Yoldan, yollardan çıkmak…

Zülküf Kışanak

Bir dostum, “Yol, seni bilinene götürür. Bilinmeyeni görmek, tanımak istiyorsan yoldan çıkacaksın…” demişti. Ne güzel demiş. O gündür, bugündür elimden geldikçe yoldan, yollardan çıkmaya, en çok da zapturapt altında olandan, olanlardan uzak durmaya, peşin kabulün dışında yürümeye çalışırım, bilinmeyene varmanın kavgasını veririm. Üstelik kendi yoluma gitmenin, kendim olmanın zorluklarını bilerek veririm bitmek bilmeyen bu amansız kavgamı, en olmaza, en aykırı olana toslaya toslaya var olmaya, dahası kendi yolumun öznesi olmaya, yüreğimi işgale gelene, gelenlere karşı dik durmaya, kendi hakikatımın peşinde gitmeye çalıştım, çalışırım…

*

Her gidiş bir düştür, her yürüyüş hakikate götüren yoldan çıkmış bir eylemdir, kendi yolunda var olma kavgasıdır, bilinmeyene ulaşma savaşıdır, imkansızı yakalama anıdır, kendini gerçekleştirmektir, kendi yolunda ışık olabilmektir. Şöyle.

ronahî
tu ye
ji hemû war û bajaran dûr
bi serê xwe
û tenê
li rasta gulistana rêwiyên qedîm
û dilê min…”

*

Öyle, yol yordam bileni, hele bir bilen olanı, olanları hiç sevmedim, yanında, yakınında durmadım, bir başına kaldığım dayanılmaz ayazlarımda bile sığıntısı olmadım, olamadım. Nasıl olabilirdim ki sığıntısı, beni kendi açtığı yoldan yürütmeye, kendi istediği yere vardırmaya, kendi hayalinde oldurmaya yeminli olanın, olanların. Kendi olamamış bir Tanrı’nın peşinde gitmeyi, tapınağına hapsolmayı, karanlık dehlizinde koca bir hiç olmayı kim isteyebilir ki ben isteyeyim. En iyisi, tasarımı bildik, hikayesi tanıdık yoldan, yollardan uzak durmak olmalı. Öyle olmazsa yeryüzünün tüm yol, yollarından çıkmış, kendi serüveninin öznesi olabilmiş, son kahramanım, zaptı zor Botan’ın bilge çobanı Silêmanê Sindî, “Koniş, sen nerelisin…” diye diklenebilir miydi, iradesini işgale, tapınağına hapsetmeye gelene, gelenlere. Söyle, sırtımı verdiğim dağ değil, su kadar sevdiğim can, peşinde gittiğim, gideceğim ışık olsan bile, diklenebilir miydin, diklenebilir misin sen de yüreğini işgale gelene, gelenlere…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.