Süt fiyatı arttırılsın, üreticisi zararda

Süt fiyatı arttırılsın, üreticisi zararda
Hayvancılıkta sürekli artan girdi maliyetleri ile yerinde sayan süt fiyatları arasına sıkışan çiftçinin zararına üretimi daha fazla sürdürecek gücü kalmadı.

Ali Abbas Yılmaz / Özel

TİGRİS HABER - Süt fiyatlarının yem maliyeti ile eşitlendiği koşullarda çiftçinin zararda olduğunu belirten Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Şirin Demir, “Hayvan üreticisi gerçekten zor durumdadır. Girdi maliyetlerinin sürekli arttığı koşullarda sütün fiyatının yerinde sayması olmaz.Samana bakıyorsunuz tonu 600 TL, yemin torbası 110 TL. İşçiliğidir, suyudur, elektriğidir, hastalığıdır, masrafıdır hepsi ciddi bir külfettir. Ama buna karşın bakıyorsunuz sütün kilosu 2.30 TL’dir.  Şuan ki maliyet koşullarında sütün fiyatı 3TL olacak ki, üretici buradan en az 1 TL kar edebilsin. Bunun olmadığı durumda çiftçi nasıl üretecek? Şuan ki durumda maliyet ile fiyatlar pata olmuş durumda. Çiftçi az da olsa kar edecek ki, ayakta kalabilsin, zararına bu iş nereye kadar sürdürülebilir? Yemin fiyatı artıyor; samanın, arpanın, mısırın fiyatı artıyor. Arpanın kilosu bin 500 TL, mısır bin 400 TL, çiftçi bu maliyetin altından nasıl kalkacak? Üretim maliyeti ile satış fiyatı arasındaki denge korunmalıdır. Dün 50 bin TL’ye aldığımız traktör şimdi 100 bin TL olmuş. Ekipmanların fiyatı ikiye katlanmış, girdi maliyetleri katlanmış ama süt fiyatları yerinde kalmış, bu adalet değildir” diye konuştu.

Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Şirin Demir, hayvancılıkta artan girdi maliyetleri ile süt fiyatı arasındaki dengesizliği Tigris Haber’e değerlendirdi.

‘Çiftçi sütten kar etmiyor, zarardadır’

Diyarbakır’daki hayvan sayısı ve süt üretimi verilerini paylaşan Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Şirin Demir, hayvancılıkta devlet desteğinin önemine değinerek şunları ifade etti: “Diyarbakır’daki büyükbaş hayvan sayısı 770 bin baştır. Küçükbaş hayvan sayımız ise 2 milyona yakındır. İnek sütümüz 3 milyon 400 ton civarıdır. Koyun sütümüz ise 900 bin ton, Keçi sütümüz ise 700 bin tondur. Manda sütümüz ise 7 bin 900 tondur. Buna karşın giderlerimiz ise gerçekten çok yüksektir. Samana bakıyorsunuz tonu 600 TL, yemin torbası 110 TL. İşçiliğidir, suyudur, elektriğidir, hastalığıdır, masrafıdır hepsi ciddi bir külfettir. Ama buna karşın bakıyorsunuz sütün kilosu 2.30 TL’dir. Oysa şuan sütün kilosunun en az 3 TL olması lazım. Bir kilo süt için yem maliyeti en az 2TL’dir. Yani, çiftçi sütünü yem maliyetine satıyor. Çiftçi sütten kar etmiyor, şuan zarardadır. Zarar eden bir işletme, kurum illa o işi bırakır. O bıraksa bu bıraksa kim yapacak bu işi? Çiftçi üretmezse sütü nereden alacağız, peyniri, yoğurdu nasıl yiyeceğiz? Devletimizin buna bir önlem alması, bunun önüne geçmesi lazım. Ne süt ne et çitçinin ürettiği hayvan da hayvansal ürünler de para etmiyor. Türkiye’de en ucuz şey hayvandır ve fiyatlarda biraz kıpırdama olsa hemen dışarıdan hayvan ithal ediliyor. İthal hayvan yerli çiftçiyi öldürüyor. Bunların önüne geçilmezse maalesef çiftçimizi kaybederiz.”

