VİDEO - DEVA bölgede güç olacak

VİDEO - DEVA bölgede güç olacak
DEVA Partisi Diyarbakır Kurucu İl Başkanı Cihan Ülsen, partisinin Diyarbakır’da ve bölgede üçüncü bir alternatif olacağını ve halktan ciddi bir destek göreceklerini söyledi.Ülsen, AK Parti ve HDP’den rahatsız olan seçmenleri kazanacaklarını belirtti.

Ali Abbas Yılmaz / Yılmaz Yigitler / Özel

Kürt sorunu hak ve eşit vatandaşlık temelinde çözülecek

TİGRİS HABER - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan tarafından Diyarbakır Kurucu İl Başkanlığı'na atanan Cihan Ülsen, siyasete atılma nedenini, DEVA Partisi’ni tercih etmesindeki etkenleri, iktidar partisinin karşısında ona alternatif siyaset üretmenin zorluklarına, Kürt sorununa ve HDP’ye partisinin yaklaşımına, sosyal medyaya yönelik kapatma söylemlerine ve bir dizi konuya ilişkin gazetemize önemli değerlendirmelerde bulundu. 

Marmara Hukuk mezunu olan ve bir dönem Mazlumder, Diyarbakır Barosu ve Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı gibi çeşitli STK’larda görev alan, insan hakları alanında çalışmalara katılan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Diyarbakır Kurucu İl Başkanlığı görevine atanan Cihan Ülsen, Tigris Habere konuştu.

cihan-deva.jpg

Siyasette tıkanan damar yollarını açacağını düşündüğümden dolayı DEVA Partisini tercih ettim’

Daha önce hiçbir partide görev almayan ve hiçbir siyasi partiye de üye olmayan Ülsen, DEVAP Partisi ile ilk siyaset deneyimine adım attı.  Siyasete atılma nedenine ve neden DEVA Partisi’nde siyasete başladığını açıklayan Ülsen şöyle konuştu:  “Sivil Toplum çalışmaları çok önemli, değerli ve kıymetli. Sivil toplum alanında çalışmak; göstermek ve gösterilen şeyi ifşa etmek ve ardından gerekli teşhisleri yapıp, karar vericilerin söz konusu meseleyle ilgili gerekli düzenlemeler yapmasını beklemekti. Sivil toplum çalışmalarının görevi budur ve bu konuda birçok çalışma ve bu çalışmaların raporlarını hazırlayarak açıklamalarda bulunduk. İşin gösterme boyundan ziyade değiştirebilme, dönüştürebilme faaliyetini siyasette yapabilir miyim kaygısıyla ve biraz da aslında işin karar verici, değiştirici, dönüştürücü tarafında yer almak için bu alanı tercih ettim. DEVA hem yeni bir oluşum ve parti programını da okuduğum kadarıyla uzak olmadığım temel ilkeler üzerinde ortaklaşacağımı düşündüğüm için ve artık Türkiye’de, Bölgede siyasete yeni bir soluk, yeni bir nefes gelmesi gerektiğini düşündüğüm için DEVA dedim. Çünkü siyaset çok dar bir alana hapsedildi, nefes alamaz hale getirildi. Toplumun beklentilerini karşılayamayacak düzeye geldiğini düşündüğüm için DEVA’nın da siyasette tıkanan damar yollarını açacağını düşündüğümden dolayı DEVA Partisini tercih ettim.”

cihan-ulsen.jpg

DEVA Partisinin kökleri AK Parti’nin kurulduğu andaki değer ve ilkelere dayanıyor’

AK Parti’nin kurulduğu ilk dönemdeki ilkeleri benimsediklerini ama iktidar partisinin devamı olmadıklarını belirten Ülsen,“Eski kökleri bir partide aramaktan ziyade ilke ve değerlerde aramak lazım. DEVA Partisinin kökleri AK Partiye dayanmıyor. DEVA Partisinin kökleri AK Parti’nin kurulduğu andaki değer ve ilkelere dayanıyor. Zaten bunu da parti kurucuları inkâr etmiyor. Bu temel ilke ve değerler de uluslararası hukuka, toplumsal adalete, insan haklarına ve hukuk devletine dayanan temel ilkelerdi. DEVA’yı bu ilkeler bağlamında değerlendirmek lazım. Yoksa eski bir partinin dönüşmüş, değişmiş bir hali olarak görmek haksızlık olur. Parti ortaya koyduğu programıyla ve çalışma şekliyle bu söylemleri tersine çeviriyor. DEVA Partisi’nde hem Kurucular Kurulunda hem oluşturulacak olan il yönetiminde yüzde 50 siyaset yapmamış insanların bulunduğu ya da herhangi bir partiden siyaset yapmış olanlardan da yüzde 25 kotasını uyguluyor. Bu ne demektir, yeni yüzlere siyaset alanını açmak demektir. Yeni söylemlerin, yeni hareketlerin siyasete girmesidemektir ve siyasette tıkanan yolları da bu yenilik alacaktır” dedi. 

cihan-ulsen-deva.jpg

DEVA Partisi siyasete yeni bir soluk getirme iddiasında

AK Parti’den ayrılan kadroların yeni bir parti kurmasını makul karşılamak gerektiğine vurgu yapan Ülsen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan daha doğal bir şey olduğunu zannetmiyorum. Bir dönem birlikte yürüyen, siyaset yapan insanlar bir yerde ayrışabilirler. Bunu hayatın olağan akışı içerisinde makul ve uygun görmek lazım. Bütün mesele geçmişe dönük bir özeleştiri verebilme ya da geçmişe dönük bir muhasebe yapabilme kudretine sahip olup olmadıklarıdır. Bu anlamda DEVA Partisi kurucuları, daha önce AKP içinde siyaset yapan Genel Başkan da dahil parti kurucuları konuştuklarında kendi içlerinde neler yapıp ettiklerini ve süreçte neler yaşadıklarını zaten ayrıntılı bir şekilde anlatıyorlar. Kopuşları nasıl gerçekleştirdiklerini açıklıyorlar. Bütün mesele temel ilke ve değerlerden uzaklaştıklarını anladıktan itibaren partiden önce geri çekilme, söz konusu meseleyi kendi içinde çözebilme ve partiyi temel ile ve değerlere geri döndürme çabası içerisinde bulunmuşlar. Bunda başarılı olmayacaklarını anladıklarında da AK Parti’den istifa ettiler ve yeni bir yola girdiler. Bu gayet doğal bir yol. AK Parti’nin devamı mıdır, yeni bir şey söyleyecek midir noktasında tam da şuna bakmak lazım; Türkiye genelinde il yönetimleri, il başkanları açıklanıyor ve bunların seçilme şekli bile yeni bir tavrın, siyasetin ortaya konduğunu gösteriyor. Artık arkadaşlık, akrabalık ilişkileriyle birileri seçilmiyor. Parti kurulduğunda bütün herkese kapılarının açık olduğunu söylediler. Siyaset yapmak isteyen herkese açık çağrıda bulundular. Daha önce A partisinde olanlar gelsin demediler. Yeni sesler, yeni yüzler, yeni tavırlar, yeni prensipler gelsin dediler ve buradan çoğulcu bir hareket başlatmak istediler. O yüzden eski yeni denklemini var olan kalıplarla değerlendirirsek hataya düşmüş oluruz. Hepimiz eskilerden bir şeyler kapıp geliyoruz. Bugün kimse baştan bir şey yaratamaz. Hiç siyasete bulaşmamış insanların siyaset iddiası ile ortaya çıkması yeni bir şey ortaya koyma açısından zor olabilir ama deneyimlerle, yeni seslerin ortaklaşması, iç içe girmesi daha farklı bir siyaset ortamı oluşturacaktır. DEVA Partisi bunu başarmaya çalışıyor ve başaracaktır da” diye belirtti. 

cihan-ulsen-deva-diyarbakir.jpg

İnsanların daha özgür daha eşit olabileceği bir siyasi iklim yaratma iddiasındayız’

Türkiye siyasetinde yeni yüzlere ve yeni bir siyaset tarzına büyük ihtiyaç olduğunu kaydeden Ülsen, “Türkiye’de Türkiye siyasetinde ciddi sorunlar var. Toplumsal adalet kavramı hemen hemen yok, burada çok ciddi sıkıntılar var. İnsanlar toplumsal adalet arayışında ve bu konuda yeni şeyler duymak istiyorlar. Hukukun üstünlüğü ve ortaya koyduğu ilkelerde ciddi zedelenmeler var. Bunları düzeltme iddiasındayız. Bağımsız, tarafsız bir yargının neredeyse artık konuşulmadığı,üzerinde kimsenin ittifak etmeyeceği bir durum söz konusu.  Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda sıkıntılar var. Düşüncelerini ifade eden aydınların, siyasi parti liderlerinin cezaevine konulduğu bir ortam söz konusu. Kürt meselesi artık insanların gündeminden çıkmış durumda ama bölgemizde kayyum atamalarından tutun da demokratik alana dönük sürekli yapılan operasyonlarla hala Kürt meselesi üzerinde konuşulacak bir ortam söz konusu değil. Biz öncelikle düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü önündeki bütün engelleri kaldırıp insanların daha özgür daha eşit olabileceği bir siyasi iklim yaratma iddiasındayız. Bunun sağlandığı ortamda diğer kurumsal düzenleme ve reformların da önünün açılacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. 

cihan-ulsen-diyarbakir-deva.jpg

Yeni bir adres olma çabasındayız’

DEVA’nın Diyarbakır’da HDP ve AK Parti arasında üçüncü bir alternatif olarak öne çıkacağını ifade eden Ülsen, şöyle konuştu: “DEVA burada güç olacak buna çok inanıyorum. Çünkü halkın iktidardaki AKP’ye de bölgede güçlü olan HDP’ye de eleştirileri olduğunu duyuyoruz, görüyoruz. DEVA tam da bunun karşılığı olarak siyaset alanını dolduracaktır. Yeni bir seçenek olarak insanların gönül rahatlığı ile gelebileceği yeni bir adres olma telaşındayız ve bütün çabalarımızı da bunun üzerine bina ediyoruz.”

