VİDEO - Rojin Kabaiş’in ölümünde gelişme: İki kişiye ait DNA bulundu

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi Diyarbakırlı Rojin Kabaiş’in kayboluşunun üzerinden on ay geçti.

Naci SAPAN

TİGRİS HABER - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi Diyarbakırlı Rojin Kabaiş’in kayboluşunun üzerinden on ay geçti. Dava ile ilgili henüz bir gelişme kaydedilmedi. Kızının ölümünün açığa çıkarılması için son çaresinin meclis’e gitmek olduğuna vurgu yapan Baba Nizamettin Kabaiş, “Başka çarem kalmadı, Cumhurbaşkanına çıkacağım, bu olayın aydınlatılması için ricada bulunacağım” dedi.

21 yaşındaki rojin Kabaiş’in cansız bedeni kaybolduktan 18 gün sonra Van Gölü kıyısında bulunmuş, ölüm nedeni ise "boğulma" olarak açıklanmıştı. Ancak ailesi Rojin’in boğularak veya intihar ederek ölmediğini söylüyor. Baba Nizamettin Kabaiş, 10 aylık sürede yaşadığı acıyı, yeni çıkan delilleri, soruşturmanın geldiği aşamayı Tigris Haber’e anlattı.

Rojin’in ölümüne ilişkin ciddi iddiaları dile getiren Kabaiş, “Ben çocuğumu üniversiteye, yurda teslim ettim. Onlar sahip çıkmadı. Ne yurt görevlisi görevden alındı, ne bir kişi gözaltında. Ortada bir suç olduğu halde hiç kimse gözaltında değil. Görevini ihmal eden kişilerin gözaltında olması lazımdı ki, katiller ortaya çıktığında hesap sorulsun. Ama maalesef yapılmıyor” dedi.

Kızının ölümünün intihar olmadığını vurgulayan Nizamettin Kabaiş, “Siz buna intihar diyorsunuz ama bu intihar değil. Bir anne, bir baba çocuğunu tanımaz mı? Ben çocuğumu biliyorum. Kendi elimle üniversiteye teslim ettim. Yolda giderken keyfi yerindeydi, okulunu seviyordu, okumayı seviyordu. Asla, kesinlikle intihara meyilli değildi” ifadelerini kullandı.

“İki kişiye ait DNA tespit edildi ama üstü örtülüyor”

Baba Kabaiş’in 10 ay sonra dile getirdiği en dikkat çekici iddiası ise, otopsi sonrası Rojin’in bedeninde tespit edilen DNA örnekleri oldu. Sürecin başından itibaren soruşturmadan yetkili birimlere bunun intihar veya kaza olmadığını anlattığını söyleyen baba Kabaiş, DNA örneklerine rastlanılmasının ardından bu ısrarına devam ettiğini belirterek şunları söyledi:

“Başından beri söyledim, hem savcıya hem emniyete söyledim: İki kişiye ait DNA vardı. Bana dediler ki ‘bulaşmış olabilir’. Dedim ki, bulaşsa bulunur zaten! Aradan üç ay geçti, gittim. Dört ay geçti, yine gittim. Her 20 günde bir mutlaka ailece oraya gidiyorduk. Dedik ki, bu iki kişi kimdir? Neden bulunmuyorlar?”

Rojin’in telefonunda da iki kişinin eli var. Üzerinde iki erkeğe ait DNA var. Ağzına zarar vermişler, sırtında darp izleri vardı. Otopsi raporuna ‘ölüm morluğu’ yazmışlar ama ben gördüm o morlukları. Ölüm morluğu değil, darp izi.

“Otopsiden önce çocuğumu gördüm. Parmaklarında kırık vardı. Dosyada da yazdım. Ama bunları yok sayıyorlar. Haberlere vermek istemiyorlar. ‘Sen çok medyaya çıkıyorsun’ diyorlar. Dedim ki: Benim ciğerim yanmış! Benim çocuğumu katletmişler!”

“Çocuğumun boğazını sıkarak patlatmışlar”

Baba Kabaiş, otopsi raporlarında yer almadığını iddia ettiği ancak teşhiste fiziksel olarak görülen kanıtları da anlattı. Kızının boğazında sıkmaya bağlı kırık olduğunu ve bunu savcıya da söylediğini belirten baba Kabaiş, “Ben savcıya dedim ki boğazında kırık vardı. Savcı bana dedi ki ‘çocuğun doğuştan boğazında o kemik öyleydi’. Dedim ki ‘bir insan çocuğunu bilmez mi?’ Ben bebekliğinden bilirim çocuğumu. O boğazdaki kırık yeni. Boğazını sıkarak patlatmışlar” sözleriyle acısını dile getirdi.

Otopsi raporunda boğulma yazdığını ancak Rojin’in akciğerinde su olmadığını vurgulayan Nizamettin Kabaiş, “Bir de şunu söyleyeyim: Akciğerinde su yoktu. Dosyada da yazıyor. Bir insan eğer suda boğulmuşsa, ciğerlerinde su olur. Yoktu. Bu nasıl boğulma o zaman?” dedi.

“Beyaz bir araba, iki kişi... Her yerde aynı iz var”

Olay yerinde tanık beyanları ve kamera kayıtlarına dair ciddi iddialara da değinen baba Kabaiş, olay yerinde bulunan beyaz arabayı, iki kişiyi ve tanıkların beyanlarını şöyle anlattı:

“Köylü kadın tanık olmuş. Diyor ki: ‘Beyaz bir araba geldi, içinde iki kişi vardı. Olaydan önce bir ses duydum.’ Bu önemli bir tanık. Araba var, iki kişi var. DNA var, iki kişi var. Telefonda yine iki kişinin izi var. Her yerde aynı iz var.”

Orada güvenlik vardı. O bölgede devriye gezen iki güvenlik görevlisi vardı. Olayın olduğu yer 30–40 metre ötede. İki kişi orada nasıl bilmez? 18 gün boyunca Van’da kaldım. Olayın olduğu köşeye şimdi beş tane kamera koymuşlar. Rojin’den sonra... Daha önce kamera bile yoktu.”

Meclis’e gideceğim”

Nizamettin Kabaiş, 10 aydır bu acıyla yaşadığını ve artık daha üst makamlara sesini duyurmak için Ankara’ya gitmeye hazırlandığını söyledi. Soruşturma makamları aracılığıyla sonuca ulaşamadığını tekrarlayan acılı baba, “10 aydır bu olay aydınlatılamadı. Ne olursa olsun ben Meclis’e gideceğim. Cumhurbaşkanı’na çıkmak istiyorum. Çocuğumun akıbetini soracağım” dedi.

“Başka Rojinler ölmesin”

Nizamettin Kabaiş, son olarak sürdürdüğü bu mücadelenin sadece Rojin için değil, tüm genç kadınlar ve çocuklar için olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Benim Rojin’im gitti ama başka Rojinler gitmesin. O şehirlerde güvenlik sağlansın. Üniversitenin içinde bile uyuşturucu kullanan var. Onlar kim? Niye ciddiye almıyorlar? Rojin hayatı çok seviyordu. Yalnız değildi. Kesinlikle intihar edecek biri değildi. Deliller ortada. Kimse bize intihar demesin!”

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Diyarbakır Haberleri