VİDEO - İHD Diyarbakır Şubesi Genel Kurulu: Barışın konuşulması bile huzur veriyor

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nin 18. Olağan Genel Kurulu'nda, Kürt meselesinin çözümünde hakikat, adalet ve yüzleşmenin önemine dikkat çekilerek, onurlu ve kalıcı bir barış için tüm kesimler sorumluluk almaya çağrıldı.

Ardıl Batmaz-Şirvan Oktay Görer

TİGRİS HABER - İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi'nin 18. Olağan Genel Kurulu, Çand Amed Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Barış ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlere adanan kongre, insan Hakları ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Divan Başkanı Eren Keskin, kongrede yaptığı konuşmada insan hakları mücadelesinin yeni bir döneme girdiğini belirterek, "Önümüzü tam göremiyoruz ama barışın konuşulması bile huzur veriyor" dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz ise konuşmasında, "Barışın ihtimali bile Kürt halkında büyük umut ve heyecan yaratmıştır. Kürt meselesi daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve onurlu bir barışla çözülebilir" ifadelerini kullandı.

Yılmaz'ın konuşması şöyle:

"Demokrasi ve insan hakları mücadelesinde geldiğimiz bu aşamayı; cesaretleri, birikimleri ve ödedikleri ağır bedellerle bizlere bir kutup yıldızı misali yol gösteren öncülerimize borçlu olduğumuzun bilincindeyiz ve onlara minnet borçluyuz. Onlardan aldığımız feyz ile daha da büyüyerek, toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya, yaşanılan ihlallerin giderilmesi ve sona ermesi için çabalıyoruz. Büyük bedellerle sürdürdüğümüz, en kıymetlilerimizi kaybettiğimiz bu mücadele; zulme karşı direnişin, adaletsizliğe karşı dayanışmanın ve inkâra karşı var oluşun hikâyesidir. Huzurunuzda bugün fiziken aramızda olmayan hikâyemiz kahramanlarını saygı ve minnetle andığımı ifade etmek istiyorum. İHD, hatalı kurgulanan bu cumhuriyetin marazi yönlerinin mağduru olan kesimlerin derdine deva olmak, onlarla dayanışmak için çalışan bir sivil toplum örgütüdür. Nitekim bu Cumhuriyet, kurulduğu günden bu yana bünyesinde bulunan tüm farklılıkları yok sayarak Türklük ve Sünnilik potasında eritmeye çalışmış, bu tekçi ve asimilasyoncu uygulamalara karşı çıkan her bireyi ve grubu tehcir, asimilasyon ve hapsetme uygulamalarına tabi tutmuştur. Ermenilerden sonra devletin bu dehşetengiz politikalarının en büyük mağduru da sistematik inkar ve asimilasyon politikalarına karşı direnen Kürt halkı olmuştur. Cumhuriyet ile birlikte Kürdistan’da tüm yerleşim birimlerinin kadim isimleri Türkçeleştirilmiş, Kürtlerin kendi topraklarında anadilleriyle konuşmaları yasaklanmış, Kürt kültürüne de aynı yasakçı zihniyet ile yaklaşılmıştır. Heyecan ve umutla takip ediyoruz

Bir yandan gittikçe otoriterleşen ve temel hak ve özgürlüklerle sürekli kavgalı olan bu rejim, öte yandan Kürt Meselesinin çözümünde yeni bir kapı aralamış durumdadır. Kürt Meselesinin şiddetten arındırılarak demokratik yollarla çözülme ihtimalini büyük bir heyecan ve umutla takip ediyoruz. Barışın ihtimali bile Kürt Halkında büyük bir umut ve heyecan yaratmaya yetmiştir. Son dönemde dillendirilen barış çağrıları, Sayın Öcalan tarafından açıklanan deklarasyon metni, PKK’nin kendini feshetme kararı, devletin ve toplumun büyük bir kısmının barış konusunda verdiği olumlu yanıtlar, bizler için hem sevindirici hem de sorumluluk yüklüdür. Barışçıl ve onurlu bir geleceğin kurulmasının yolu geçmişle yüzleşmekten geçmektedir. Biz insan hakları savunucuları olarak onurlu ve kalıcı bir barışın inşası için hakikat, adalet ve yüzleşme konularında herkesi cesaretli olmaya davet ediyoruz.

