SİYASİ CİNAYETLER

Aydın Altaç

Ülke tarihinde siyasi cinayet kavramı hiç eksik olmadı. Bu kavram hepimizi derinden  sarsan ve mazide kötü anıları hatırlatan bir kavramdır. Ülkede ve özellikle de bölgemizde bu kavramı duyunca sonuçlarının neler olabileceğini çok iyi bilmekteyiz. Yazının hemen başında düşüncemi belirtmek istiyorum. Kimden gelirse gelsin ve sebebi ne olursa olsun siyasi cinayetleri yapan,teşvik eden ve organizasyonunda görev alan kişilerin tamamını nefretle ve şiddetle kınıyorum. 1990 yıllarda da aynı düşünceyi dile getiriyorduk şimdi de aynı yerdeyim. Yüce Rabbimiz,insanları ahirette değerlendirirken ırk,dil,renklerine göre değil amellerine göre değerlendireceğini kutsal kitabımızda açıkça belirtmiştir. Hal böyle iken kişinin bir partiye mensubiyetinin dışında hiç bir suçu olmayan masun insanları öldüren kişileri ve zihniyetleri bu dünyada insanlar ahirette de Yüce Rabbim af etmeyecektir. Gerek 1990 öncesinden 1990 lı yıllara ve gerekse günümüzde siyasi saiklerle işlenen cinayetleri büyük bir endişe ile takip ettik ve takip etmeye de devam etmekteyiz.1990lı yıllarda bölgemizde sıkça işlenen ancak halen  aydınlatılamayan binlerce faili meçhul cinayetleri aydınlatma yükümlülüğümüz devam ederken maalesef bunlara yeni yeni isimler katılmaktadır. O günlerde yani bahsettiğim 1990 lı yılların vahşet ortamından dem vuran,katliamların gerçekleştiğini dile getirenlerin günümüzdeki cinayetlere sessiz kalmaları anlaşılabilir bir durum değildir. Bana göre bu cinayetlere sessiz kalmak ta büyük bir vebaldir. Çünkü hiç bir düşünce Eşref-i mahlukat olan insanın ölümünü/ öldürülmesini kabul edemez. Hele hele salt düşüncesi,fikri,siyasi tercihleri ve parti mensubiyeti nedeniyle  yapılan saldırı ve cinayetler kabul edilemez. Son olarak AK Parti Dicle İlçe Başkanı merhum Deryan AKTERT'e yapılan menfur saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. Yakınen tanıdığım ve beraber çalışma fırsatını bulduğum merhum Deryan AKTERT, son derece hümanist, cana yakın,Çalışkan ve nezaketli bir insandı. Bu tür insanların aramızdan kaybolmaları toplum olarak değerlerimizi kaybetmemize neden olmaktadır. Zira günümüzün en büyük eksikliklerinden birisi toplumda Deryan AKTERT profilindeki insanların az oluşudur. Çünkü bu tür insanlar en olumsuz,en gergin ortamlarda bile yapıcı tutumları ve üslupları nedeniyle ortamı rahatlatma,gerginliği sonlandıracak niteliklere sahiptir. İşte bu nedenle toplumun genel kayıpları olarak görmemiz gerekiyor. Ayrıca unutulmaması gereken bir husus ta şudur; bu tür yanı siyasi cinayetlere muhatap olan tüm kişiler toplumda kabul görmüş,itibarlı ve toplumu yönlendirebilme yeteneğine sahip kişilerdir. Bu durum günümüzde de devam etmektedir. Bu durum merhum Deryan AKTERT için de geçerlidir. Buradan hareketle şu sonuca varmak mümkündür. İşlenen bu tür cinayetler ile toplumu lidersiz bırakma, umutsuzluk dalgasının yayılmasını sağlamak, kendi fikir ve düşüncelerini bu duygular üzerinden topluma kabul ettirmektir.  Gezi Olayları,17-25 aralık darbe girişimi,6-7-8 ekim olayları ve 15 temmuz darbe girişimlerinde de açıkça görüldüğü üzere yapılan tüm saldırı ve komplolara toplum prim vermemiştir ve vermeyecektir. Bu nedenle siyasi cinayetler üzerinden yapılacak yeni operasyonlara da toplumun prim vermeyeceğini herkesin bilmesinde yarar olduğunu düşünüyorum. Bu duygularla merhum Deryan AKTERT kardeşime Allah'tan rahmet,yakınlarına ve ailesine başsağlığı dilerken olayı tekrar kınadığımı belirtiyorum.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.