Son Arzuhalciler

Son Arzuhalciler
Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde, Tarım İl Müdürlüğü köşesinde 23 yıldır arzuhalcilik yaparak geçimini sağlamaya çalışan emekli İnfaz Koruma Memuru Remzi Filizay, arzuhalcilik mesleğinin son temsilcilerinden.

Artık işlerinin eskisi gibi olmadığını ve arzuhalcilik ile geçimini sağlayamadığını belirten Filizay, “Eskiden bilgisayar yoktu, insanların öğrenim durumu bugünkü gibi yüksek değildi. Şimdi her evde en az bir lise mezunu genç var.  Üniversiteyi okumuş gençlerin sayısı çok arttı. Artık herkes kendi dilekçesini yazabiliyor. Tabii ki, bu durum ister istemez bizim işleri etkiledi” diye konuştu.

Eskiden adliye veya belediye gibi devlet dairelerinin yakınında, köşe başlarında vatandaşların dilekçe, mektup yazmak gibi işlerini yapan arzuhalcilerin işi artık eskisi gibi kolay değil.  Eskiden karlı ve geçerli bir meslek olan Arzuhalcilik, teknolojinin gelişmesiyle ve toplumda öğrenim seviyesinin yükselmesiyle beraber artık bitme noktasına geldi.

Okur-yazarlık oranının artması, bilgisayar ve internet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte günümüzde arzuhâlcilik mesleği, giderek kaybolan meslekler arasına girdi ve artık yaşları 70’in üzerinde olan arzuhalciler birbiri ardına işi bırakıyor. 

 

Arzuhalciliğin kökeni

Arz-ı hâl, arapça kökenli bir sözcük olup halini anlatma anlamına gelir. Bu kelimeden türeyen ” Arzuhal’de hali anlatan, söyleyen, yazan, bildiren anlamları taşımaktadır. Davası olanlar, dilekçe ve mektup yazdıracak olanlar, bir anlaşmazlık konusu bulunanlar, devlet kapısında resmi işi olanlar hep onlara danışırlardı. Arzuhalciler, vatandaşların dileklerini, şikâyetlerini ücret karşılığında dilekçelere dökerlerdi.

Osmanlı’dan bu yana Arzuhalcilik

Eskiden, Osmanlı döneminde arzuhâlcilik bir teşkilata bağlı olarak resmi müsaade ile yapılırdı. 1762'de padişah fermanı ile başlayan arzuhalcilik 1865'te çıkarılan bir başka yasa ile sona erdirilse de toplumsal ihtiyaçtan dolayı arzuhalcilik yapılmaya devam edildi. Osmanlı döneminde okuryazarlık oranının çok düşük olması nedeniyle halk ile devlet arasında iletişim sağlamak önemli bir olurken,  Arzuhalcilere ruhsat dahi verilmişti.  Arzuhalci defterleri tutulmakta ve bu mesleği yapanlar kayıt altına alınarak denetlenmekteydiler. Görevi kötüye kullananlar ise ağır cezalara çarptırılmaktaydı. Magosa ve Midilli kalelerine sürgüne gönderilen arzuhalciler dahi olmuştur.

Toplumsal gelişmelerle birlikte geride kalan mesleklerden biri, Arzuhalcilik

Toplumsal yaşamda işlerin düzenli yürüyebilmesi için herkesin bilgisine, becerisine, yeteneğine ve eğitimine göre bir iş tutmak zorunda kalışı bir zamanlar arzuhalcilik mesleğini bir ihtiyaç haline getirmişti. Toplumun sosyal ve kültürel yapısı içerisinde zorunlu olarak ortaya çıkan kimi meslekler  zamanla ve toplumsal ilerlemenin bu meslekleri ihtiyaç olmaktan çıkarmasıyla artık yavaş yavaş bu mesleklerin sonunu hazırlamıştır. Bu mesleklerden biri de arzuhalciliktir ve ülkemizdeki öğrenim seviyesinin yükselmesi, teknolojik gelişmeler arzuhalcilik mesleğini bitme noktasına getirmiştir.

Arzuhalcilik mesleği ortadan kalkıyor

Arzuhalciler, güngörmüş, yaşlı, mevzuat bilgisine sahip, resmi iş ve işlemleri bilen hukuk bilgisine sahip, tecrübeli kimselerdir. Arzuhalcilik mesleği de bu yolları geçerek günün gelişen, eğitim, teknoloji ve internet sonucunda kaybolmaya yüz tutmuştur. Hukuk fakültelerinin açılması ve avukatlık mesleğinin yasaya bağlanması ile birlikte, bir mahkeme tarafından , ” arzuhalcilerin avukatlık yetkisini kullanamayacağı” karara bağlanmış ve bazı arzuhalcilere ceza verildiği de olmuştur. 2004 yılında arzuhalcilik hakkında avukatlık yasasının 63. maddesine binaen açılan bir dava sonrası, kişinin kendisi veya avukatı haricinde adına kimsenin dilekçe yazamayacağı, arzuhalcinin yazması durumunda avukatın görevini taklit edeceğinden, ilgili yasa hükmüne göre ceza uygulanacağı hususunda bir mahkeme kararı çıkarılması da arzuhalcilik mesleğinin hukuken de yapılamayacağının altını çizmiştir.

