VİDEO - Sosyolog Rüstem Erkan: CHP, HDP ile rekabete girmekten kaçınıyor

Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Erkan, Kürt seçmenden oy almak isteyen CHP’nin, HDP ile rekabete girmekten kaçınmasını eleştirdi.

Gönül Morkoç

TİGRİS HABER - Erkan, “CHP’nin illa sert mücadele etmesi gerekmiyor, ancak HDP seçmeninden de oy alacak bir politikasının olması gerekiyor” dedi.

DÜ Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Erkan ile CHP’nin Kürt sorunu ile ilgili politikaları, Kürt seçmenin talebi ve Kürt siyasetinin politikalarını konuştuk.

Seçimler yaklaştıkça partiler yüzünü Kürt seçmene döndü. CHP de bu partilerden biri. Peki, CHP yeterince cesur mu?

“CHP Cumhurbaşkanlığı meselesinden dolayı gerek Kürt meselesi olsun, gerek diğer meseleler olsun çok açık bir tavır sergileyemiyor. Görüşlerini çok net olarak ortaya koymuyor. Çünkü hassas bir dengede. Bir tarafa yönelik bir politika açıkladığın zaman bu yüzde elli artı 1 meselesinden dolayı, diğer tarafta oy kaybına neden olacağı düşünüldüğü için meseleyi belli bir ölçüde Meclis’te çözeceğiz, diyor. Bu bir ölçüde doğru. Çözüm sürecinin sonuca ulaşmamasının nedenlerinden biri sorunu Meclis’e mal etmemek, yasal alt yapısını hazırlamamaktan kaynaklanıyordu. Fakat ne olursa olsun, seçim sürecine girilirken, söylemlerinin içini belli bir ölçüde doldurması gerekiyor. Kürt meselesini artık sadece Kürtlerin kabul edebileceği bir çözümle yürütemeyiz. Dolayısıyla seçim dönemleri bunun için iyi bir fırsat. Türkiye’nin diğer yörelerinin de kabul edebileceği bir çözüm üzerinde uzlaşmak gerekir. Kürt sorununu ne Türkiye’nin diğer yörelerinin dayatmasıyla çözebilirsin, ne de HDP seçmeninin, ya da politik Kürt hareketinin isteklerini karşılayarak çözebilirsin. “

Nasıl çözülecek?

Çözüm radikallere teslim edilmemeli

“Yüzlerce yıldır bir arada yaşayan halkın ortak bir paydada buluşması mümkündür. Bu tür sorunların çözümünü, tarafların radikallerine teslim etmemek gerekiyor. Her milletin içerisinde daha radikal, daha milliyetçi gruplar vardır. Kürtlerin de içerisinde, Türkiye’nin diğer kesimleriyle uzlaşamayacak bir kesim var. Benim bütün gözlemlerim, her ulusun yüzde 10’una yakını böyle. Türklerin de belirli bir kesimi Kürtlere hiçbir hak verilmemesi yönünde görüş bildiriyor. Sıkıntılı olan, gerek sosyal medyada, gerek siyasette bu iki radikal grubun sesi çok çıkıyor. Türkiye yıllardır bu iki ucun çatışmasına esir olmuş durumda. Geniş bir kitle, hem Türk ve Kürtler, bu konuda uzlaşabilecek görüşlere sahiptir. Çözüm sürecinde bunu gördük. Süreci, siyasetin üç önemli aktörü, AK Parti, Cumhuriyet Halk Partisi ve HDP’nin uzlaşabileceği konular üzerinden götürmek gerekiyor.”


CHP, açık konuşmamasına rağmen, bölgede bu partiye umut bağlanmış gibi görünüyor. Bu doğru mu?

CHP’ye umut bağlanmasının nedeni, gelecekte bir iktidar adayı olarak görülmesinden kaynaklanıyor. Adayının Cumhurbaşkanı seçilme potansiyeli var şuan. -Tabi adayının profiline bağlı-. Bu nedenle herkesin gözü kulağı, ister istemez CHP’ye yönelmiş durumda.

Peki, bölgedeki siyasi üslubu doğru mu? Mesele aşiretler üzerinden seçmene ulaşmaya çalışıyor olmasını, nasıl okumak lazım?


