Tuğluk: Zorla yerinden edilme telafisi imkansız travmaya yol açtı

Tuğluk: Zorla yerinden edilme telafisi imkansız travmaya yol açtı
"Zorla Yerinden Edilme ve Köye Geri Dönüş" konferansında konuşan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, zorla yerinden edilmenin Kürt sorunun en yakıcı gerçeklerinden biri olduğuna dikkat çekerek, zorla yerinden edilmenin Kürt halkının bellediğinde telafisi imkânsı

DTK Sosyal Politikalar Komisyonu/Emek Göç ve Yoksulluk Çalışma Grubu öncülüğünde "Yaşam, Ana Topraklarda Yaşamakla Anlamını Bulacaktır" şiarıyla gerçekleştirilen "Zorla Yerinden Edilme ve Köye Geri Dönüş" Konferansı Cegerxwîn Gençlik Kültür ve Sanat Merkezi'nde başladı. 2 gün sürecek olan konferansa DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, BDP'li milletvekilleri Özdal Üçer ve Mülkiye Birtane, eski Avrupa Parlamentosu parlamenteri Feleknaz Uca, Hakkari Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk ile sosyolog Feray Salman, yazar Mustafa Sönmez, Mayınsız Türkiye Koordinatörü Müteber Öğreten gibi isimler ile birlikte inanç grupları ve STK temsilcisinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Öte yandan Rojava'dan katılması beklenen Maha Hesen Oma ve Dilgeş Cuma İsa isimli yurttaşların geçişine Mardin Valiliği tarafından izin verilmediği bildirildi. 

Konferansın gerçekleştiği salonda Rojava halkıyla dayanışma amaçlı stant açılarak el ürünleri ve yöresel kıyafet satışı yapılırken, Roboski katliamı dosyasının askeri mahkemede ele alınmasına karşı imza standı kuruldu. Konferansın yapıldığı salona "Köye dönüş öze dönüştür, kaybettirileni kaybettiğin yerde aramaktır, asimilasyona ve kültürel soykırıma karşı direniştir" ve "Koçberîya Kurdan trajedîya sedselane" yazılı pankartlar asıldı. Saygı duruşunun ardından başlayan konferansta ilk olarak "Zorla yerinden edilme" konusunu ele alan sinevizyon gösterimi yapıldı. 

Gösterimin ardından konferansın açılış konuşmasını yapan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, konferansın önemine dikkat çekerek konferansın gerçekleştirilmesinde emeği olanlara teşekkürlerini sundu. Kürt sorunun yakıcı gerçeklerinden birini tartışmak amacıyla bir araya geldiklerini hatırlatan Tuğluk, konferansla Kürt sorununu soyut bir takım kategoriler üzerinden değil hayatın içerisine ortaya koyduğu sonuçlarla konuşacaklarını dile getirdi. Zorla yerinde edilme ve köye geri dönüş sorununun Kürt sorununun en önemli veçhelerinden biri olduğuna dikkat çeken Tuğluk, "Yapılan çeşitli araştırmalara göre, 1980'lerin sonunda başlayıp, 1990'larda yoğunlaşan köy ve mezraların boşaltılması ve yurttaşların yerinden edilmesi uygulamaları neticesinde en az 3 bin yerleşim yeri boşaltılmış ve en az 1 milyon kişi zorla yerinden edilmiştir. Bu sayısal veriler dahi zorla yerinde edilme uygulamalarının ne denli büyük bir sorun olduğunu gözler önüne sermektedir" diye konuştu. 

'Zorla yerinden edilmenin yasal hiçbir dayanağı yoktur'

Kürt sorununun hakkı olmayan, eşit görülmeyen ve herhangi bir statüye sahip olmayan Kürt halkının varlık ve yokluk sorunu olduğuna vurgu yapan Tuğluk, bir halkın ve yaşadığı coğrafyanın statüsünün olmamasının hukuki düzlemde var olmaması anlamına geldiğini söyledi. Kürt halkına karşı uygulanan zorla yerinden edilme uygulamalarının temel nedeninin bu statüsüzlük durumundan kaynakladığını ifade eden Tuğluk, "1980'lerin sonundan başlayıp, 1990'larda yoğunlaşan ve mezraların boşaltılması ve yurttaşların yerinden edilmesi uygulamalarının herhangi bir yasal dayanağının olmaması bunun en net kanıtıdır" dedi. 

