Tanrıkulu işkenceyi sordu
TİGRİS HABER-Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Sezgin Tanrıkulu yaptığı açıklamada, Bursa Yıldırım ilçesinde yarı açık cezaevinden firar eden şahsı arama sırasında polislerin girdikleri iş yerinde, işyeri sahibi ile işyerine ziyaretçi ve müşteri olarak gelen dört kişiyi ters kelepçe yaparak götürdükleri karakolda, saatlerce işkenceye maruz bıraktıkları iddiasını İçişleri Bakanına sordu.
Tanrıkulu daha sonra geçtiğimiz hafta İstanbul'da TRT'nin düzenlediği etkinlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması esnasında protesto düzenleyen 9 gencin gözaltına alınıp tutuklanma sürecine ilişkin yaşadıkları baskı ve işkence iddialarını dile getirdi.
Gözaltına alınan 9 genç tutuklandıkları cezaevine gönderildikten sonra başörtülü bir gencin başörtüsünün uzun olması gerekçe gösterilerek infaz koruma memurları tarafından kesilmesi iddiasına ilişkin konuşan Tanrıkulu, "Böyle onur kırıcı muamele, bu dönemde Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında oluyor. İnsanların başörtülerine, türbanlarına cezaevlerinde makas atılıyor. Adalet Bakanı 3 infaz koruma memurunun açığa alındığını açıkladı ama sizin yarattığınız düzen buna izin vermiyor mu? dedi.
Tanrıkulu'nun açıklaması şöyle:
"Bu hafta gerçekleştiği iddia edilen iki işkence vakası var.
Biri Bursa’da yaşandı. Cezaevi firarisi sanığı arama amacıyla bir iş yerine giden güvenlik güçleri, aralarında iş yeri sahibinin de olduğu 4 kişiyi gözaltına alıyorlar ve o 4 kişinin karakolda işkenceyle bu hale getirildikleri iddia ediliyor.
Adalet Bakanı’ndan ve İçişleri Bakanı’ndan bu olayla ilgili bir yanıt bekliyorum. Ne diyeceksiniz? Bu insanlar kendi kendilerine duvara kafalarını mı vurdular, güvenlik güçlerine direndiler etkisiz hale getirilmek için mi bu hale getirildiler? Gözaltında yaşanan bu tip durumlar için tutulan tüm tutanaklara bu gerekçeleri yazıyorsunuz. Yine aynı gerçek olmayan, suçu örtmeye çalışan gerekçeleri mi yazacaksınız?
İkinci durum daha vahim. Cumhurbaşkanı geçen hafta İstanbul’da TRT’nin bir etkinliğinde konuşurken 9 genç kendisini protesto ettiler; aslında görüşlerini ifade ettiler ve daha sonra basına çıkan belgeler de amaçlarının Cumhurbaşkanı olmadığını doğruladı. (Kaldı ki; Cumhurbaşkanı da protesto edilebilir.)
Bu gençler apar topar gözaltına alındılar ve Vatan Caddesinde bulunan Emniyet Müdürlüğü’nde dört gün kaldılar. Bu dört günde kendilerine hiçbir şey sorulmadı. Daha sonra Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildiler, burada mahkeme tutuklama kararı verdi, tutuklandılar.
Cezaevine girerken ne oldu? Aralarında gençlerin, kadınların olduğu 9 kişinin 24 saat tecritte tutulduğu, bu süre zarfında kendilerine su, kahvaltı ve yemek verilmediği iddiaları da var.
Bugün 5 milletvekilimiz kendilerini ziyaret ettiler. Beni bu olayda en çok üzen kısım; 9 gencin içinde başörtüsü olan genç kadınların ‘şalları uzun’ gerekçesiyle kesilmiş ve bir mendil kadar kısım bırakılmış, bu bırakılan kısım da başlarını örtebilmeleri için yeterli değil.
Böyle onur kırıcı muamele, bu dönemde Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında oluyor. İnsanların başörtülerine, türbanlarına cezaevlerinde makas atılıyor. Adalet Bakanı 3 infaz koruma memurunun açığa alındığını açıkladı ama sizin yarattığınız düzen buna izin vermiyor mu?
Sokakta herhangi bir protesto gösterisinde bulunan kadınlara nasıl gaz sıkıldığını, dövüldüklerini ve gözaltına alındıklarını da biliyoruz. Cezaevindeki infaz koruma memurları da bu tip uygulamalardan cesaret alıyorlar ve başörtülü kadınların başörtülerini makasla kesecek kadar pervasız hale geliyorlar.
Bunların hafızamıza kazınması lazım. Şu bilinsin ki; bir gün mutlaka bu devran dönecek, bütün bu insan hakları ihlallerinin de mutlaka hesabı sorulacak."
Kaynak:Haber Merkezi




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.