiddete ağırlıklı olarak maruz kaldığını ve her geçen gün artarak devam eden şiddetin büyüyerek ölümle sonuçlandığını söyledi

'TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ KİŞİYİ ÇIKMAZA SOKUYOR'

Erkek egemen sistemin evde, okulda, sokakta hayatın her alanına hakim olduğuna dikkat çeken Kutluk, şöyle devam etti: "Küçük yaştaki çocuklara sadece bir kadın ve erkek arasında sadece cinsellik yaşanabileceği algısı yaratılıyor. Çocuk, küçük yaşlarda verilen bu mesajlar büyüyen çocuklarda daha büyük toplumsal sorunların yaşanmasına neden oluyor. Eğitim alanında şiddet sürekli körüklenerek devam ederken, çocuğun farklı farlı alanlarda farklı şekillerde yaşamı boyunca sorunu çözmede kullandığı bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Eğitimde çocuklarımızı birer kız ya da erkek olarak değil birer çocuk ardından da birer/yetişkin, kişi olarak görmek ve böyle ele almak gerekiyor. Toplumsal cinsiyet rolleri, kişiyi çıkmaza sokuyor. Eğitim alanlarında toplumsal cinsiyet rollerini ele alacak eğitimler verilmesi gerekiyor." 

'SİSTEM PARTİLERİ KADINI FİGÜRAN OLARAK KULLANIYOR'

Siyasette kadının rolünü ve yaşadığı zorlukları değerlendiren HDP Van Kadın Meclisi üyesi Newroz Ürün ise, 21'inci yüzyılda kadınların hala eşit bir şekilde siyaset yapamadığını vurgulayarak, kadına dair sözde kağıt üzerinde yasaların bulunduğunu, fiiliyatta ise arada uçurumlar kadar mesafe olduğunu kaydetti. Siyasette geleneksel, feodal yapının hayata geçirilmeye çalışıldığını söyleyen Ürün, Türkiye siyasetinin başına Kemalistler de gelse muhafazakarlar da gelse fark etmediğini ifade etti.

KADIN AVUKATLAR DA AYRIMCILIĞA MARUZ KALIYOR 

Hukuk alanında kadınların yaşadığı sıkıntıları değerlendiren avukat Ebru Çelikkaleli ise, hukuk kurallarının ve uygulayıcılarının erkek egemenliğinden, cinsiyetçi hal ve tutumlardan bağımsızlaşamadığını, yargısal süreçlerin kadınları korumak bir yana daha fazla mağduriyete yol açtığını söyleyerek, bu sistematiğin kadınları erkekler karşısında daha da zayıflatmayı hedeflediğini dile getirdi. Boşanma davalarında erkek egemen zihniyetin etkili olduğu ve yasaların sadece aile düzenini korumaya yönelik olduğunu vurgu yapan Çelikkaleli, kadınların mahkemede, adliyede ayrımcılığa maruz kaldığını söyledi.
 


'SAĞLIKTA KADIN BEDENİ GÜNAH VE AYIP DENİLEREK OBJELEŞTİRİLİYOR'

Sağlık alanında uygulamaya koyulan "Hasta mahremiyeti" ve cinsiyetçi sağlık sorunlarını değerlendiren SES Van Şubesi Eş Başkanı Keziban Karakuş, sağlıkta "mahremiyet" adı altında cinsiyetçi uygulamanın pratiğe konulduğunu ve kadın bedeninin "günah" ile "ayıp" denilerek, cinsel bir obje haline getirildiğini dile getirdi. Hülya Emeç(Diha)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Toplum-yaşam Haberleri