STK’lar: Elçi’nin faillerini bulun

STK’lar: Elçi’nin faillerini bulun
Diyarbakır’da Baro, İHD, İnsan Hakları Vakfı ve Tabipler Odası, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle ortak bir açıklama yaptı.

 STK’lar adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan İHD Şube Başkanı Raci Bilici, “ Nusaybin, Silvan, Cizre, Sur içi gibi yerlerde günlerce devam eden sokağa çıkma yasakları sivil ölümlere neden olmakta ve tarihi eserlerin yanmasını neden olmakta. İnsanlar ve o insanların ait olduğu medeniyetin tanıkları kaleler, kiliseler, camiler, tarihi mekanlar yerle bir edilmektedir. Devlet buralarda yaşayan halka 'düşman hukuku' uygulamakta; kendi vatandaşları olduğunu unutarak kendi yasalarını bile ihlal etmektedir" dedi.

ihd-basin-aciklama-(13).jpg

Baro Başkan yardımcısı Ahmet Özmen ise, Tahir Elçi'nin katledilmesini kınayarak, "Hayatını, adalete, barışa , demokrasiye, insan hakları mücadelesine adayan değerli başkanımız sayın Tahir Elçi maalesef henüz, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının bir şüphelisinin dahi bulunmadığı bir dosyada, nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla katledilmiş bulunmaktadır. Bir kez daha sesleniyorum Tahir Elçi'nin katilleri ve arkasındakiler derhal bulunmalıdır" dedi.

 

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Tabip Odası, 10 - 17 Aralık  İnsan Hakları Haftası nedeniyle ortak  bir basın açıklaması yaptı. Koşu yolu parkında bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde dün yapılan basın açıklamasını, İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici okudu. İHD, TİHV, Diyarbakır Tabip Odası ve Diyarbakır Barosunun, "Savaşa Karşı Barış, Her Şeye Rağmen Barış"  şiarıyla startını verdikleri bu yıl ki  İnsan Hakları Haftası Tahir Elçi'ye adandı.

 

"Onurlu barış olmadan, haklar ve özgürlükler yaşam bulamaz!"

 Diyarbakır İHD Şubesi Başkanı Raci Bilici'nin, "Onurlu barış olmadan, haklar ve özgürlükler yaşam bulamaz!"  başlığıyla okuduğu basın açıklaması,  Dörtayaklı minarenin önünde katledilen Tahir Elçi adına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Tahir Elçi'yi saygı ve minnet ile anarak konuşmasına başlayan Bilici, " Elçi'yi aramızdan alan kurşunun sahipleri bellidir. Ancak adına 'faili meçhul' denilen binlerce cinayet gibi, failler korunmaktadır. Ona duyduğumuz saygının  ve sözün gereğini yerine getirecek ve cinayetin karanlıkta kalmasına asla izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

ihd-basin-aciklama-(11).jpg

"Savaş ve çatışma hali, her türlü hak gaspının ihlalidir"

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edilişinin 67. yıldönümü vesilesiyle insanların temel hak ve özgürlüklerine vurgu yapan açıklamada, son süreçte bölgede  en çok yaşanan hak ihlalinin, yaşam hakkı ihlali olduğu belirtildi. Mevcut siyasal iktidarın çözüm sürecini 'Buzdolabına Kaldırdığını' ve savaş politikalarına ağırlık vererek, Kürt sorununda barış ve müzakere yerine çatışmalara ağırlık vermesinin geri dönülmez tahribatlara  yol açtığını söyleyen Bilici, "Son 40 yıllık tecrübelerimiz bize göstermiştir ki; savaş ve çatışma hali, her türlü hak gaspının ama en fazla da yaşama hakkının ihlali demektir. Nusaybin, Silvan, Cizre, Suriçi gibi yerlerde günlerce devam eden sokağa çıkma yasakları ardından siviller öldürülmekte, hamile kadınlar evlerinin önünde vurulmakta, cenazeler dahi gömülememekte; tarihi eserler yanmaktadır. İnsanlar ve o insanların ait olduğu medeniyetin tanıkları kaleler, kiliseler, camiler, tarihi mekanlar yerle bir edilmektedir. Devlet buralarda yaşayan halka 'düşman hukuku' uygulamakta; kendi vatandaşları olduğunu unutarak kendi yasalarını  bile ihlal etmektedir" dedi.

