Mümin AĞCAKAYA
TİGRİS HABER - Kürt kültürü ve yerel halkların unutulmaya yüz tutmuş sanatsal formlarını yeniden hatırlatmak, aktarmak ve zenginleştirmek temasıyla aktarıyor. Mordem Sanat ve Ekolojik Yaşam Derneğinin düzenlediği SoloFest6’in bu seneki teması;‘Kaybolmanın Eşiğinde’ olacak. Mordem Sanat ve Ekolojik Yaşam Derneği Kültür Sanat ve Festival Direktörü Barış Işık, SoloFest6’nın programı, içeriği konusunda Tigris Habere konuştu;
Barış Işık, neler yaptıklarını şu başlıklarla aktarıyor;
‘Unutulmaya yüz tutmuş tek kişilik anlatı sanatları’
“Mordem Sanat ve Ekolojik Yaşam Derneği olarak, coğrafyamızda başta Kürt kültürü olmak üzere yerel halkların unutulmaya yüz tutmuş sanatsal formlarını topluma geri kazandırma misyonunu kuruluşumuzdan bu yana sürdürüyoruz. Bu misyon doğrultusunda son altı yıldır SoloFest’ler düzenlemekteyiz.
Biz Mordem Sanat ve Ekoloji Yaşam Derneği olarak aslında odak noktalarımızdan biri ve en önemli odak noktalarımızdan biri kültürel miras çalışmalarıdır. Somut olmayan kültürel mirastan bahsediyoruz.
Bu yıl gerçekleştireceğimiz SoloFest6:’Kaybolmanın Eşiğinde’ temasıyla ele alıyor. Bu amaçla kültürel mirası ve bunun aktarımını merkeze alıyor. Kürt kültüründeki tek kişilik anlatı geleneği formundan ilham alarak düzenlediğimiz Uluslararası Solo Festivallerde yerel ve yabancı kültürlerdeki tek kişilik anlatı geleneği formlarına da yer vererek onları aktarmaya, zenginleştirmeye ve yaşatmaya çalıştık.”
Kültürel mirası paylaşarak zenginleştirmek
Festivalin bu yılki temasına da değinen Işık, sözlerini şöyle sürdürüyor;
“Kaybolmanın Eşiğinde" yalnızca kültürel mirasın korunmasını değil, aynı zamanda bu mirasın farklı kültürlerle paylaşılarak zenginleştirilmesini ve aktarılmasını da hedefliyor. Bu kapsamda, yerel ve yabancı kültürlerdeki tek kişilik anlatı geleneği formlarına yer vererek, bu sanatsal formların birbirleriyle etkileşim halinde olmasının, farklı kültürlerin birbirlerini anlamasına ve geliştirmesine katkı sağladığına inanıyoruz. Festival boyunca, sanatçılar ve izleyiciler arasında gerçekleşecek kültürel alışveriş, farklı yaşam deneyimlerini, anlatı geleneklerini ve sanatsal ifade biçimlerini paylaşma fırsatı sunarken aynı zamanda sadece sanatsal performansların sergilendiği bir etkinlik olmanın ötesinde, kültürlerarası diyalog ve işbirliğini teşvik eden bir platform olmayı hedefliyor.
Birçok Ülkeden Performanslar Sahnelenecek
Bu sene 17-26 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Ekim’in 16'sında da Ermenice, Süryanice ve Kürtçenin içinde bulunduğu çok dilli bir konser ve kokteylle açılışımızı yapacağız. Festivalimiz 11 gün boyunca sürecek.
Bu sene altıncısını gerçekleştireceğimiz ''SoloFest6: Kaybolmanın Eşiğinde'' Festivalinde birçok ülkeden sanatçılar performanslarıyla katılım sağlayacak. İran’ın (Meşhed ve Bokan), Hollanda (Amsterdam), İtalya (Venedik), Bulgaristan (Sofya), Kosova (Priştine), B. Arap Emirlikleri (Abu Dabi), Almanya (Berlin), Belçika (Bürüksel) ve Türkiye’den de (İstanbul, Hatay, Batman ve Diyarbakır) şehirlerinden gelen 35 katılımcı ile birlikte; Çağdaş Dans, Geleneksel Anlatı Türleri, Performans, Monodram ve Çağdaş Ritüel gösterimleri yer alacaktır.
