Valiliğin keyfi tutumu mahkemeden döndü

Valiliğin keyfi tutumu mahkemeden döndü
KHK’li olduğu gerekçesi ile pasaportuna el konulan vatandaşın adalet arayışında müjdeli haber. Kanun Hükmünde Kararname (KHK)'yle ihraç edilen H. R. D. adlı vatandaş, Diyarbakır Valiliğine açtığı davada haklı bulundu.

Tigris Haber - Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi, Valiliğin herhangi bir araştırma, inceleme, değerlendirme yapmadan, ‘Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunun ilke Kararı gereği bilgi edinme kapsamı dışında’ diyerek vatandaşın pasaportuna neden el konulduğunun açıklanmamasını hukuka aykırı buldu.

Pasaportu iptal olan KHK’li bir vatandaş, Diyarbakır Valiliğine pasaportuna hangi gerekçelerle el konulduğunu öğrenmek ve pasaporta konulan şerhin kaldırılması için başvurdu. Valilik ise KHK’li vatandaşın talebini “Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu” ilke kapsamında olduğu gerekçesi ile bilgilendirme yapamayacağını belirterek reddetti.

Bunun üzerine KHK’li vatandaş, Diyarbakır 2. İdare Mahkemesine başvurarak Diyarbakır Valiliği hakkında davacı oldu. Mahkeme ise Kanun Hükmünde Kararname (KHK)'yle ihraç edilen H. R. D. adlı başvurucunun, pasaportuna konulan şerhin nedeninin kendisine bildirilmesi ve şerhin kaldırılması isteminin Diyarbakır Valiliğince reddedilmesi kararını, idarenin araştırma yapmadan red ettiği ve mevzuata uymadığı gerekçesi ile iptal etti.

Mahkeme, 675 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilen H. R. D. adlı başvurucunun pasaportuna konulan şerhin nedenini öğrenmek ve şerhin kaldırılması yönünde Diyarbakır Valiliğine yapılan başvurusunun "bilgi edinme kapsamı dışında olduğu" gerekçesiyle red edilmesinin iptaline karar verdi.

Av. Erhan Ürküt, H. R. D. adlı müvekkilinin, pasaportuna Diyarbakır Valiliğince hangi gerekçelerle şerh konulduğunun bildirilmesi ve müvekkilinin pasaportuna konulan şerhin kaldırılması talebiyle Diyarbakır 2. İdare Mahkemesine başvuruda bulundu.

ppp.jpg

Mahkeme araştırdı vatandaş temiz çıktı

Av. Ürküt, dava sürecine ilişkin Tigris Haber yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Müvekkilim 6 Ağustos 2018’de Diyarbakır Valiliği Nüfus Müdürlüğüne bir başvuru yapıyor. Başvurusunda diyor ki, ‘pasaportumu verin ve yurtdışı yasağımı kaldırın’. Valilik de kendisine şöyle bir cevap veriyor: ‘Bahsi geçen konu Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunun ilke kapsamında olduğu için size bilgi veremeyiz’. Biz de bunu zımnen ret kabul ettik. Yani, müvekkile bir ret cevabı, ‘hayır alamazsın’, anlamında bir karar olarak kabul ettik ve bu karara karşı 9 Kasım 2018’de 2. İdare Mahkemesinde dava açtık. Bu süreçte mahkeme kurumlardan yazı istedi. Söz konusu vatandaşla ilgili hakkında herhangi bir cezai soruşturma, kovuşturma var mı, bununla ilgili belgelerin birer örneğini istedi. Sonra, pasaportunun şahsi mi, görev pasaportu mu, yeşil pasaport mu vs. buna ilişkin bilgileri istedi. Pasaporta şerh konulup konulmadığı, kaldırılıp kaldırılmadığı bilgilerini istedi. Yine, İçişleri Bakanlığına bununla ilgili bir takım sorular sordu. Ardında da 27 Nisan’da aldığı kararı 14 Mayıs’ta da bize gönderdi.”

Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyetinin kısıtlanması hakim kararına bağlı

KHK’li başvurucunun talebini, karara bağlayan Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi ise Anayasanın "Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti" başlıklı 23'ünci maddesinin "seyahat hürriyetinin suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlemesini önlemek amacıyla kanunla sınırlanabileceğini", 5982 sayılı Kanunu'nun 3'üncü maddesinin, "vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyetinin, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hakim kararına bağlı olarak sınırlanabileceği" hükmüne işaret etti.

Mahkeme idari işlemelerde kamu yararına dikkat çekti

Kamu görevinden ihraç edilenlerin pasaportlarının iptal edilmesi ve Pasaport Kanunu'nda hangi hallerde pasaportların iptal edilebileceğine atıfta bulunan mahkeme, kararında idari işlemlerin sebep ve gerekçeye dayalı olmasının genel hukuk ilkelerinden olduğunu vurguladı. Mahkeme, idarenin işlemlerde gösterilen sebep ve gerekçenin işlemin yasaya uygunluğu ve dayanağını değerlendirme ve itiraz edip etmeme konusunda ilgilere yardımcı olacağına dikkat çektiği kararda, "İdarenin saydamlığı, savunma hakları ve idareye güven ilkeleri ve hukuk devleti anlayışının oluşumu noktalarında da büyük öneme sahiptir. Mevzuatta gösterilmiş olsun veya olmasın tüm idari işlemlerin bir amacı vardır. O da kamu yararıdır." ifadesini kullandı.

