Vicdanları yıkan bir olay

Vicdanları yıkan bir olay
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Mehmet Emin Çoban, Şırnak’ta 13 yaşındaki bir çocuğa yapılan cinsel istismar olayına ilişkin Tigris Haber’e değerlendirmelerde bulundu.

Şırnak’ta 13 yaşındaki bir çocuğa bir uzman çavuş tarafından cinsel saldırıda bulunulması olayına ilişkin konuşan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Mehmet Emin Çoban, Şırnak Valiliği’nin konuya ilişkin yaptığı açıklamanın kabul edilemez olduğunu söyledi.

‘Şırnak Barosu aracılığıyla dosyayı takip ediyoruz’

Şırnak’ta yaşanan çocuğa cinsel saldırı olayını, sosyal medya üzerinden öğrendiklerini belirten Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Mehmet Emin Çoban, şöyle konuştu: “Şırnak’ta yaşanan olay sosyal medya aracılığıyla merkezimizin hesaplarına düşürülen ihbar niteliğindeydi. Sabah saatlerinde Şırnak Barosu ile iletişime geçtik. Diyarbakır’da ve ilçelerinde yaşanan olaylarda direkt irtibata geçip müdahalede bulunuyorduk. Ancak şehir dışında olduğu zaman oradaki meslektaşlarımızla iletişime geçiyoruz ve neler yapılabileceği üzerine konuşuyoruz. Destek sunabileceğimiz ya da orada bulunmamızı gerektiren bir durum varsa şartları değerlendiriyoruz. Ancak Şırnak’taki meslektaşlarımız zaten konuyu başından sonuna kadar takip etmişlerdi. Biz de onlar aracılığıyla dosyayı takip ediyoruz.”

‘Bu açıklamayı talihsiz ve art niyetli bir açıklama olarak değerlendiriyoruz’

Şırnak Valiliği’nin taciz olayına ilişkin yaptığı açıklamanın cezasızlık politikasını akıllara getirdiğine ve faili aklamaya dönük olduğuna dikkat çeken Çoban, şunları söyledi: “ Açıkçası biz bu açıklamalara şaşırmadık hatta geciktiler bu açıklamayı yapmakta. Çünkü daha öncesinde de özelikle kamu görevlilerinin dahil olduğu bu tarz dosyalarda şüpheliyi aklamaya yakın noktada ifadeler kullanılması özellikle cinsel istismar boyutu ve çocuğa karşı yönelen hak ihlali kadar da kırıcı ve incitici oluyor bu açıklamalar. Şırnak Valiliği yapmış olduğu açıklamada, olayı ‘çevreyi rahatsız edecek tavırlar’ diye niteliyor. ‘Çevreyi rahatsız edecek tavırlar’ dedikleri çocuğun cinsel istismarıdır, çocuğun taciz edilmesidir. Burada çevreyi rahatsız edecek bir davranış değil vicdanları yıkan bir olaydır yaşanan. Öte taraftan ‘çevreyi rahatsız edecek tavırlar’ diye bir suç tanımlaması yoktur. TCK’da belirlenen çocuğun cinsel istismarıdır, failin yapmış olduğu eylemler. Tabii ki soruşturma devam ediyor, tabii ki, masumiyet karinesi söz konusu. Tabii ki karar mahkemede verilecek ancak basına yansıyanlar, kamuoyunda konuşulanlar, ‘çevreyi rahatsız edecek tavır’ dediğiniz şey cinsel istismardır. Aksine toplumu rahatsız eden açıklama Şırnak Valiliği’nin yapmış olduğu açıklamadır ve böyle bir açıklama kabul edilemez. Bu tarz açıklamalar kamu görevlisi olan faillerin, şüphelilerin cezasızlık politikasını aklımıza getiriyor. İlk başta böyle bir algı yaratmaya çalışmak devamında belki mahkemeler üzerinde bu algıyla beraber bir etki oluşturup bir nevi cezasızlık politikasının önünü açmaktır. O yüzden bu açıklamayı talihsiz ve art niyetli bir açıklama olarak değerlendiriyoruz.”

‘Tam olarak hangi suç isnadı ile tutuklandığını açıkçası bilmiyoruz’

Şırnak’ta 13 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulunan failin tutuklanmasına ilişkin Çoban, şu ifadeleri kullandı: “Şuan hangi maddeden tutuklandığını bilmiyoruz ancak avukat arkadaşlarla görüştüğümüz zaman cinsel istismar iddiası ile savcılığa sevk edilmişti zaten. Ancak tutuklama gerekçesinin tutanakları paylaşılmadı, bunlar tabii gizli. O yüzden tam olarak hangi suç isnadı ile tutuklandığını açıkçası bilmiyoruz.”