Aşiretler seçmene giden yol değil

“Aşiretler üzerinden Kürtlerden ciddi bir oy geleceğini düşünmüyorum. Bölgede yıllardır, aşiretlerin hitap ettiğini söylediği sayı kadar kontrol ettiği bir kitle yok. İşaret ettiği partiye oy verecek bir kitle yok. CHP gibi, seçmeni zayıf olan partiler bunu seçmene ulaşma yolu olarak görüyor. Fakat şuna dikkat etmek gerekiyor. Türkiye’nin birçok ilinde de böyle; siyaseti bir iş haline dönüştürmüş, her seçim döneminde ortaya çıkan, farklı siyasi partilerden de aday adayı olan çok sayıda insan var. Bunlar toplum tarafından biliniyor. Seçmen yıpranmış kişilerle karşılaştığı zaman CHP kendine, bir taban oluşturamaz. CHP’nin yeni yükselen genç seçmene yönelik bir politika oluşturması gerekiyor. Türkiye’de artık seçmenin yarısı 35 yaş altı, bölgede bu oran daha fazla. Gençlerde parti ve aşiret bağımlılığı daha az. Bu grup, din, kimlik vs. üzerinden çok fazla davranış belirlemiyor. Diğer kimlikleri ötekileştirmiyor ve değişimden yana tavır alabilen ve Türkiye’nin geçmişinde yaşanan olaylar ile de çok ilgilenmeyen bir grup. Siyasi partilerin gelip, tek partili dönemde bu olmuştu, şu dönemde şu olmuştu gibi söylemleri oy getiren davranışlar değil. Bizim kendi öğrencilerimiz de var. Her sene mezun olanlardan 3-4 tanesi üretime katılabiliyor. Bunlar üzerinden, bunlara bir gelecek, huzur içinde yaşabilecekleri bir ortam yaratabilmek çok önemlidir.”

Hangi politikalarla yaratılacak bu ortam?

Mezopotamya’nın çocukları Mezopotamya’da doymalı

“Aşağı Mezopotamya, insanlığın ilk yerleştiği, ilk buğdayın yetiştiği yer. Ama Mezopotamya’nın çocuklarını Mezopotamya’da doyuramıyoruz. Bu bölgenin çocukları Rize’ye fındık toplamaya, Niğde’ye, Nevşehir’e patates toplamaya, Antalya’ya mevsimlik turizm işçisi olarak gidiyor. Bu bölgenin çocukları, burada doğacak, zenginleşecek. Ayder Yaylası’na gezmeye gidecek, Antalya’ya tatile gidecek. Bu refahı sağlayacak politikalar üretmek lazım. Yani Mezopotamya’nın çocuklarını sağa sola, kurda kuşa yem etmeyecek politikalar üretmek lazım. CHP sadece “kimse yatağa aç girmeyecek” diyerek oy alamaz. Refah düzeyi yüksek olanın da refahını koruması, daha zenginleşmesi için politika üretmesi lazım. Eğitimsizin nasıl eğitim alacağını, eğitimlinin nasıl iş bulacağına dönük politikalar üretmek gerekiyor. Bunu da kamuoyuna mal etmek gerekiyor. 60-70’li yıllardaki gibi bir aşiret liderini kafaya alırım, oradan oy toplarım dönemi bitti. Bunu ne CHP, ne AK Parti ne de bundan sonra HDP başarabilir.”

CHP, Kürt sorunu konusunda yeterince cesur değil dediniz. AK Parti’nin CHP’nin söyleyeceklerini siyasi malzeme yaparak, milliyetçi kesimi hareket geçirmesinden mi endişe ediyor? Yani AK Parti’nin tuzağına mı düşüyor?

Son zamanlarda CHP pek bir şey söyleyemiyor. Öyle bir şey söyleyecek ki, itiraz edilse de, siyasette çok sert tartışılsa bile halkın makul çoğunluğu kabul edecek. En önemli hassasiyet nedir? Birlik içerisinde sorunu çözmektir. Şimdi Türkiye’nin bütünlüğü içerisinde politikalar üretiyorsan, atacağın adımlar da bu birliği güçlendirecek adımlarsa bunlar kabul görür.

Anadilde eğitim bu politikalardan biri olabilir mi?

“Anadilde eğitim, iyi planlanmazsa herkes zarar görür. Hem eğitimin seviyesini düşürürsün, hem birbirini anlamayan iki halk yaratırsın. Ama iyi planlanırsa birlikte yaşamayı güçlendirir. İyi planlanırsa, isteyenin istediği dilde eğitim almasının önü açılabilir. Ama önce üniversitelerde bu eğitimi verecek kişilerin yetiştirilmesi gerekiyor. Pilot uygulama dediğimiz uygulamalar vardır. Sadece Kürdoloji bölümü ile olmaz bu iş. Türkiye’nin belli üniversitelerinde birer bölüm açarsın, gelip anaokulu öğretmeni olabilecek, sınıf öğretmeni olabilecek öğrenciler alırsın. Bu, süreç içerisinde çözülecek bir şeye dönüşür. Ama bu politikayı sağlıklı olarak anlatacak birine ihtiyaç var.”

CHP’nin Kürt seçmen için en yumuşak vaadi ne olabilir?

“Türkiye’de ekonomik sorunlar hep birinci sorun olarak ortaya çıktığı için, partiler acaba ben Kürt seçmene de ekonomik vaatlerle mi gideyim yoksa kimlik vaadiyle mi gideyim, ikileminde kalıyor. İkisini birlikte götürmek lazım. CHP sadece kimlik siyaseti ile buraya gelse, az önce anlattığım o geniş kitleden etki alamaz. Diyarbakır’daki genç kürdün de aslında sorunu aynı Trabzon’da da aynı. Ortak sorunlar var. Bunu tatmin edecek bir politika üreteceksin, onun dışında her bölgenin farklı sorunlarını ele alınabilir. Ona da ayrı politika üretmek lazım. Ama açıkçası ben bu yönde ciddi bir çaba görmüyorum.”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyareti oldu. Kendisi de Dersimli. Dersim, Şeyh Said meselesi ile ilgili konuşmaktan çekindi. Neden?