'Zorla yerinden edilme bir bütün politika sonucudur'

Zorla yerinden edilme uygulamalarının birçok olumsuz sonucu beraberinde getirdiğini belirten Tuğluk, zorla yerinden edilmenin Kürt halkının belleğinde telafisi imkânsız travmalar yarattığına dikkat çekti. Zorla yerinden edilmenin basit bir biçimde insanların yaşam alanlarının değiştirilmesi olmadığına işaret eden Tuğluk, "Kimliklerinin, kültürlerinin, anadillerinin, yaşam alışkanlıklarının, bütün olarak yaşamlarının zorla yer değiştirilmesidir. 1990'larda Kürtlere uygulanan bu politikalar asla 1915'teki Ermeni Tehciri'nden, 1924'teki Anadolu ve Balkanlardaki Müslüman ve Hıristiyan ahalinin değiş- tokuş edilmesinden, 1925-1938 arasında Kürtlerin katledilmeleri sonrası yerlerinden edilip Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yeniden iskana tabi tutulmasından ayrı değildir" diye konuştu.

'Göstermelik yasalar ile bu sorunun çözümü mümkün değil!' 

Zorla yerinden edilmenin bir boyutunun da köye dönüş olduğunu dile getiren Tuğluk, köye dönüşlerin önünde halen ciddi engellerin olduğuna dikkat çekti. Yurttaşların köylerine geri dönmeleri durumunda bile birçoğunun topraklarının gasp edildiğini hatırlatan Tuğluk, "Kimisinin arazisinin üstüne askeri helikopter pisti, kimisinin bağ bahçeleri bakımsızlıktan çoraklaşmış, kimisinin dede yadigarı evinin yerinde taş üstüne taş kalmamış. Yani canlı yaşamı tümüyle ortadan kaldırılmıştır. Ortada ciddi bir mağduriyet, derin bir travma ve ciddi bir hukuksuzluk vardır. Köye dönüşlerin gerçekleşebilmesi için yasal alt yapı oluşturulmak zorundadır. Göstermelik yasalarla bu sorunun çözümü mümkün değildir" dedi. 

'Bu vahşet Kürdistan'da hukuk askıya alınarak gerçekleştirildi' 

Zorla yerinden edilmenin yarattığı sonuçların görmezden gelinerek Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünün gerçekleşmeyeceğini belirten Tuğluk, "Tüm bu vahşet Kürdistan'da hukuk askıya alınarak gerçekleştirilebilmiştir. Bizler köy yakmaları, zorla yerinden etme uygulamaları ve köye dönüşün gündemine almayan bir sürecin gerçek anlamda bir kardeşleşme süreci olabileceğini düşünmüyoruz. Tüm bu mağduriyetlerle yüzleşilebilmesi için hakikatleri araştırma Komisyonlarının kurulması gerekir" dedi. 

'Sorunların çözümü için devlet bir adım atmadı'

Tuğluk'un ardından konferansın hazırlık komisyonu adına Diyarbakır GÖÇ-DER Başkanı Vecih Aydoğdu konuştu. Zorla yerinde edilme uygulamalarının insanlık tarihi boyunca insanları köklerinden kopararak yok etmeye yönelik kıyım politikalarından biri olarak hayata geçirildiğine dikkat çeken Aydoğdu, zorunlu göçün sonuçlarının bütün açıklığıyla ortaya çıkarılarak sorunların çözümü noktasında devlet tarafından bir adım atılmadığına dikkat çekti. PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından başlatılan demokratik çözüm sürecindeki en stratejik konularından birinin de savaş politikalarıyla zorla topraklarından edilenlerin köye geri dönüş koşullarının yaratılması olduğunu hatırlatan Aydoğdu, konferansta sorunların tespitinin ötesinde çözüm için öneri ve çağrıların yapılmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.

Köye geri dönüş konusunun çözüm sürecinin stratejik ayaklarından biri haline geldiğini söyleyen Aydoğdu, "Mağdurların kendi topraklarına geri dönüşüne aynı zamanda demokratik inşaya dönüş anlamını vermektedir. Çünkü geri dönüş kadim topraklarda yeniden üretim yapmak, yeni bir yaşam kurmak, demokratik ulus inşasını gerçekleştirmek için tarihsel bir fırsattır. Bu yönde geliştirilecek bir tutum aynı zamanda ekolojik ve kültürel soykırıma karşı yeni bir duruş ve direniştir" diye belirtti. Açılış konuşmalarının ardından konferans basına kapalı bir şekilde devam ediyor. Konferansın bugünkü ilk oturumunda "Kürdistan'da zorla yerinden edilme" başlığı ele alınacak ardından da gün boyunca "Zorla yerinden edilmenin sosyoekonomik ve psikososyal sonuçları" başlığı altında sunumlar yapılarak, çözüm önerileri üzerinde tartışmalar yürütülecek.

(DİHA) 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.