Tabii ki bunların yanında dört ayrı panelimiz ve iki de atölye çalışmamız olacaktır. Bir panelistimiz Belçika'dan geliyor. Kaybolmak üzere olan kültürel miras öğelerini, bu işte keçe olabilir, davul olabilir, herhangi bir nesne de olabilir. Bunları performansa dönüştüren bir arkadaş ve uzun süre bu tarz çalışmalar yapmış. Bu çalışmaların yapabilirliği, nasıl yapıldığı, kültürel mirasta kaybolmak üzere olan bir nesne dahi olsa o nesneyi bir performansa nasıl dönüştürürüz gibi bir söyleşi olacak. Yani panelin konusu kaybolmanın eşiğindeki herhangi bir şeyi geleceğe taşımanın yollarından biri üzerine olacak.”
Bir diğer panel oturumumuz da ‘Amed Hafıza Kolektif'i tarafından gerçekleştirilecek. İki aktivist arkadaş bize Amed Hafıza Kolektif'inin hafızayı korumak, hafızayı koruma altına almak ve bunu belgelemek nasıl bir süreçtir? Üzerine olacak.
Başka bir konuşmacımız ise; Hollanda'dan gelecek, Funda Müjde isimli oyuncu. Kendisi yarı Suriyeli yarı Türk olan bir aileden geliyor ve Hollanda'da doğup büyüyor. 28-29 yaşındayken İstanbul'a geliyor. Bir trafik kazasında iki ayağı felç oluyor ve tekerlekli sandalyeye mahkûm kalıyor. Şu anda bütün dünyanın tanıdığı, bir performans sergiliyor. Bu performansı sergiledikten sonra, gittiği her yerde o şehirdeki engelli bireylerle söyleşiler yapıyor.
Dördüncü söyleşimizde de; engellerine rağmen bir başarı hikâyesini anlatıyor. Katılımcılarla, tartışmalı bir söyleşi gerçekleşecek.
ATÖLYE ÇALIŞMALARI
İki tane atölyemiz var dedik. Bu atölyelerden biri Şukufe Emiri tarafından gerçekleştirilecek. Şukufe Emiri İran Meşhed'ten ‘Tarutan’ oyunuyla gelecek. Aynı zamanda burada iki gün boyunca fiziksel tiyatro eğitimi verecek.
Bir diğer atölyemizde ‘Şiirsel Beden’ adlı Serenay Oğuz tarafından performanslar yapan bir sanatçı arkadaşımız atölyesini gerçekleştirilecek. Yani bu sene 9 farklı ülke bir festivalde bir araya geliyor. Bu bizim için, bir rekor niteliğinde oldu. Daha önce beş ülkeden sanatçıları bir araya getirebilmiştik.
FESTİVAL CULTRECIVIC TARAFINDAN DA DESTEKLENİYOR
Her sene festivalimizi bir yerlere başvurarak aldığımız destekler sayesinde gerçekleştirdik. Bu sene de; Culture CIVIC’ın desteği ile festivali gerçekleştiriyoruz. Culture CIVIC, Kültür Sanat Programı tarafından yani Avrupa Birliği tarafından finanse edilen bir programdır. Bu konuda Culture CIVIC ekibine teşekkür ediyoruz.
Çocuklar da unutulmadı
Aslında hem deprem bölgesinde hem de Diyarbakır kırsal alanında sanata erişimi olmayan yerlerde çocukları sanatla tanıştırmak ve onlara sanatı ulaştırmak gibi bir derdimiz var. Bu festivalde de yine çocukları unutmadığımızı belirtmek istiyorum. Bu sene de her sene yaptığımız gibi bir çocuk oyunu var. Aynı zamanda her sene gelenekselleşen bir kültüre dönüştü bizim için; festivaldeki biletlerin gelirleriyle Diyarbakır kırsalında üç farklı alanda çocuklarla atölye ve oyun gösterimleri gerçekleştireceğiz” diye konuştu.