"AKP'nin politikalarının merkezinde insan değil,  devlet var"

Esedullah ve JÖH imzasıyla halka tehdit içeren duvar yazılamalarının JİTEM ve Hizbul kontra vahşetini hatırlattığını ifade eden Bilici, Hacı Lokman Birlik olayında, görüntüleri sosyal medyaya veren polislerin soruşturulduğunu belirterek," Bu bile, AKP'nin politikalarının merkezinde insanın değil; devletin yer aldığının açık bir itirafıdır" dedi.  Düşünce, ifade ve inanç özgürlüğüne yönelik ihlallerin arttığını, muhalif basın yayın organlarının, para cezalarıyla, tutuklamalarla susturulduğunu söyleyen Bilici, " Bir ülkedeki özgürlüklere yaklaşımın en temel göstergelerinden biri de cezaevleri politikalarıdır. Cezaevlerinde halen 300'ü ağır 756 hasta mahkum bulunaktadır. İktidar, hasta mahkumları tahliye etmeyerek aynı zamanda, BM sözleşmelerini de ihlal etmektedir" dedi.

ihd-basin-aciklama-(10).jpg

"Kadın cinayetlerinin politiktir"

Kadın cinayetlerinin politik olduğunu söyleyen Bilici,  Yargı ve idari pratiklerin kadına yönelik şiddeti beslediğinin altını çizerek; " Kadın cinayetleri ve tecavüz dosyalarında, faillerin takım elbise giymelerinden tutalım da envai türlü gerekçelerle ciddi ceza indirimlerinden yararlanmalarından dolayı, şiddet vakaları artarak devam etmiştir" dedi. Antep'te Ezidi kadın ve çocukları satan IŞİD üyelerinin, para sayma makineleriyle görüntülenerek deşifre edildiğini belirten Bilici, " Son birkaç ayda canlı bombalarıyla 140 insanımızı katleden bu çete- örgüt üyelerin asıl oluyor da, Antep ilimizde ellerini kollarını sallayarak insan ticareti yapmak gibi bir insanlık suçunu işeyebiliyor? Buradan bunu yüksek sesle bir kez daha sormak istiyoruz " dedi.

"Silah, çatışma, operasyon istemiyoruz"

Yaşanan hak ihlallerinin bir basın açıklamasına sığdırılamayacağının altını çizen Bilici, " Çocukların vurulduğu; cenazelerinin üzerine Güvercinlerin konduğu bir coğrafyada yaşamanın ağır sorumluluğu altındayız. Bize bunu reva görenler utansın. Kendi çocuklarını toz pembesi bir hayatla buluşturup bu halkın çocuklarını, ayaklarında naylon terliklerle 12 kurşunla vuran devlet utansın!" dedi.

Son olarak, Tahir Elçi'nin  katledilmeden önce dört ayaklı minare önünde yaptığı konuşmayı  tekrarlayan Bilici, "İnsanlık tarihinin doğduğu Mezopotamya'nın iç içe geçmiş kentlerinde silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu kadim kentlerden uzak olsun. Sokaklar çocuk seslerinin geldiği ölüm korkularının yaşanmadığı,çocukların koştuğu,  oynadığı yerler olsun" dedi.

ihd-basin-aciklama-(9).jpg

"Tahir Elçi'nin katilleri ve arkasındakiler  derhal bulunmalıdır"

İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici'nin basın açıklamasını okumasının ardından konuşan Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Av. Ahmet Özmen ise konuşmasına Tahir Elçi'nin katledilmesini kınayarak başladı. Sadece Diyarbakır'da  değil, Latin Amerika'dan Avrupa'ya dünyanın bir çok yerinde bu yılki insan hakları günün ve İnsan Hakları Haftası çerçevesinde yapılacak etkinliklerin Tahir Elçi anısına yapıldığını söyleyen Özmen, " Hayatını, adalete, barışa , demokrasiye, insan hakları mücadelesine adayan değerli başkanımız sayın Tahir Elçi maalesef henüz, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının bir şüphelisinin dahi bulunmadığı bir dosyada, nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla katledilmiş bulunmaktadır. Biz buradan bir kez daha seslenmek istiyoruz.Tahir Elçi'nin açmış olduğu demokrasi , insan hakları, barış ve adalet mücadelesi yolunda devam edeceğimizi ve kendisinin mücadelesini yükseltmek için Diyarbakır Barosu ve diğer tüm insan hakları savunucuları ve demokrasi kurumları olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bir kez daha sesleniyorum Tahir Elçi'nin katilleri ve arkasındakiler  derhal bulunmalıdır" dedi.

Özmen'in konuşmasının ardından, İHD Diyarbakır Şubesinin,  Kürtçe ve Türkçe hazırlamış olduğu, "Haklarımızı biliyor muyuz, kullanıyor muyuz ? başlıklı kitapçık halka dağıtıldı.

Haber: Ali Abbas YILMAZ

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.