“Geçmişi kaşıyarak siyaset yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Sivil toplum örgütleri, hukukçular bunu yapabilir. Bir dönem komple getirip tartışabilirsin, suçlu ilan edebilirsin. Bu konuda, herkesin söylediği birbiri ile örtüşmüyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun helalleşme söylemi oldukça önemli. Helalleşme derken, Sayın Kılıçdaroğlu, bunlar üzerinden birbirimizi suçlamayalım. Yeni bir sayfa açalım, demek istiyor. Ben de biraz bu görüşteyim. Hep geçmiş üzerinden tartışırsan, bu kini, nefreti arttıran bir durum. Bence geleceğe bakmak gerekiyor. Birlikte yaşamı güçlendirmek gerekiyor. CHP eğer bölgeden oy almak istiyorsa, Eylül Ekim’e kadar göçmen meselesi, Kürt sorunu, işsizlik, (yatırım politikalarına dönüştürerek) politikalarını açıklaması gerekiyor.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun Kürt ve Alevi kimliğinin oy kaybettireceğine dair tartışmalar var. Kılıçdaroğlu, Sünni Kürtlerden oy alır mı?

“Biz Sünni Kürt derken, bir blok gibi bahsediyoruz. Ama böyle değil, farklı davranışları olan bir grup bu. Alevi olmasından dolayı oy vermeyecek olan bir Sünni Kürt kitle de var. Alevi –Kürt olduğu için oy verecek bir kitle de var. Bunları düşünmeden dünyaya bakışından, siyasetçi kimliğinden, helalleşme söyleminden dolayı oy verecek bir kitle de var. Bu kimliğinden dolayı oy kaybeder, oy kazanır demek çok doğru değil. Her üçünün de getirisi de var, götürüsü de var. Bunun üzerinden ezbere konuşmak doğru değil. Hangisi baskın olur bilemeyiz.”

CHP’nin Kürt sorununu çözmesi ile ilgili bir projesi yok eleştirisinden yola çıkarak, şunu sormak istiyorum. Peki, Kürt siyaseti CHP’nin önüne ne götürüyor?

“Başından beri Kürt siyasetinin talebi net değil. Şu an sadece anadilde eğitim öne çıkıyor. Ama bunu da sadece HDP’nin talebi olarak düşünmemek lazım. Bölgeyi HDP kontrol etmiyor. Tabi ki bölgede bir güç. Ama HDP dışında da Kürtler var. HDP’nin talep etmediği bir şeyi Kürtlerin talebi değil gibi düşünmemek lazım. HDP’nin öncelikle, birlikte yaşam konusunda ciddi bir irade beyanında bulunması gerekiyor.”

HÜDAPAR faktörü de var?

Evet, ilginç Türkiye’nin başka yerinde hiç bilinmiyor. O ne, deniyor. Bölgede neredeyse üçüncü parti konumunda. HÜDAPAR İslami temelden hareket ederek anadilden, diğer sorunlara kadar HDP ve HDP’den öte söylemleri var. Bunların da dikkate alınması lazım. HDP dışında farklı partiler var. Onların talepleri çok daha radikal. Ama HDP bölgede güç olduğu için onun talepleri öne çıkıyor.

Peki, HÜDAPAR, HDP ve diğer Kürt partilerinin uzlaşıp ortak talep sunmaları mümkün mü?

Sadece parti değil, bunu sivil toplum örgütleri de yapar. Partilerin ön çalışma ile sorunları tespit etmesi mümkün. Ben, Kürt partileri bir tarafta, Türk partileri bir tarafta şeklinde iki masanın kurulmasını doğru bulmuyorum.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş’ın etkisi ne olur? HDP’nin önüne geçebilir tartışmaları var.

“Seçmen gözünden bakarsak, HDP seçmeninin önemli bir kısmı parti yönetimini dahi tanımıyordur. Demirtaş partinin fiilen lideri olmasa da yönlendirici bir etkisi var. Ben seçimde çok birbiri ile ayrışacağını düşünmüyorum. HDP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde belki destek olabilir ama 6’lı ittifakta yer alan partileri, HDP’nin de ciddi şekilde eleştirerek gireceğini düşünüyorum seçime. En dikkat çekici olan, bölgede CHP ile HDP arasında bir rekabet yok. CHP bölgeden oy almak istiyor ama HDP ile rekabete girmiyor. Kimden oy alacak? Rekabet olacak, onun söylediğinden farklı bir şey söyleyecek ki oy alsın. AK Parti’nin oy oranı yüzde 30’larda, HDP’nin yüzde 70’lerde. AK Parti’den bir iki aldın, 5-6 oy da HDP’den alacaksın ki, oyunu yüzde 8-9’ı çıkarasın. Ama ora ile ilgili olumlu-olumsuz hiçbir şey söylemiyor. AK Parti’den kopan oy DEVA’ya gider, Gelecek Partisi’ne gider. CHP’nin illa sert mücadele etmesi gerekmiyor ama HDP seçmeninden de oy alacak bir politikasının olması lazım.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri