Tabip Odası Başkanı Demir: Vakalarda azalma var

Tabip Odası Başkanı Demir: Vakalarda azalma var
Diyarbakır’da Kovid-19 şüphesi ile hastanelere başvuruda bir azalma olduğunu ifade eden DTO Başkanı Demir, “Halen Diyarbakır’daki hastanelerde 100’e yakın hasta tedavi görmektedir” diye belirtti.

Ali Abbas Yılmaz - Özel Haber

TİGRİS HABER - Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, koronavirüs pandemisinde normalleşme süreci üzerine Tigris Haber’e önemli değerlendirmelerde bulundu.

Havalandırma sistemlerine ve klimalara dikkat

Normalleşme adımlarının  bilimsel veriler ışığında atılması gerektiğine dikkat çeken Demir, kalabalık ortamların bulaşı riskini arttırdığına işaret ederek, “AVM’ler, Hastaneler gibi toplu mekânlarda havalandırma sistemleri ve klimaların büyük bulaş riski taşıdığını unutmamak gerekir. Özellikle TMMOB Makina Mühendisleri Odasının hazırladığı “Havalandırma ve klima sistemlerini projelerine, standartlara ve özellikle Corona Virüsüne uygun tedbir alınmış halde çalıştırılmasını sağlama önerileri” doğrultusunda tekrardan kontrolleri ve bakımları yapılması gerekir. Vatandaşın AVM’ler gibi kalabalık ortamlardan uzak durması gerekir. Bulaş riskinin fazla olabileceği mevlitler, taziyeler, ziyaretlere gitmemek gerekir” dedi.

Diyarbakır'daki korona verilerinde son durum nedir?

Pandeminin başından beri sürecin şeffaf yürütülmemesi, emidemiyolojik verilerin paylaşılması, bilim insanlarının araştırmalarının önünün kapanması, İl Pandemi ve Bilim Kurulu’nda olmamamız nedeniyle elimizde net veriler yok. Dolayısıyla süreci doğru bir şekilde değerlendirme durumu da ne yazık ki yok. Sahadan hekimler ve sağlık çalışmalarımızdan aldığımız verilere göre; Diyarbakır’da son iki haftada vaka sayısında azalma olduğu biliyoruz. Hastaneye covid-19 şüphesiyle başvuru ve hastanede takip edilen hasta sayısında azalma oldu. Başvuru rakamlardaki azalma sevindirici olsa da salgının bittiğine dair bulgu da yoktur. Halen Diyarbakır’daki hastanelerde 100’e yakın hasta tedavi görmektedir.

Normalleşme süreci için adımlar atmaya başladı, yasak kalktı ancak hemen sonrasında mevlit görüntüleri ortaya çıktı?

Özellikle normalleşme adımlarıyla birlikte durumun ciddiyetini ortaya koymayan açıklamalardan sonra ne yazık ki toplum üzerinde bir rehavet yarattı ve herkes dışarı çıkmaya başladı.   Açıklamalar sonrası dışarıdaki kalabalıkları ve sosyal mesafeye uyulmadığını ve maske takılmadığı gördük. Hem Diyarbakır’da hem de birçok ilde mevlitler, taziyeler, ziyaretlerden, sokaklardaki kalabalıklardan kaynaklı bulaş odaklarının oluştuğunu gördük maalesef. Örneğin Diyarbakır’da bir mevlide katılanlardan 35 kişide covid-19 testi pozitif çıktığı basına yansıdı. Yine bir taziyeden kaynaklı 15-20 kişinin enfekte olduğu haberleri basına düştü. Testin güvenirlilik oranı %25-30 olarak düşünürsek enfekte sayısını çok daha fazla olabileceğini düşünüyoruz. Bu bulaş odaklarından kaynaklı hastanelere hasta sayısında kısmi de olsa arttığını görüyoruz.  Kalabalık ortamların bulaş riskin en yüksek olacağı AVM’ler gerek havalandırma sistemlerinden tutalım, ortak kullanım alanları,  sosyal mesafeyi ve teması korumadaki zorlukları açısından olsun, mevcut halleri ile bulaş riski en yüksek olan yerlerdir.

