Tahir Elçi Hrant Dink'in akıbetine uğradı
ANKARA -Hrant Dink "Ben Türk değil Ermeniyim" dediği ve "Kürt Ermeni milliyetçiliğini eleştirdiği" için hedef gösterilerek katledilirken, Tahir Elçi "PKK terör örgütü değil" dedikten sonra hedef gösterilerek katledildi. İfade özgürlüğünü kullandığı için katledilen Elçi'nin son paylaşımı da ifade ve düşünce özgürlüğü ile oldu.
Kamuoyunun gözleri önünde katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'de 2007 yılında katledilen Hrant Dink'in akibetine uğradı. Her iki isim arasında yargılanmalarından öldürülme biçimlerine ve aidiyetlerine göre bir çok benzerlik bulunuyor.
Hrant ben Türk değil Ermeniyim dediği için öldürülmüştü
Hrant Dink Ermeni kimliğinden Tahir Elçi ise Kürt kimliğinden hedef haline getirilmiş ve daha sonra katledilmiş isimler oldu. 19 Ocak 2007 yılında çalıştığı gazetenin kapısında katledilen Hrant Dink, 2002 yılında Urfa'da verdiği bir konferansta "Ben Türk değil Türkiyeliyim ve Ermeniyim" dediği için "Türklüğü aşağılamaktan" üç yıl yargılanarak, beraat etti. 13 Şubat 2004'te yayımlanan bir makalesindeki ""Türk"ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur" sözleriyle milliyetçiliği eleştirdiği için 301. maddeden "Türklüğe hakaret" suçlamasıyla yargılandı ve aksi yönde verilen bilirkişi raporuna rağmen 6 ay hapis cezası aldı. Bu yargılanmalar sırasında Dink milliyetçi kesimlerin hedefi haline getirilerek tehdit edildi. Hrant Dink'i daha sonra devletle ilişkisi kanıtlanan ve sistemin "çocuktan katil yaratan" politikaları sonucu devşirdiği Ogün Samast isimli tetikçi tarafından katledildi.
Tahir Elçi de 'PKK terör örgütü değil' dediği için hedef oldu
"Ben Türk değil Ermeniyim" dediği için hedef haline getirilen ve katledilen Hrant Dink gibi Tahir Elçi de katıldığı bir televizyon programında "PKK terör örgütü değil" dediği için hedef haline getirildi. 14 Ekim 2015'te CNN Türk'de yayınlanan Tarafsız Bölge programında konuşan Elçi, Kürt sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, "Neden sorun bu noktaya geldi. Sorunun diyaloga müzakereye geldi. 30 yıl boyunca 50 bin insanın ölümüyle sonuçlanan bir meselede sizin ısrar ettiğiniz tekrar oraya dönelim dediğini yöntemle çözülmedi… PKK bir terör örgütü değildir. PKK'nin bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile… PKK silahlı siyasi bir harekettir. Siyasal talebi olan, toplumda çok ciddi bir deştiği olan bir siyasal harekettir" sözlerini sarft etmişti.
Hemen arkasında jet hızıyla 16 Ekim tarihinde Tahir Elçi hakkında soruşturma başlatıldı. Olaya ilişkin yaptığı ilk açıklamada, "Beni linçe tabii tutuyorlar, yargı histerik grupların yanında yer alıyor" diyen Elçi'ye yönelik sosyal medyada da çok sayıda tehdit dile getirilmişti. Elçi 20 Ekim'de gözaltına alınarak, İstanbul'a götürülmüştü. Burada ifadesi alınan Elçi, ifadelerinin arkasında durmuş ve daha sonra serbest bırakılmıştı.
Elçi katledileceğini görmüştü
Elçi, yaptığı ilk değerlendirmede, "Adaletsizliğe uğradım, bazı yayın organları tarafından bir linç girişimi yürütüldü, İstanbul Bakır Savcılığı da bu kampanyada safını aldı" dedi.
Tıpkı Dink gibi yaptığı ifade açıklamalarından dolayı katledilen Elçi'nin katledilmeden önceki son paylaşımı da ifade özgürlüğü ile ilgili oldu. Elçi, twitter adresinden, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına ilişkin "Basın ve ifade özgürlüğüne en ağır ve öldürücü darbe" diye değerlendirdiği bir yerel gazetede çıkan haberiyle birlikte paylaştı.
Yaşamını yitirmesinden dakikalar önce yaptığı açıklamanın görüntülerinde ise Elçi, "Bu bölgede silah sesleri istemiyoruz" demişti.(diha)





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.