TGS: 74 gazeteci hapiste

TGS: 74 gazeteci hapiste
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilciliği, Van’da tutuklanan 4 gazeteciyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

TİGRİS HABER - TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral’ın yaptığı açıklamada, “Türkiye, gazeteciler için cehennem olmaya devam ediyor” denildi.

TGS: 74 gazeteci içeride

Van’da tutuklanan gazeteciler için yapılan TGS açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Dün yine 4 meslektaşımız tutuklandı. Mezopotamya Ajansı muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve Gazeteci Nazan Sala adlı arkadaşlarımız, yetkililerin gizli kalmasını istedikleri bilgiyi deşifre ettikleri için tutuklandı. Bu 4 gazeteci Van’da, helikopterden atıldıkları belirtilen 2 Kürt yurttaşla ilgili dizi haberler yaptıkları için, intikam operasyonu ile tutuklandı ve cezaevine konuldu. Bu arkadaşlarımızla birlikte şu anda Türkiye’de içeride olan gazetecilerin sayısı da TGS’nin verilerine göre 74’e ulaşmış durumda.  Bu utanç Türkiye’ye yeter ama yetkililer hukuku eğip bükerek, utancı her gün katlamakta bir beis görmüyorlar.”

mahmut-oral.jpg

“Adalet yine başka bir bahara kaldı ve fatura gerçeğin peşindeki gazetecilere çıkarıldı”

Muhalif gazetecilerin sarı basın kartlarına işaret edilen açıklamada,  “Dikkatinizi çekmek istediğimiz bir nokta var ki mesleğimizin karşı karşıya kalabileceği en büyük tehlikelerden birine işaret etmektedir. Bildiğiniz gibi iktidar, kendisine yakın olmayan gazetecileri sahadan silmek için sarı basın kartı yönetmeliğinde bir dizi değişikliğe gitmiş, kendisinden olmayan medya mensuplarının bu kartı almasını imkansız hale getirmiştir. Hal böyle iken mahkeme, gazetecilik faaliyetini sanki sadece sarı basın kartı sahiplerinin yapabileceğinden bahisle, aynen şu ifadeyi kullanmıştır:  “Mevcut şartları taşımadıklarından söz konusu şüphelilerin basın mensubu olmadıklarının anlaşıldığı, şüphelilerin geçerli basın kartları olmamasına rağmen … falan… falan…falan…” Buradan bu kararı veren heyete ve bunu örnek alıp, daha sonra karar vermeyi düşünen saygıdeğer yargıçlara şunu hatırlatmak istiyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde gazetecinin gazeteci olduğunu devletler, polis, savcı karar vermiyor. Gazetecinin gazeteci olduğuna ancak ve ancak meslek örgütleri karar verebiliyor ve bunu tescil ediyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın, propaganda bakanlığı gibi işlev görüldüğü ülkemizde, doğal olarak bu başkanlık, kart verdiği kişileri kendisine bağlı propaganda memuru olarak görüyor. Öyle haber yapmalarını bekliyor. Ama Van’da da görüldüğü üzere yaramaz gazeteciler çıkıp, ezber bozuyor. Bu yüzden de bu gazetecilerin ortaya çıkardığı çok kıymetli gerçekler, yetkililerin gözüne batıyor. Onları oturdukları koltukta diken varmış gibi rahatsız ediyor. Onlara gazeteci değiller demeleri bundandır. Bundandır mesleğimizin terörize edilmesi. Van’daki vakada, helikopterden atılan adaleti bulup, hakkı teslim etmek yerine, yaramaz gazetecileri içeri atmak, her zamanki gibi kolayına gelmiştir yetkililerin. Oysa demokratik hukuk devleti olduğu öne sürülen Türkiye’de, yapılması gereken, helikopterden insan atan zihniyeti ortaya çıkarıp, en ağır biçimde cezalandırmaktı. Bunu yapmadılar. Adalet yine başka bir bahara kaldı ve fatura gerçeğin peşindeki gazetecilere çıkarıldı” ifadeleri kullanıldı.

70 gazeteci serbest bırakılsın

Açıklamada son olarak tutuklu gazetecilere dikkat çekilerek, “Efendiler, gazetecilere kıymayın, yarın bir gün onların kalemi size de lazım olacak. Aklınıza her estiğinde gazetecileri içeri atarak, gerçeği örtbas edeceğinizi sanıyorsanız, asla öyle olmadı, bundan sonra da olmayacak. Bu vesileyle tutuklanan arkadaşlarımızın ve diğer 70 meslektaşımızın derhal serbest bırakılmalarını umut ediyoruz” denildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.