Siyasetçiler geçici, gazeteciler kalıcı

Mustafa Nesim Sevinç

Gazeteciliğin itibar kaybı Deutsche Welle'ye göre, “basın özgürlüğünün kötü durumda olmasının nedeni her zaman siyaset değil, “Romanya'da tehlikenin kaynağı daha ziyade boş vermişlik ve aydın tembelliği...

...Basın toplantılarında en önemli sorular genellikle sorulmuyor ve siyasi açıklamalar giderek olağan kabul edilip, süzgeçten geçirilmeden ya da kapsamlı bir bağlamda ele alınmadan kullanılıyor…

...Gazetecilik toplamda niteliksizleşmeye başladı. Bunun tek nedeni, gazetecilerinin vicdanlarının azalmasıyla aynı oranda yüzeyselliklerinin artması değil. Pek çok deneyimli gazeteci bir taraftan da daha iyi ücret alabilecekleri alanlara kayıyor…”

Büyük açıklamalar, belirsiz öncelikler, dayanılmaz bir ikiyüzlülük, en tepeden sağlığa zararlı yalan haberler de, eksikliği hissedilmeyen tek şey propaganda

“Eleştirel gazetecilik suç olmamalı,”“Siyasetçiler geçici, gazeteciler kalıcıdır.”

Düşünce, dış dünyanın insan zihnine yansıması, uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, mülahaza, ide, idea, gibi kavramlardır.

Düşünce, Zihnin en önemli bir fonksiyonu olarak, algılanarak zihne gelen, verileri, beynin içsel yapıları içinden geçirerek, yeni bilgi ve sonuçlara ulaşma etkinliğidir.

Descarles“düşünüyorum öyleyse varım” der.

Aristoteles’e göre “insanı hayvandan ayıran esas düşüncedir.”

Kant’a göre “düşünmek yargılamaktır.”

Locke, “düşünmeyi ruhun kendi üstüne yönelerek kendi işlemleri hakkında bilgi edinmesi” olarak görür.

Düşünce gücü, insanların var olan düşünce yapılarını kullanarak kendileri ve çevrelerindeki etmenlere istediği gibi yön verme yetisidir.

Düşünmek, insanı bilgiye ulaştırır. Bilginin başı düşünmektir. İnsan hem olumlu, hem olumsuz düşünceye sahiptir. İnsan olumsuz düşünceyi, olumlu düşünceye çevirmesini bilmelidir. Olumlu düşünce mutluluğa, olumsuz düşünce mutsuzluğa götürür. İnsan doğru düşünce ile hedefine ulaşır.

Hiç kimse düşüncelerden dolayı hapiste olmamalı. Bir düşünceye başka bir düşünceyle, bilgiyle ve temellendirerek karşı çıkmak gerekir, cezayla değil. Bir hâkim, düşünce özgürlüğü ile insan haklarına aykırı taleplerin propagandasını ayırt edebilecek donanımda olmalı. Hukuk ise bunların karıştırılmasını önleyecek şekilde oluşturulmalı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.