STK'lar 5 No'lu Cezaevi önünde hak ihlallerine dikkat çekti
Şirvan Oktay GÖRER
TİGRİS HABER - İnsan Hakları Haftası dolayısıyla; insan hakları, hukuk, demokrasi ve barış mücadelesi yürüten kurumlar, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütleri, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi önünde ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Ahmet Güler okudu.
Açıklamada, hapishanelerin yalnızca özgürlükten yoksun bırakma mekânları olmadığı; devletin insan onuruyla ve toplumsal muhalefetle kurduğu ilişkinin en çıplak biçimde açığa çıktığı alanlar olduğu vurgulandı. Türkiye’de hapishaneler tarihinin işkence, kötü muamele ve cezasızlık pratikleriyle şekillendiği belirtilerek, günümüzde yaşanan ihlallerin geçmişten kopuk değil, tarihsel bir sürekliliğin parçası olduğu ifade edildi.
12 Eylül askeri darbesi döneminde Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde uygulanan sistematik işkencelere dikkat çekilen açıklamada, bu zihniyetle gerçek bir yüzleşmenin sağlanmadığı, faillerin cezasız bırakılması nedeniyle işkencenin biçim değiştirerek sürdüğü kaydedildi. Günümüzde hapishanelerde uygulanan ağır tecrit, keyfi disiplin cezaları, infaz yakmalar ve hak gasplarının yalnızca mahpusları değil; toplumu ve barış iradesini de hedef aldığı belirtildi.
Ahmet Güler, özellikle S, Y ve R tipi yüksek güvenlikli hapishanelerin tecrit esaslı yapılar haline getirildiğine dikkat çekerek, tecridin yalnızca fiziksel izolasyonla sınırlı kalmadığını; zihinsel, sosyal ve moral çökertmeyi amaçlayan çok boyutlu bir politika olduğunu ifade etti.
Açıklamada, barış ve demokratik toplum sürecinin ilerleyebilmesi için hapishane rejiminin bu sürecin dışında ele alınamayacağı vurgulandı. Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve iletişimsizlik uygulamalarının “umut hakkının” ağır bir ihlali olduğu ifade edilerek, insan haklarına dayalı bir çözüm çağrısı yapıldı.




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.