Cinsel saldırı vakalarının görünürlüğü arttı

 Diyarbakır’da ve bölgede cinsel saldırı vakalarını değerlendiren Çoban, sözlerini şöyle sürdürdü: “Pandemi sürecinde bir rapor yayınlamıştık zaten. Bir artış veya azalıştan ziyade vakaların gün yüzüne çıkması önemli. Çok sayıda vaka vardır ancak adli makamlara, soruşturma makamına, kolluğa yansımadığı zaman vaka yoktur diyemiyoruz. Vakaların yansıması önemlidir. Veriler her zaman sağlıklı veriler değildir. 1 hafta içerisinde 5 tane başvuru alabiliriz. Ancak 1 hafta içinde 100 tane de vaka gerçekleşmiş olabilir. Bu veri üzerinde 1 hafta da 5 tane vaka var deyip bir hafta sonra 1 vaka geldiği zaman “vaka sayısı düştü” diyemeyiz. Adli makamlara bunun yansıması önemli. Şikâyet unsurları ve ihbarlar önemli. Veriler üzerinde çok sağlıklı bir açıklama doğru değil. Ancak yansıyanlar üzerinde baktığımız zaman son yıllarda vakların artığını söyleyebiliriz. Pandemi sürecinde herkesin eve kapanması özelliklede kadınların çocukların. Özelikle oyun alanların kapanmasında pandemi sürecinde oluşabilecek hak ihlallerinde kadın, çocuk ve diğer mağdurların barolara, adli makamlara ve hak savunucularına nasıl ulaşabilecekleri sağlanması gerekir. Bunun için önlemler alınması noktasında bir çalışma yürütmüştük. Son 5 yıla dair ve pandemi sürecindeki aylara ilişkin; Mart, Nisan aylarına ilişkin yansıyan rakamları ortaya çıkarmıştık. Geçmiş dönemlerde o aylarda vaka sayıları az olarak görülüyor. Bu vaka sayısı düştü ve ya artı gibi bir tespitte götürmüyor.”

‘Cinsel suçlarla mücadele için toplumda bir bilinç düzeyinin oluşması gerekiyor’

Ceza artırımının cinsel saldırı vakalarıyla mücadelede başlı başına etkili olmadığını belirten Çoban, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ceza miktarı hiçbir zaman suçla mücadelenin önünde ortaya konulacak bir veri değildir. Çok yüksek bir ceza istenir cinsel istismar suçuna ancak bu çok yüksek ceza getirilmesi bir noktada cezasızlığın önünü de açar. Çok yüksek bir ceza isteniyor bir sanığa, orda hâkimin tavrı bile değişebilir. Çok yüksek cezaların belirlenmesi ve ya kanunların yazılması aslında bir nevi cezasızlığı da yol açmaktadır. O yüzden yüksek cezaların alınması bu suçla mücadele etmede iyi bir faktör değildir. Mevcut kanunların iyice uygulanması özelliklede mağdurlar ve çocuklar için koruma tedbirlerin yerinde ve zamanında doğru kullanılması gerekiyor. Burada mahkemelerin yetkililerinde olan bir sürü koruma tedbirleri var. Öte taraftan bu suçla mücadele etmek için toplumda bir bilinç düzeyinin oluşması gerekiyor.”

‘Toplumsal cinsiyet eğitimleri bilinç düzeyine çıkarılmalı’

 Toplumsal cinsiyet eğitimlerinin önemine değinen Çoban şöyle konuştu: “Baktığımız zaman çocuk yaşta evliliklerin toplumda bir bilinç oturmuş olsa bu tür durumlar olmaz. Bununla çok etkin bir şekilde mücadele etmemiz gerekir. Erken yaşta çocuk evliliklerinin de önüne geçilebilir, cinsel istismar noktasında Şırnak’ta yaşanılan olay gibi halk çıkıp tepkisini gösterebilir. Bunları bir bütün olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Toplum bir bütün olarak özelliklede çocukların özel bölgelerine dokunulmaması gerektiğini, çocukların kendi özel bölgelerinin varlığını öğrenmesi gerekir. Biraz toplumsal cinsiyet eğitimin de alınması gerekir. Bunları topyekun beraber yaptığınız zaman bu suçla, suçlularla ve bu algılarla mücadele edebileceğimize inanıyorum. Şırnak’ da oluşan algı ve kamuoyu önemlidir.  Bunun eğitimin yapılması ve ya bilinç düzeyine çıkılması daha sonraki olayların önüne geçebilme ya da şüpheli ve sanıklar içinde caydırıcı olabilecek noktalar bunlardır.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.