Pandemi öncesi sürece dönmek mümkün değil

Pandemi öncesi döneme aynen dönmek diye bir kavram asla olmamalı. Dünya Sağlık Örgütü, özellikle salgının kontrol altına alındığından emin olunduktan sonra bu sürecin planlanmasının önemli olduğuna vurgu yapıyor. Bir kişinin virüsü bulaştıracağı kişi sayısını gösteren “R0” değerinin 1,56 olarak belirlendiği bir zamanda hızlı bir şekilde normale dönmeye çalışmak doğru değildir. Salgının kontrol altına alındığını söyleyebilmek için R0 değerinin 1’in altında olması gerekir.  Yani bu değerin 1 altına düşmesi durumunda virüsü taşıyan bir kişinin birden az kişiye bulaştırabileceği ve virüsün yayılımının zaman içerisinde sona erebileceği öngörülür.

Korona günlerinde normalleşme nasıl uygulanmalı, önerileriniz nelerdir?

Risk ortadan kalkmış değil ve salgın devam ediyor.  81 ilin tamamında, bayram süresince sokağa çıkma yasağı uygulanma kararı alınması, salgın devam ediyor demektir. Dolayısıyla bugünden hemen salgının tamamen kontrol altına alınması ve normal yaşamımıza dönmeyi beklemek gerçekçi değildir.

Şunu hep file getiriyoruz. Aşısı olmayan, herhangi bir tedavisi bilinmeyen ve toplum içinde bulaşılığı çok yüksek olan bir virüs ile karşı karşıyayız. Dünyadaki deneyimlerinde de görüldüğü gibi seyahat ve toplumsal hareket kısıtlamaları, fiziksel mesafe kurallarına, hijyen kurallarına uyulması gibi önlemlerin etkili bir şekilde uygulanmasıyla salgın bir şekilde kontrol altına alınmıştır.

Ekonomik ve başka gerekçelerle bu tedbirlilerin hızlı bir şekilde gevşetilmesi halkın sağlığını hiçe saymak demektir.

Dolayısıyla normalleştirme adımlarının gerçekçi ve bilimsel verilere göre halkın sağlığını önceleyen bir yaklaşımla atılması gerekir.

Her ilin epidemiyolojik verileri çıkarılmalı, şeffaf bir şekilde paylaşılmalı, vaka sayıları değerlendirilip ona göre bir planlama yapılmalıdır. Yaşam alanlarının, ticari alanların yeniden açılmasını bilimsel verilere göre bir takvime bağlanmalıdır.

Testlerin azalmaması gerekir. Planlı bir tarama sürecinde test sayılarının artması gerekir. Filyasyonun etkili ve aktif bir şekilde yapılması gerekir. Toplumdaki taramalar ve vaka takipleri genişletilmeli, bulaşın önüne geçilmesi gerekir.

Havalandırma sistemleri ve klimalarda bulaşı riski!

AVM’ler, Hastaneler gibi toplu mekânlarda havalandırma sistemleri ve klimaların büyük bulaş riski taşıdığını unutmamak gerekir. Özellikle TMMOB Makina Mühendisleri Odasının hazırladığı “Havalandırma ve klima sistemlerini projelerine, standartlara ve özellikle Corona Virüsüne uygun tedbir alınmış halde çalıştırılmasını sağlama önerileri” doğrultusunda tekrardan kontrolleri ve bakımları yapılması gerekir.  Vatandaşın AVM’ler gibi kalabalık ortamlardan uzak durması gerekir. Bulaş riskinin fazla olabileceği mevlitler, taziyeler, ziyaretlere gitmemek gerekir.

Özellikle önümüzdeki Ramazan bayramında çok dikkatli olmak gerekir bayram ziyaretlerine gitmemek gerekir, tokalaşma, el öpme gibi davranışlardan uzak durmak gerekir.

 Dışarı çıkarken mutlaka fiziksel mesafe ve kişisel hijyene dikkat etmesi gerekir. Ellerin yüzle temasından kaçınmak, elleri yıkamak, kamuya açık alanlarda maske takmak gerekir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.