Din adamı görünümündeki İsrailli Haham Haim Abergil’in, Yahudi çocukları cinsel tacizde bulunduğu ortaya çıkınca,”Bütün bunları Tanrı’nın izni ve rızasıyla yaptım “dedi.
Haham, bazıları 13 yaşında olan çocukları taciz ederken, onlara ”cinsel tacizinin birçok insanın anlamadığı dini bir sır olduğunu, bu yüzden gizli tutulması gerektiğini” söylediğini itiraf etti.
İsrail’in Channel 12 kanalında, geçen hafta yer alan habere göre, binlerce Yahudi’nin kendisini dinlemeye geldiği, bir Yahudi sinagoguna da liderlik yapan tacizci hahamın, henüz yargılanmaya başlanmadığı ifade edilmiştir!
Yahudi toplumunda din adamlığı yapan hahamın sapıklığı var da, Hıristiyan toplumlarındaki din adamlarının içinde sapıklık yapmış olan yok mudur?
İsviçre’de Katolik Kilisesi’ne yönelik soruşturmada, 1950’li yıllardan günümüze kadar, kiliselerde 1000 civarında cinsel taciz olayının yaşandığını, tacizcilerin Hıristiyan din adamı, taciz edilenlerin de çoğunun erkek çocukları olduğu ve bu olayların büyük çoğunluğunun, kiliseye ait yetimhaneler ile yatılı okullarda gerçekleştiği ifade edilmiştir. Korkunç olanı şu ki, yıllar boyu yaşanan bu olaylar, kilisenin üst yönetimi tarafından da örtbas edilmiştir!
İngiltere kilisesinde, kilise avukatının yıllarca 130 çocuğa cinsel tacizde bulunduğu ve bu olayların kilise üst yönetimi tarafından gizlendiği 2024 yılında açığa çıkmıştı.
Fransa’da 1950 yılından günümüze kadar, 216 bin çocuğun, din görevlileri tarafından cinsel istismara uğradığı, istismar edilenlerin büyük çoğunluğunun 10-13 yaşları arasındaki erkek çocuklar olduğu, kilise tarafından yıllar boyu gizlenen olayların, taciz edilenlerin yıllar sonra şikâyeti üzerine ortaya çıktığı ifade edilmişti.
İspanya’da, 1940’lı yıllardan günümüze kadar 200 binden fazla çocuğun, İtalya’da 2023-2024 yılları arasında 10-14 yaşları arasındaki 115 civarında çocuğun, Almanya’da 1946’dan bu yana 9 binden fazla çocuğun, kiliselerde din adamları tarafından cinsel tacize uğradığı ve bu olayların kilise yönetimlerince gizlendiği, ülkelerin ilgili kurumları tarafından açığa çıkarılmıştı.
Yahudi ve Hıristiyan toplumlarında, din adamı görüntüsüne bürünmüş cinsel sapıklar var da, Müslüman toplumları bundan azade midir?
Süleymancılar Cemaati’ne ait; İzmir Dikili’deki yurtlarda 9-12 yaşları arasındaki 7 erkek öğrenciye, Ordu Fatsa’daki yurtlarda 12 yaşındaki erkek öğrenciye, Ensar vakfına ait, Karaman’daki yurtlarda, 2012-2015 yılları arasında, 9-12 yaşlarındaki çok sayıda çocuğa cinsel istismarda bulunulduğu basına yansımış ve ilgililer yargılanarak cezalandırılmışlardı.
Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Uşşaki Tarikatı Şeyhi tarafından 12 yaşındaki kız çocuğuna, Kahramanmaraş’ta bir tarikata ait erkek öğrenci yurdunda 10 yaşındaki erkek çocuklara, Erzurum’da yatılı bir Erkek Kur’an kursunda 7 çocuğa, cinsel istismarda bulunulmuş ve istismarcılar yasal cezalara çarptırılmışlardı.
Konya’da Faruki Tarikatının şeyhi Süleyman Işık tarafından 7 erkek çocuğu, Denizli Çivril’de bir tarikata ait erkek öğrenci yurdunda, 12 yaşındaki erkek çocuğu hocası tarafından defalarca cinsel istismara uğramıştı. Çivril’deki olay, çocuğun hazırladığı intihar notunun bulunması ile ortaya çıkmıştı.
