Tarımda girdi maliyetleri, kredi faizleri yüzde 100 arttı

Türkiye genelinde etkili olan kuraklık Diyarbakır’da da çiftçileri zor durumda bıraktı. Geçtiğimiz günlerde yağan yağmurlar çiftçilerin yüreğine biraz su serpse de çiftçiler hala toprağın yağışa ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor.

Ali Abbas Yılmaz - Özel

TİGRİS HABER - Diyarbakır’ın Sur ilçesinde tarımsal faaliyette bulunan çiftçiler ile kuraklığı ve çiftçilerin artan girdi maliyetlerini konuştuk. Son yağışların ekim alanlarında tohumların çimlenmesine ve taban gübresinin erimesine yeterli geldiğini ancak toprağın henüz suya doymadığını belirten çiftçiler, geçen yıla oranla girdi maliyetlerinin yüzde 100’ü aşan oranda arttığını ve bunun da çiftçileri zorda bıraktığını söylediler.

Çiftçilerin kuru tarım yaparken, kuraklığa dirençli tohum seçimi ve toprağın nemini gözeterek doğru ve zamanında ekim yapması verimlilik açısından önemli olsa da yaşanan kuraklık ve girdi maliyetlerindeki fahiş artış çiftçilerin belini bükmeye devam ediyor.

Sur’da 720 bin dönüm alanda tarım yapılıyor. Dicle Nehri’nin her iki yakasında ekilebilir sulu arazi miktarı 60 ila 70 bin dönüm arasında değişirken, bu alanda pamuk ve dane mısır ekimi yapılıyor. Sur’da 470 bin dönüm alanda da kuru tarım yapılıyor. Genelde buğday ve arpa ekimi yapılırken, az da olsa nohut ve mercimek ekimi de var.

Son yağışlar az da olsa kurtardı

Sur ve Yenişehir ilçelerinde tarımsal faaliyete bulunan çiftçilerden Ali Tanrıverdi, son yağışların kuraklığa etkisini şöyle değerlendirdi:  “Bu sene bin 500 dönüm alanda buğday ektim. Aslında 120 dönüm pamuk ekimi için bırakmıştım ama kuraklıktan dolayı onu da sonradan buğday ektim. Bu alanda ektiğim buğday ise henüz çimlenmedi. Geçtiğimiz günlere kadar bir kuraklık mevcuttu. Sonra bir miktar yağmur yağdı ama bu da yeteri kadar toprağı ıslatmadı. Hala yağmura ihtiyaç var. Toprak suyu dışarıya atmayıncaya kadar doymuş sayılmaz. Hali hazırda yağan yağmur buğdayın çimlenmesi için hemen, hemen yeterlidir. Taban gübresi son yağışlarla eridi. Eğer bu son yağışlar olmasaydı ne çimlenme olurdu ne de taban gübresi eriyebilirdi.”

‘Bir kamyon pamukla bir traktör alabiliyorduk’

Çiftçilerin artan girdi maliyetlerini değerlendiren Tanrıverdi, desteklerin ise yetersiz olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bizim 4 kalem girdimiz var: Gübre, mazot, ilaç ve enerji. Girdi maliyetlerinin artması çiftçiyi perişan ediyor. Bir litre mazot 7 lira oldu. Önceden bir kamyon pamuk satarak bir traktör alabiliyorken, şimdi 50 ton pamukla ancak bir traktör alabiliyorum. Geçen sene tonu 1 bin 800 lira olan gübre bu sene 2 bin 800 TL. Buna karşılık destekler de yetersiz. Bakan Bey buğday desteğini 230 TL’ye çıkardığını söyledi ama aldığımız destek 95 TL.”

 ‘1 TL olan civatanın fiyatı 2.5 TL olmuş’

Köylerinin etrafında bulunan derelerin hatta bazı kaynak suların dahi kuruduğunu ifade eden çiftçilerden Abit Dalmızrak ise, kuraklığa ve girdi maliyetlerine ilişkin şöyle konuştu: “Kuruçay nehri her sene bu zaman akardı ama şimdi daha çay üzerindeki göller dahi dolmamış. Buğday için şuana kadar yağan yağışlar yeterlidir. Kuraklık dışında da çiftçinin birçok derdi var. Traktör fiyatları olsun tarım ekipmanlarının fiyatları olsun almış başını gitmiş. Geçen yıl 500 liraya aldığım bir parçanın fiyatı şimdi 2 bin 500 lira olmuş. 900 liraya aldığım balya makinesinin parçasını şimdi 4 bin 500 liraya ancak alabiliyorum. 1 TL olan civatanın fiyatı 2.5 TL olmuş.”

 Tarımsal kredilerdeki faiz oranlarında ciddi artış

Bismilli çiftçilerden Şükrü Özaydın,  çiftçilerin kullandığı kredilere gelen zamları ve girdi maliyetlerindeki artışı şöyle değerlendirdi:  “Geçen yıl 150 bin TL olan bir traktörün şuan fiyatı 315 bin TL. Geçen sene 12 bin TL olan bir zirai aletin fiyatı bu sene 26 bin TL. Söz konusu alet tarım çapasıdır ve çiftçi bunu bir ay kullanıyor. Tarımsal ekipmanlarda geçen yıla göre yüzde 100’ün üzerinde bir fark var. Yine geçen yıla göre tarımsal kredilerdeki faiz oranlarında da ciddi artışlar var. Geçen yıl Ziraat Bankası’nda yüzde 4.5 olan faiz oranı şimdi yüzde 13.5. Tabii bu özel bankalarda çok daha yüksek, yüzde 25’i buluyor.  Gübre hakeza ciddi oranda artmış. Gübrenin tonu 3 bin 500 TL olmuş. İlaç deseniz yine öyle her şey yüzde 100’ün üzerinde artmış durumda.”  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Ekonomi Haberleri