İdare araştırsın kararını öyle versin

Diyarbakır Valiliğinin, davacı hakkında herhangi bir inceleme, araştırma, yapılmadan başvurunun sadece “Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunun ilke kararı” öne sürülerek "bilgi edinme kapsamı dışında olduğundan" bahisle reddedilmesinin, hukuka ve mevzuata uygun olmadığına işaret eden ve Valiliğin işleminin iptaline hükmeden mahkeme kararı şöyle: “Davacı hakkında ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda herhangi bir inceleme, araştırma, değerlendirme yapılmadan, başvurunun sadece bahsi geçen konunun ‘Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunun 2016/1 sayılı ilke Kararı gereği bilgi edinme kapsamı dışında’ olduğundan bahisle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Öte yandan, dava konusu işlemin iptal edilmiş olmasının, davacıya doğrudan doğruya ‘umumi pasaport’ verilmesi sonucunu doğurmayacağı, davalı idare tarafından mevzuat hükümleri dikkate alınarak yeniden yapılacak değerlendirme sonucunda davacının umumi pasaport alma şartlarını taşıyıp taşımadığı araştırılarak yeniden bir işlem tesis edilmesi gerektiği açıktır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere 26/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Av. Ürküt: Mahkeme topu taca attı

Davacı KHK’li H.R.D.’nin avukatı Erhan Ürküt ise mahkemenin kararına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Mahkeme kararında diyor ki, birincisi bir vatandaşın pasaportuna el koyabilmeniz için hakim kararının olması gerekiyor. Hakim kararı yoksa siz bunu yapamazsınız. İkincisi söz konusu vatandaşla ilgili herhangi bir araştırma yapmamışsınız. Neden, niçin pasaportuna el konuldu hiçbir araştırma yapmadan ‘Bilgi Edinme’ kapsamında diye bir cevap veremezsiniz.   Ama aslında bir yandan dosyayı yürütürken de araştırma yapılmış. Araştırma yapmışlar ve müvekkilimle ilgili hiçbir şey yok. Sadece KHK’li olması ve listede isminin yer alması dışında hiçbir şey yok. Çünkü Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazmışlar, Emniyet Müdürlüğüne yazı yazmışlar, İçişleri Bakanlığına yazı yazmışlar ve sonuç olarak hiçbir şey yok. Cumhuriyet Başsavcılığı demiş ki, ‘Yapılan sorgulama sonucunda davacı hakkında terör suçlarını kapsar bir kayda rastlanmamıştır’. İl Emniyet Müdürlüğü müvekkilimin Ankara 12. Ağır Cezada bir dosyasını söylemiş ama mahkeme demiş ki, ‘o dosya hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararıydı ve orada da 5 yıllık süre geride kaldığı için ortadan kalktı ve böyle bir dava da yok’. Mahkeme sonuç olarak demiş ki, ilke kararları kapsamında yaptığınız değerlendirme yanlıştır, hukuka aykırıdır. Öte yandan diyor ki, ‘bu karar her ne kadar ona pasaportunun direkt iadesine karar vermeyeceği anlamına gelse de araştırma yapın ve ona göre karar verin. Yani, mahkeme diyor ki, bana bulaşmayın, siz araştırmanızı yapın ve pasaportu verip vermeyeceğinize kendiniz karar verin. Ama bu arada dosyada müvekkille ilgili araştırma yapmışlar ama hiçbir şey yok. Aslında Valilik müvekkilin araştırmasını yapmış, pasaportu alabilme koşullarını taşıdığı görülüyor ve bundan dolayı da pasaportun iadesine karar verilmesi gerekiyor. Zira hâlihazırda araştırma yapılmış ve müvekkil hakkında hiçbir şey olmadığı açığa çıkmıştır. Araştırmanın yapıldığını ve bir şey olmadığını mahkeme de görüyor ama yine de topu Valiliğe atıyor. Zaten mahkemenin araştırma yapılsın ve Valilik ona göre karar alsın demesi de topu taca atmaktır. Mahkeme aslında yanlış ve kendisiyle çelişen bir karar verdi. Giriş, gelişme ve sonuç arasında dağlar kadar fark var. Girişi ayrı yerden yazmış, gelişmeyi ayrı yerden yazmış ve sonucu da ayrı yerden varmış.”

Ürküt: Red verilirse yeniden dava edeceğiz ve suç duyurusunda bulunacağız

Müvekkilinin pasaportunun iadesi için başvuruyu yaptığını belirten Ürküt, Diyarbakır Valiliğinin yine red kararı vermesi halinde yeniden dava açacaklarını ve Valilik hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Ürküt, “Tabii biz de bunun üzerine mahkeme kararını yerine getirmedikleri için Valilik hakkında red kararının ardından 60 gün içinde dava açacağız ve suç duyurusunda bulunacağız.” ifadelerini kullandı.

Ali Abbas Yılmaz / Özel

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.