‘Kürt meselesi sanıldığı kadar karmaşık değil’

Belirtmek isterim ki Kürt Meselesi sanıldığı kadar karmaşık bir mesele değildir. Meselenin odağında bir halkın temel hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmemesi bulunmaktadır. Çözüm konusunda İHD olarak yıllardır dile getirdiğimiz temel ilkemizi tekrar etmek isterim: Kürt meselesi güvenlik eksenli politikalarla değil, daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve onurlu bir barış ile çözülebilir. Bir asırdır devam eden ve milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkileyen bu meselenin kalıcı çözümü için Kürt halkının kimliği, dili ve kültürü anayasal güvence altına alınmalı; eşit yurttaşlık hakkı somut adımlarla hayata geçirilmelidir. Unutulmamalıdır ki barış sadece savaşın sona ermesi değildir. Barış, aynı zamanda hakikatle yüzleşmeyi, adaletin tesis edilmesini, travmaların onarılmasını ve halklar arasında güvenin yeniden inşa edilmesini gerektirir. Bizler insan hakları savunucuları olarak Kürt meselesinin yarattığı sorun alanları konusunda edindiğimiz tecrübe ve arşivimiz ile barışın inşasında üstümüze düşen tüm sorumluluğu yerine getirmeye hazırız.

Son olarak yakın zamanda kaybetmiş olduğumuz derneğimiz önceki dönem genel başkanlarından Hüsnü Öndül’ün bir sözünü sizlerle paylaşarak konuşmamı bitirmek istiyorum: Elbette Türkiye toplumunun barışa ihtiyacı var, elbette etnik kökenlerimizden, siyasal düşüncelerimizden, dini inançlarımızdan bağımız olarak ve bir bütün bunları da kaplayacak bir biçimde herkesin, hepimizin barış hakkı vardır."

‘FAİLİ MEÇHUL CİNAYET DAVALARI TEKRAR AÇILMALI’

İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban ise, "İdam kaldırıldı ama inceltilmiş, zamana yayılmış bir idam cezası halen devam ediyor. Sayın Öcalan'ın üzerindeki tecrit kalkmış değil. Silahlı mücadele var diye ya da PKK'nin son militanı silah bırakmadı diye siz bu ülkenin demokrasisini askıya alamazsınız. Bu savaşın Türkiye’ye maliyeti 2 trilyon dolar dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan. Emekliden, yoksuldan, çalışandan, fakir fukaradan aldım savaşa, ölüme yatırdım demektir bu. Sendikaların ayağa kalkması lazım, "savaşa değil emekçiye bütçe" sloganını atmanın tam zamanıdır" ifadelerini kullandı.

Küçükbalaban, bu süreçte atılması gereken adımları ise şöyle sıraladı:

"Barış heyetlerinin güvencesi sağlanmalı, silahsızlanacak militanların hukuki güvencesi sağlanmalı, devlet Kürtlerin dil, kültür, kimlik hakları konusunda yol haritasını açıklamalı, hasta mahpuslar tahliye edilmeli, umut hakkı konusunda çalışma yapılmalı ve faili meçhul cinayet davalarının tekrar açılması gerekmektedir."

TANRIKULU: GEÇİŞ DÖNEMİ ADALETİ KONUSUNDA ÇALIŞMA YAPILMALI

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da yaptığı konuşmada, "Hepimizin arzuladığı bir dönemden geçiyoruz. Bu konuda İHD'nin büyük bir deneyimi var. Bizim tek hedefimiz ülkede barışın tesis edilmesi, çatışmanın sonlanması. Bugün yapmamız gereken hak temellik ortaklık yaratmak, bazı şeyleri görmezden gelmeyip her yerde her zaman hak ihlalleri konusunda bugüne kadar aktardığımız deneyimi de gözeterek bir ortaklık yaratmak, günlük insan hakları ihlalleri ile mücadele etmek ve geçiş dönemi adaletinin nasıl olacağı konusunda çalışma yapmak" dedi.

ATA: HEPİMİZİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI GEREKİYOR

Siyasetçi Ayla Akat Ata ise hakikat ve yüzleşme meselesinin çok önemli bir mesele olduğuna dikkat çekerek, şu an sivil toplumun ortaya koyacağı mücadeleye bu ülkenin barış yapıcıların, siyasetçilerinin ihtiyacı olduğunu belirterek, "Bu toprakların en büyük ihtiyacı barış ise, hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor bir kez daha" diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri