Kürt sorununun çözümü için bugüne kadar atılan adımlar ve yapılan müzakere görüşmeleri hep sonuçsuz kaldı. Yeni başlayan çözüm sürecinde barışı görebilecek miyiz?
Mahsum KARA
Yeni başlayan çözüm sürecine değinmeden önce geçmişten bugüne devlet ile PKK arasında yürütülen çözüm süreçlerine göz atalım. Tigris Haber, sizler için dünden bugüne çözüm süreçlerinin kronolojisini çıkardı.
PKK’nin 15 Ağustos 1984 tarihinde Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerindeki eylemleriyle başlayan ve kesintisiz bir şekilde 40 yıldır devam eden bu süreç boyunca, çeşitli zamanlarda ateşkes kararları alınmasına, farklı yöntemlerle görüşmeler gerçekleştirilmesine rağmen “29. Kürt İsyanı” henüz barışla sonuçlanmış değil.
İlk görüşme
1992 Süleyman Demirel, ilk kez söylediği “Kürt realitesini tanıyoruz” cümlesinden sonra cumhuriyettin kuruluşundan o güne kadar inkâr edilen Kürt kimliği ilk defa devlet tarafından dile getirilmiş oldu.
O dönemde Avrupa Birliği adaylık sürecinin getirdiği demokratikleşme ve sivilleşme hamleleri sonrası, hükümet değil evvela devlet Kürt sorununu çözemeye karar verecek bir aşamaya gelmişti.
Aralık 1990’da Sovyetler Birliği’nin zayıfladığı bir dönemde dördüncü kongresini gerçekleştirdikten sonra PKK ile devlet arasında görüşmeler başladı.
1993’te Cumhurbaşkanı Turgut Özal, “şiddet yoluna karşı” barış için girişimler başlattı.
Bunun üzerine PKK Lideri Abdullah Öcalan, 20 Mart 1993’te ateşkes ilan etti.
Özal’ın 17 Nisan 1993 süreç devam ederken ölümünden sonra kayda değer bir ilerleme sağlanamadı.
2009 Oslo görüşmeleri
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, 2009’da PKK yetkilileri Sabri Ok ve Mustafa Karasu ile Oslo’da tarihi bir görüşme gerçekleştirdi. Bu toplantılarda MİT ve PKK arasındaki “samimi” dil dikkat çekti. Görüşmelerin derinlik kazandığı anlaşıldı.
PKK üç temel talepte bulundu:
Anayasal değişiklik, seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesi ve Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması.
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 11 Mart 2009’da Kürt sorunuyla ilgili “ilerleyen günlerde bazı gelişmeler olacağını” belirtti.
Gül, ardından 24 Mart’ta Bağdat’a giderken gazetecilerle sohbetinde Kuzey Irak için “Kürdistan” ifadesini kullandı.
19 Ekim 2009’da Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 34 PKK üyesi Habur Sınır Kapısı’ndan girip teslim oldu. Gelenleri karşılamak üzere Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde yaklaşık 50 bin kişi bir araya geldi.
11 Aralık 2009’da ise Anayasa Mahkemesi, oybirliğiyle DTP’nin kapatılmasına karar verdi. Genel Başkan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliği düşürüldü.
2011’de karşılıklı çatışmaların artmasıyla Oslo süreci durdu. BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız tutuklamalarla birlikte sürecin bittiğini ilan etti.
2013-2015 çözüm sürecinde neler yaşandı?
2012’de, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin ardından, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan bu kez “çözüm süreci” adı verilen bir girişimin başladığını duyurdu.
3 Ocak 2013’te Ahmet Türk ve BDP milletvekili Ayla Akat Ata İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü
PKK’nin önemli isimlerinden Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez 9 Ocak 2013’te Paris’te cinayete kurban gitti. Cinayetler, Öcalan’la müzakerelerin başladığı dönemde gerçekleşti. Yaşanan bu cinayetler süreci sekteye uğratmadı.
21 Mart 2013’te Diyarbakır’daki Newruz kutlamalarında Abdullah Öcalan’ın mektubu okundu ve PKK’den silahlı militanların güçlerini sınır dışına çıkarması istendi.
PKK yürütme konseyi, PKK’nin
Tamamen silah bırakmasının, “Öcalan’a özgürlük” ve “anayasal güvence” ile mümkün olacağını açıkladı.
İki yıl boyunca, İmralı heyeti üzerinden Kandil ve İmralı arasında yoğun bir görüşme trafiği yaşandı ve PKK’nin silah bırakmasının ön şartı olarak kapsamlı bir demokratikleşme programının hayata geçirilmesi istendi.
Öte yandan 3 Nisan 2013’te kurulan 62 kişilik Akil İnsanlar Heyeti’ni Başbakan Erdoğan belirledi. Heyet Türkiye’nin yedi bölgesinde çalışmalar yürüttü. Her bölgede dokuz üyeden oluşan gruplar gazeteciler, akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve sendika temsilcilerinden oluştu.
PKK, Öcalan’ın çağrısıyla 8 Mayıs 2013’te silahlı güçlerini çekmeye başladı. İki yıl içinde 40 binden fazla militan Türkiye dışına çıktı.
Ancak devlet, kalekol ve baraj inşaatlarını sürdürdü.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan “Devlet ve hükümetin yaklaşımı bizi kaygılandırıyor” açıklaması yaptı.
PKK çekilirken TSK operasyonlarında 500’e yakın kayıp verdi. 9 Eylül’de KCK “Hükümet gerekli adımları atmadı” diyerek çekilmeyi durdurdu.
Cemil Bayık, “PKK’nin tamamen silah bırakması için Öcalan’a özgürlük ve anayasal güvence şart” dedi.
16 Kasım 2013’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi başkanı Mesud Barzani ve ünlü Kürt sanatçı Şivan Perwer’i Diyarbakır’a davet etti. Bir mitinge dönüşen programa İbrahim Tatlıses de katıldı.
Mitinge hep birlikte okunan Kürtçe ağıtlar damga vurdu.
Çözüm sürecinin kırılma yaşadığı olaylardan biri 6-7 Ekim 2014 Kobanî protestoları oldu.
Öcalan’ın çağrısıyla olaylar durdu. Öcalan, “Kobanî düşerse çözüm süreci biter” uyarısında bulundu.
28 Şubat 2015’te hükümet ve HDP heyeti tarihi Dolmabahçe mutabakatını açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve HDP heyeti 10 maddelik metni kamuoyuyla paylaştı.
Öcalan’la görüşmeleri yürüten eski MİT Başkan Yardımcısı ve Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu da toplantıdaydı.
Öcalan, PKK’ye silahsızlanma kongresi çağrısı yapacaktı. Ancak KCK “Kürt sorunu çözülmeden PKK silah bırakmaz” açıklaması yaptı.
Erdoğan “Haberim yok, doğru bulmuyorum. İki ayrı metin okundu, bunlar aynı değildi. Hükümetin Başbakan Yardımcısı’yla parlamento grubunun yan yana o resmî vermesini doğru bulmuyorum” diyerek süreci siyaseten bitirdi.
Mart 2015’te süreç tamamen zayıfladı.
7 Haziran 2015 genel seçimlerinde, HDP yüzde 13 oyla barajı aştı, 80 vekil çıkardı. AKP ise tek başına hükümet kuracak yeterli sayıya ulaşamadı.
Kobanî’de IŞİD’in yenilmesinin ardından PYD’nin Suriye’deki meşruiyeti artmaya başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, PYD’nin, Türkiye’nin güneyinde bir devlet kurma girişimine izin vermeyeceklerini söyledi.
Karayılan ‘’Onlar Rojava’ya müdahale ederlerse biz de onlara müdahale ederiz’’ dedi.
11 Temmuz’da ateşkesi sona erdirdiğini açıklayan KCK, 14 Temmuz’da ‘’Devrimci Halk Savaşı’ adıyla yeni bir süreç başlattıklarını duyurdu.
20 Temmuz 2015’te, Kobanili çocuklara yardım malzemesi göndermek için Suruç’ta toplanan gençlerin basın açıklamasında IŞİD’li canlı bombanın kendini patlatması ile 32 kişi hayatını kaybetti.
Aynı gün KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, “meşru savunma” için halka silahlanma çağrısı yaptı.
22 Temmuz’da Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis memurunun evlerinde öldürülmesiyle çözüm süreci fiilen sona erdi.
KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, bu olayın araştırılması gerektiğini belirtti.
Yeni süreç ve PKK’nin fesih kararı
“Yeni süreç” tartışmaları Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de yaptığı açıklamada, Öcalan’ın Meclis’e gelerek, PKK’nin lağvedildiğini açıklamasını önermesiyle başladı.
Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamanın ardından DEM Parti’den oluşan İmralı Heyeti PKK Lideri Abdullah Öcalan’la ilk görüşmesini gerçekleştirdi.
PKK lideri Abdullah Öcalan 27 Şubat’ta kamuoyuyla paylaşılan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nda tüm gruplara silah bırakma ve PKK’ye kendini feshetme çağrısında bulundu.
PKK, bu doğrultuda 1 Mart’tan itibaren ateşkes ilan ettiğini duyurdu. İmralı heyeti siyasi partileri ziyaret etti, 10 Nisan’da Beştepe’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder, 3 Mayıs’ta hayatını kaybetti.
PKK, 9 Mayıs’ta yayımladığı açıklamada 5-7 Mayıs tarihlerinde 12. Kongresini topladığını duyurdu.
PKK, 12 Mayıs’ta Öcalan’ın çağrısı doğrultusunda kendisini feshetme ve silah bırakma çağrısı aldığını açıkladı.
26 yıldır İmralı Adası’nda bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan 9 Temmuz’da ilk kez videolu mesajı kamuoyuyla paylaşıldı. Mesajın ardından PKK, 30 kişilik grubuyla Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde bulunan Süleymaniye kentinde düzenlendiği bir etkinlikle silahlarını ateşe verdi.
Yeni çözüm süreci kapsamında PKK’nin fesih ve silah bırakma kararının ardından yürütülecek süreçte gerekli yasal düzenlemeler ve kamuoyunu bilgilendirmek için TBMM’de komisyon kuruldu. Kurulan komisyon çalışmalarına başladı. Önümüzdeki günlerde sürecin nasıl ilerleyeceği komisyonun yaptığı çalışmalarla şekillenecek.