 

 

‘Zamanımı değerlendirmek için arzuhalciliğe başladım’

Tarım İl Müdürlüğünün köşesinde arzuhalcilik yaparak geçimini sağlamaya çalışan emekli İnfaz Koruma Memuru Remzi Filizay,  arzuhalcilik mesleğini 23 yıldır sürdürüyor. İşlerinin artık eskisi gibi olmadığını ve bitme noktasına geldiğini belirten Filizay, arzuhalciliğe başlamasının hikayesine ilişkin olarak şunları söyledi: “73 yaşındayım ve 23 senedir arzuhalcilik yapıyorum. Ben, daha önce zaten memurdum. Cezaevinde gardiyandım ve orada da yazı işlerine bakıyordum. Emekli olduktan sonra zamanımı değerlendirmek için arzuhalciliğe başladım. Yani, hem geçim için hem de kahve köşelerine gitmemek için bu işe başladım.”

‘Artık herkes kendi dilekçesini yazabiliyor’

Ülkemizde öğrenim seviyesinin yükselmesinin işlerini bitme noktasına getirdiğine vurgu yapan Filizay, “Eskiden bilgisayar yoktu, insanların öğrenim durumu bugünkü gibi yüksek değildi. Şimdi her evde en az bir lise mezunu genç var.  Üniversiteyi okumuş gençlerin sayısı çok arttı. Artık herkes kendi dilekçesini yazabiliyor. Tabii ki, bu durum ister istemez bizim işleri etkiledi. Önceden Diyarbakır Büyükşehir değildi ve ilçeleri yoktu ama şimdi ilçeler var ve işlerimiz dağıldı. Her şey dörde bölündü” ifadesini kullandı.   

‘Mali, adli ve idari konularda dilekçe yazdırıyorlar’

Vatandaşların her türlü derdini dilekçeye döktüklerini ifade eden Filizay, “Bize dilekçe yazmaya gelenler genelde mali, adli ve idari konularda dilekçe yazdırıyorlar. Mali derken, sosyal yardımlaşmadan yararlanmak isteyen vatandaşlar dilekçe yazdırıyorlar. İdari dilekçeler, mesela Valiliğe, Kaymakamlığa bağlı birimlere vs. yazılan dilekçeler var. Yine, arazi toplulaştırma, kadastro, için dilekçe yazdıranlar oluyor. Köylerdeki kadastro sonucuna itiraz için dilekçe yazdıranlar var. Yaş küçültme, büyütme dilekçeleri çıkıyor. Aliye hukuk mahkemelerine intikal eden arazi davaları gibi çeşitli konularda dilekçe yazıyoruz. Yani, vatandaş derdini anlatıyor biz de onu dilekçeye döküyoruz” dedi.

‘ En çok orta yaş grubu dilekçe yazdırmaya geliyor’

Her yaş grubundan vatandaşın dilekçe yazdırmak için geldiğini belirten Filizay, “Dilekçe yazdırmak için 18 yaşını doldurmuş her yaş grubundan vatandaşlar geliyor. Tabii ki, en çok orta yaş grubu dilekçe yazdırmaya geliyor. Elbette ki, okuma yazma oranı yükseldikçe insanlar kendi derdini kendisi yazabiliyor ama yine de er şey okuma yazmayla da olmuyor, mevzuatı bilmek gerekiyor bazı durumlarda. Yani, üniversite mezunları dahi gelip bize dilekçe yazdırıyorlar” şeklinde konuştu.

‘Bu işin artık sonu geldi’

Yakın zaman içinde işi bırakacağını belirten Filizay, “Daktilo ile dilekçe yazıyorum, bilgisayar öğrenmedim. Bu saatten sonra da zaten öğrenmenin anlamı yok, çünkü artık bu işi bırakacağım. İşler yok zaten, bazen siftah etmeden eve gittiğim günler oluyor. Günlük ortalama 30 40 TL ancak kazanabiliyorum. Bir dilekçeyi ortalama 5 TL’ye yazıyoruz ama dilekçeye göre fiyat artıyor ya da azalabiliyor. Tabii Aslında para kazanmaktan çok kahveye gitmemek için, vakit geçirmek için geliyorum. Fakat artık iş de çıkmıyor ve bu işi bırakmanın zamanı geldi. Bence bu işte sona gelinmiş. İş olmayınca herkes bir bir bu işi bırakıp gidiyor. Eskiden burada 10 kişi dilekçe yazıyordu ama şimdi burada iki kişi kaldık. Gençler gelip burada bu işi yapmaz, çünkü bu işi yaparak geçim olmaz. Yaşlılar da zaten bir bir bu işi bırakıyorlar ve bu işin artık sonu geldi” diye konuştu.

‘Eski işlerimiz yok ama yine de bekliyoruz’

Hava Kuvvetlerinden emekli Kıdemli Başçavuş İhsan Demirseçen, ise şunları söyledi:“ 75 yaşındayım, emekli olduktan sonra bu işe başladım. Eski işlerimiz yok ama yine de bekliyoruz, Allah ne kısmet verirse. Kahve köşelerinde boş boş oturmaktansa burada az çok geçimimize katkı sağlamaya çalışıyoruz.”

 

 

Ali Abbas Yılmaz / Özel

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.