Sosyal medya

Nesrin Erdoğmuş
Merhaba sevgili okurlarım. Sosyal medya platformundan bahsetmek istedim.
Aslında sosyal medya platformlarında yazılan yazıları, eleştiri  ve iltifatları bazen hafife alırız. Bazen de çok önemseriz.
Düşünün hiç karşılaşmadığınız insanlar sizin yazılarınızı okuyor, fotoğraflarınızı beğeniyor.
Gezdiğiniz, gördüğünüz , gittiğiniz ve hatta giydiğiniz tüm kıyafetlerinizi görüyor sizlere yorum olarak kalpler çiçekler sunup birde kendi düşüncesini yazıyor.
Şimdi gelelim bizim üzerinde yazacağımız düşünce ve rahatsız olduğumuz durumlara.
Hatta ve hatta bu gibi sosyal medya şikayetlerimizi koca koca gazete sayfamıza taşımaya..
Sevgili okurlarım durum şu ;
Az önce sayfamda ekli olan bir yazar Arkadaşımın paylaşımını gördüm. Bu yazımı da bu paylaşımdan dolayı yazmaya karar verdim.
Tabii ki bu yazar Arkadaşımın adını sayfamda paylaşmayacağım. Şunu belirtmek istiyorum bu yazar Arkadaşım erkek.
Bildiğim kadarıyla şiir kitapları ve öykü  kitapları var.
 Diyarbakırlı değil.
Sayfasına baktığımda paylaşımlarında oldukça entelektüel bir kişilikte olduğunu şuana kadar görüyordum.
Az önce  sayfamdaki bu arkadaşımın  paylaşımlarını görünce şaşırdım.  Arkadaşımız şöyle bir yazı paylaşmış.
Sayfamda ekli bir kadın şair yazar (artık ben miyim bir başka şair yazar bir kadın mı bilmiyorum. Ama ben olmasam bile kadınlar için denilen bir tenkit yazısı ise cevap vermem gerekir diye üstüme almadan cevap vermeye karar verdim.  ) yine bir yazı paylaşmış. Sayfasında ekli olan arkadaşları uzun uzun yorumlar yazarak bu yazıya destek vermişlerdir.
Biz erkek yazarlar en kaliteli yazılarımızda bile sayfa arkadaşlarımız böyle uzun uzun yorumlar yazmıyorlar.
İşte kadın olmanın faydalarını görüyorsunuz değil mi?
Ne yazarlarsa yazsınlar hatta bir Merhaba  bile yazsalar o kadar çok beğeni ve yorum alıyorlar ki ...
İşte Dostlarım bu paylaşımı görünce çileden çıktım dersem yerinde bir kelime kullanmış olacağım.
Aslında bu paylaşımın şahsıma bile yazıldığından emin değilken neden bu kadar çıldırdığımı merak ediyorsanız sosyal medya da tüm yazan kadınların dili olarak bu karşıt yazıyı yazmaya karar verdiğimi peşinen sizlere belirtmek istedim.
Ben ve bu Coğrafya da eli kalem tutan kadınların  bizler az çok dili olmaya çalışırken , sizlere yaşadığımız zorluklardan da kesitler vermeye biraz çalışacağım.
Belki bu yazımı neden yazdığıma o zaman kanaat getirip bana hak vereceksinizdir.
Eli Kalem Tutan Kadınlar
1 Hiç bir kadın sosyal paylaşımlarında kaşı gözü yüzü güzel diye yazıları okunmuyor.
Her topluluklarda daha rahat kendilerini ifade etsinler diye tek tip kıyafet,  sade bir makyaj ve giyimleri ile değil de beyinleri ile dikkat çekmek için dış görünüşleri her zaman sade olmuştur.
Öyle can alıcı kıyafetler, alıcı renkler, yaka açık, etekler kısa, gözlerde sürme, dudaklarda kırmızı rujlarını asla ve asla göremezsiniz.
2 Kadın yazar ve şairler yaşadıkları topluluklarda her zaman için görüşlerini, fikirlerini, hayata bakan pencerelerini genişletmek çabasında var olup, kendi kültürlerini, gelenek ve göreneklerini de yaşadıkları toplum kurallarına göre benimseyip uygulamaktadırlar.