Sütün maliyeti ile fiyatı aynı, çiftçi nasıl kar edecek?

Süt üretiminde girdi maliyetleri ile çiftçinin satış fiyatının başa baş olduğunu ve çiftçinin zararda olduğunu belirten Demir, şöyle konuştu: “Hayvancılık sektörü odamıza bağlı olmamasına rağmen yine de Ziraat Odaları Başkanlığımız bunun için çok mücadele ediyor. Çünkü tarım yapan çiftçimiz aynı zamanda hayvancılık da yapıyor. Genel Başkanımız 3 yıldır süt fiyatları için mücadele veriyor. Çünkü sütte girdi maliyeti ile fiyatlar arasında ciddi bir dengesizlik var. Süt fiyatının yem maliyetine eşit olduğu bir yerde çiftçi üretimini nasıl sürdürsün? Bu girdi maliyetleriyle sütün fiyatının en düşük 3 TL olması lazım. Siz bakmayın marketlerde, şarküterilerde sütün 4 TL’den satılmasına, üreticinin elinde süt para etmiyor. Aracı masraf etmiyor ama çiftçiden fazla kar ediyor. Yem maliyeti 2 TL, sütün fiyatı 2.30 TL ama süt tezgahta 4 TL, bu ciddi bir dengesizliktir. Çiftçi 2 TL masraf ettiği sütü hiç yoksa 3 TL’den satabilmeli ki, en azından bu üretimi sürdürebilsin. Hayvan üreticisi gerçekten zor durumdadır. Şuan Türkiye’de hayvancılık sektörü yerli üretici için ölü durumdadır. 2 TL süt maliyeti 2 TL süt fiyatı, üretici bunun neresinde kar edecek? Girdi maliyetlerinin sürekli arttığı koşullarda sütün fiyatının yerinde sayması olmaz. Şuan ki maliyet koşullarında sütün fiyatı 3TL olacak ki, üretici buradan en az 1 TL kar edebilsin. Bunun olmadığı durumda çiftçi nasıl üretecek? Şuan ki durumda maliyet ile fiyatlar pata olmuş durumda. Çiftçi az da olsa kar edecek ki, ayakta kalabilsin, zararına bu iş nereye kadar sürdürülebilir ki? Yemin fiyatı artıyor; samanın, arpanın, mısırın fiyatı artıyor. Arpanın kilosu bin 500 TL, mısır bin 400 TL, çiftçi bu maliyetin altından nasıl kalkacak? Üretim maliyeti ile satış fiyatı arasındaki denge korunmalıdır. Dün 50 bin TL’ye aldığımız traktör şimdi 100 bin TL olmuş. Ekipmanların fiyatı ikiye katlanmış, girdi maliyetleri katlanmış ama süt fiyatları yerinde kalmış, bu adalet değildir.”

‘Süt fiyatlarının arttırılması gerekiyor’

Yerli üretimin öneminin pandemi ile daha da önem kazandığına işaret eden Demir, şunları söyledi: “Hele ki, pandemi sürecinde her şeyin fiyatı katlandı. Yerli üretimin pandemi sürecinde önemi ortadadır. Hükümetten çiftçimize destek bekliyoruz. Devlet desteği olmazsa hayvancılık biter. Hayvancılık biterse biz de biteriz, çünkü bundan hepimiz faydalanıyoruz. Çiftçi üretmezse süt içemeyiz, yoğurt, peynir yiyemeyiz. Girdi maliyetleri mi düşecek, fiyat mı yükselecek, devlet desteği mi olacak her ne olacaksa biran önce olmalı, çünkü üreticinin daha fazla dayanacak gücü kalmadı. Yeniden üretim için bir denge mutlaka sağlanmalıdır. Şuan ki durumda maliyet fiyatı ile satış fiyatı dengesi bozulmuş durumdadır. Terazinin bir kefesi haddinden fazla aşağıdadır. Süt fiyatlarının arttırılması gerekiyor.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum