Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - Diyarbakır Okyanus Koleji öğrencileri yapmış olduğu resim ve seramik çalışmalarını Diyarbakır İçkale de bulunan Arkeoloji Müzesinde ‘Mezopotamya’nın Sessiz Şiiri: Resim ve Seramik Sergisi’ adıyla sergiliyor.
Okyanus Koleji Görsel Sanatlar öğretmeni Nurcan Sadıkoğlu ve heykel ve seramik sanatçısı öğretmen Mehmet Gürbüz sanatsal çalışmalarla ilgili olarak Tigris Habere konuştular. Öğretmen Nurcan Sadıkoğlu;
“Sergimizde tema olarak binlerce yıl öncesinde kadınların ilmek ilmek dokuyarak tarihle buluşturdukları sanatsal ürünlerini kendi çağdaş sanatımızla bir araya getirdik. Resimlerimizde onların yaşadığı duyguları, düşünceleri hissederek, yaşayarak fırçalarımızla tuvallere döktük.”
‘Tablet, telefon bağımlısı bir nesil yetişiyor’
Seramik ve heykel sanatçısı öğretmen Mehmet Gürbüz;
“Buradaki amacımız seramik çalışmalarında üç boyutlu şekillendirmek ve dokundurmak. Günümüzde tablet, telefon bağımlısı bir nesil yetişiyor. Çocukların el becerisini geliştirmeye çalışıyoruz. Sosyal sorumluluk projemize göre bir farkındalık çalışması yaptık.” Diye konuştular.
Sergide yer alan ve dikkat çeken öğretmenlerden Nurcan Sadıkoğlu ve Mehmet Gürbüz ortak imzalı, sergide yer alan eserlerin anlam ve önemine ilişkin açıklamanın yer aldığı tablodaki yazı sergiyi gezenlerin dikkatini çekiyor. Tabloda sergi hakkında;
“Mezopotamya’nın Sessiz Şiiri’ yalnızca bir sanat sergisi değil, bir kültürel anma, bir hatırlayış ve yeniden yorumlama çabasıdır. Geleneksel motiflerin modern yorumlarla harmanlandığı bu seçki geçmişi bugünün diliyle konuşmaya davet ediyor bizi.
‘Yaşanmışlığı, duaların, direncin, umudun sessiz çığlığı’
Binlerce yıl öncesine uzanan bu coğrafyada kadınların elleriyle dokuduğu her ilmek, yaşanmışlıkların, duaların, direncin, umudun sessiz bir çığlığıdır. Bu çığlık ne kulakla duyulur, ne kelimelere dökülür; ancak gözle görülür, yürekle hissedilir.
‘Mezopotamya motiflerin, renklerin ve anlatıların kaynağı’
Mezopotamya sadece medeniyetlerin beşiği değil; aynı zamanda motiflerin, renklerin ve anlatıların kaynağıdır. Bu topraklardan çıkan desenle savaşların gölgesinden aşkların izine, göçlerin acısından, doğanın döngüsüne kadar pek çok hikâyeyi taşır. Sergide yer alan her motif; bazen bir annenin evladına ettiği dua, bazen bir genç kızın özgürlük hayali bazen de toprağın belleğinde yankılanan kadim bir sesten iz taşır.
‘En derin çığlıklar, en sessiz dokunuşlarda saklıdır’
Bu sergiyi gezerken, yalnızca desenlere değil, desenlerin arasındaki sessizliklere, renklerin arasındaki duygulara kulak vermek.
Belki de en derin çığlıklar, en sessiz dokunuşlarda saklıdır.”