Hatta ve hatta sırf yazdıkları yazılarıyla bir bütünlük sağlamak için örnek davranışlar sergileyip haklarında yazı ve düşünceleri ile davranış biçimi apayrı olan bir kişi olmadıklarını ifade etmeye çalışırlar. Bu gibi durumların yanlış anlaşılmaması için çaba sarfederler.
3 Kadın Şair ve Yazarlar her zaman için toplumun önünde var olup kendi haklarını ve tüm kadınların haklarını savunmaya kendilerini mecbur hissederler.
Toplumun gerek kırsal kesimi olsun, gerekse toplumda en statü sahibi kadını bile olsa, o kadının haklarının var olduğunu bilip, ona göre düşüncelerini kaleme almakta yarar görmektedir.
Deyim yerindeyse toplumun en alt kademesinden en üst kademesine kadar kendilerini ispatlayan her kadının yanında birer sözcüdürler.
Hatta kendini kanıtlayamayıp okumayan, ifade edemeyen, şiddet gören, tecavüze uğrayan, taciz gören her kadının  ve genç kızların çocukların yanındadırlar.
Kadın Şair ve Yazarlar hiç bir zaman entelektüel bir dil kullanmayıp doğru net ve anlaşılır bir şekilde kalemleriyle ayakta kalmaya çalışmışlardır.
4 Söz uçar yazı kalır.
Kelimeler konuşulduğunda uçucudur. Bir saat sonra bu kelimeler cümleler asla tam olarak hatırlanmayabilir.
Demem o ki yanlış bir ifade bile topluluklar da konuşulduğunda bunun düzeltilme imkanı vardır.
Yani sevgili dostlarım aslında ben size şöyle diyecektim de diyemedim, dilim sürçtü affola, kusuruma bakmayınız gibi kelimeler cümleler konuşurken kullanabilirsiniz. Yanınızda sizi dinleyen insanlar  bu özrünüzü rahatlıkla  kabul edebilirler..
Bu gibi durumlar asla yazan kadınlarda olamaz. Çünkü toplum yazan kadınlara ağır yükler yükleyip, ağır bedeller ödettirmiştir.
Söz uçar ama yazı kaldığında, yazdığınız her yazının kelimesi sizin sorumluluğunuz altındadır.
Her hangi bir kelimesi bile yanlış olsa o sorumluluk size ait olur. Cezası var ise bile çekmeye hazır olursunuz.
5 Toplumlarda genellikle şaire kadınlarımızı aşk insanı var sayıp ona göre hafife alanlar, aslında bilmezler ki, kadınların duygu yüklü kelimelerinin aşk, sevgi,duygu ,kutsanmışlık, ezilmişlik ve  özgürlük, ifade ettiklerini.
Sevgili okurlarım yazımı aslında çok uzatmak istemiyorum. Sadece üzüldüğüm ve kızgınlığımı sizlere şu iki satırla belirtip yazıma son vermek istiyorum. 
Yazan kadınlar duygu, düşünce olarak toplum da her zaman için önde olmak ve çocukların, genç kızların ve  kadınların dili olmaya çalışırlar.
Özellikle erkek Şair ve Yazarlarımız bunu kabul etmeleri gerekmektedir.
Bu durum kadın ve erkek okur randına dönüştürülmemelidir.
Aslında yazan insanlar her zaman için toplumda bir tık önde gitmelidirler.
Fikir, düşünce, hayata bakan pencere her zaman için algılarla beraber açık olmalıdır.
Bu uzun yazıyı bir erkek yazarın düşüncesi ile kaleme aldım.
Ve bu Coğrafya da yaşayan bir Şair Yazar ve kalem erbabı kadın olarak, Coğrafyamdaki ve tüm dünyada yaşayan kadınların dili olarak, tüm yüreğimle sevgili okurlarıma seslenmek istedim.
Aslında yazacağım çok şey var ama şuan aklıma gelenler bunlar. Yazımı da noktalamak istiyorum.
Üzülerek söylüyorum.
Yazık çok yazık..
Sevgilerimle