Bursa’da kendini tarikat şeyhi olarak tanıtan Uğur Korkmaz, dergâhına gelenlere Cenneti vaat ederek, “Badelenme” adını verdiği cinsel ilişki ile taciz etmişti. Tarikat Şeyhi bunun tarikatın geleneği olduğunu, kendisinin de bağlı olduğu tarikatının ölen lideri tarafından badelendiğini ve liderinin ölümünden sonra da Pir (kâmil insan)’lik makamına yükseldiğini ifade etse de cezalandırılmaktan kurulamamıştı!
Her üç inanışa sahip toplumlarda, yaşanan cinsel istismar örneklerine bakıldığında, istismar edenlerin din adamlığı görüntüsü altındaki sapıklar, istismar edilenlerin ise ne yazık ki inançları adına kendilerine sığınmış olan, genelde 9-13 yaşlarındaki özellikle erkek çocuklardır.
Toplumlardaki yaygın kanıya göre, konu edilen tiksindirici örneklerin, gerçekte var olan benzeri olayların sadece küçük bir kısmı, diğer bir deyişle buz dağının sadece görünen kısmı olduğudur.
Hâlbuki İlahi dinlerin kaynakları olan; Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’anı Kerim’de, cinsel taciz veya dini tabiri ile zina yapmanın yasak ve günah olduğu, bu günahı işleyenlerin mutlaka cezalandırılması gerektiği ifade edilmektedir.
Zina, sadece semavi dinlere ait bir yasak olmayıp, pagan inancının olduğu bütün toplumlarda da, bir insanlık suçudur ve bütün inançlara göre mutlaka cezai bir karşılığı vardır.
Hinduizm’de, Budizm’de, Kızılderili kabilelerinde, MÖ 2000’li yıllardaki Babil’in Hammurrabi kanunlarında da, zina suçunun öldürülmeye varan cezaları vardı.
Eski Hindistan, Eski Mısır, Eski Yunanlılar, Romalılar, Bizanslılar ve eski Araplar dâhil birçok geçmiş medeniyette zina yapanların burnu kesilirdi!
Dini araç olarak kullanıp, din adamı görüntüsüne bürünen kişilerin sapıklıkları; din adına topluma hizmet eden gerçek din adamları ve onların hizmetlerinde oldukları inançları ile bu inançlar vesilesi ile toplum yaşamında yer alan kurum ve kuruluşlarının ulvi hizmetlerinin karalayıcısı değil ve olmamalıdır.
Bu tür yanlış kanıların önüne geçmek için; başta dini otoriteler ve aileler olmak üzere, kurum ve kuruluşlar ile sosyal yaşamın etkin yöneticilerinin, kendilerine herhangi bir nedenle sığınmış, özellikle çocuk ve genç yaştaki insanların, istihdam edildikleri kurumları denetimsiz bırakmamaları, tespit edilen, ufak dahi olsa, istismar olaylarını örtbas etmeden, ivedilikle adalete havale etmeleri, toplumun ruh sağlığı ve inançları ile bu inançlara hizmet eden vefakâr ve dürüst din adamlarının saygınlığı açısından önemlidir.
Adına medeni çağ dediğimiz, günümüzdeki yasal düzenlemeler belli ki, hangi inançtan olursa olsun, din adamı görüntüsündeki bir kısım ahlak yoksunu insanların, cinsel istismar olaylarını engellemekte caydırıcı olamıyor. Geliniz, evrensel düzeyde yasal bir düzenleme yapıp, bu tür suçları işleyenlere eski medeniyetlerde uygulanan cezayı reva görüp, cinsel istismar ve taciz suçunu işleyen, sözde din adamlarının burnunu keselim.
Belki o zaman, inançların saygınlığına zarar veren ve özellikle çocuk yaştaki mağdurların yaşamında, travmalara neden olan, bir kısım tiksindirici olayların önüne geçebiliriz.