Herkesin korkuları var ve herkes korkular yaşayabilir ama korkuyla yaşanmaz’

AK Parti’den kopup iktidara aday olmanın zorluklarına ve risklerine değinen Ülsen, korkmadığını ifade ederek şöyle konuştu: “Bu korkumun olmamasının sebebi de sivil toplumdan geliyor olmamdan kaynaklanıyor. Sivil toplum çalışmalarımızda da her zaman iktidarlara karı mücadele ettik. İktidarlara sözümüzü söyledik, iktidarların söylem ve eylemlerini eleştirdik. O zaman da bizim için risk vardı. Bu her zaman olagelen bir risktir. Şuan da risk var diye sözümüzü söylemekten kaçınmamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu ilelebet böyle devam etmeyecektir, değişecektir. Biz güçlü bir iradeyle insanların karşısında durursak, sözümüzü söylersek, hakka, adalete, hukuka, insan haklarına çağırırsak bir korkumuzun olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu açıdan DEVA Partisi kurucularının, parti gönüllülerinin bir korkularının olduğunu zannetmiyorum. İktidar ayakta kalmak için elinden gelen her şeyi yapıyor ve yapmaya da çalışacaktır. Ama öyle ya da böyle buna direnmek ve karşı durmak gerekiyor. Herkesin korkuları var ve herkes korkular yaşayabilir ama korkuyla yaşanmaz. Korkuları içsel olarak gömüp sözümüzü söyleme gayreti içinde olmamız lazım. Bugün sadece mevcut iktidardan bahsediyoruz ama siz sivil toplumculukta her türlü iktidara söz söyleme cüretinde bulunuyorsunuz. Ve her zaman bu cüreti gösterenler de tehlike altında olurlar. Bütün bu tehlikelerden geçtik; bazen hakkımızda soruşturmalar açıldı, bazen gözaltı ve tutuklamalarla tehdit edildik. Bunlar olabilir ve zaten iktidarın kullandığı araçlardandır ama bunlara boyun eğmemek lazım. Sözü ve hakikati söylemeye devam etmek lazım diye düşünüyorum.”

‘Sosyal medyadan korkuyorlar’

Ana akım medyanın HDP, DEVA Partisi ve genel olarak muhalefet partilerine yönelik yayın ambargosunu ve iktidarın sosyal medyaya dönük kapatma söylemlerini değerlendiren Ülsen, şunları söyledi: “Bunu büyük bir korkunun, büyük bir endişenin dışa vurmuş tezahürü olarak görüyorum. Bunun başka türlü bir açıklaması olamaz. Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi değil. Türkiye’de demokratik düzen ve kuralları bellidir. Bunun içerisinde sosyal medyayı kapatacağız, bazı platformları kapatacağız gibi söylemler iktidarın güç kaybettiğine dair büyük delalettir. Tabii biraz da şununla alakalı bir şey; istedikleri kadar bizi merkez medyada yok saysınlar, göstermesinler, sosyal medya ya da alternatif medya merkez medyanın önüne geçmiş durumda. Artık insanlar televizyondan haberleri takip etmiyorlar, sosyal medyadan takip ediyorlar. Artık alternatif medyadan haberler takip ediliyor. En son Cumhurbaşkanı’nın youtube üzerindeki videosuna gelen tepkiler üzerine yapılan bir açıklamaydı bu. Orada inşalar atık tepkilerini çok rahatlıkla dile getirebiliyorlar. İktidarların en çok sevmedikleri şey kendilerine karşı söz söylenmesi, tepki gösterilmesidir. Sosyal medya ve alternatif medyadaki bu sesi kısamadıkları için büyük bir korkuya kapılıyorlar. Ondan dolayı da bu tür açıklamalar yapıyorlar ve bunlar sadece açıklama düzeyinde kalacaktır, kapatamayacaklardır.”

Z kuşağı siyasetin çehresini tamamen değiştirecek’

DEVA’nın Z kuşağını önemsediğini belirten Ülsen, şunları ifade etti: “Bu Z kuşağı, X kuşağı, Y kuşağı bunlar sosyolojik tanımlamalardır. İşin o tarafından ziyade şunu söyleyebilirim; 2002 yılında doğan çocuklar önümüzdeki seçimde ilk defa oy verecekler. Bunun da 6-7 milyon civarında bir seçmen kitlesi olduğu söyleniyor. Bu kitle yüzde 10 barajını aşan bir sayıya tekabül ediyor. Doğduğundan beri aynı iktidarın altında yaşayan bu kuşak artık sıkıldı. Aynı yüzleri görmekten, aynı söylemleri duymaktan; değişim değişim deyip bir türü bu taleplerin yerine getirilmemesinden bıktı. Bu kuşak daha özgürlükçü ve sözünü söylerken çok cüretkâr olan bir nesil. DEVA Partisi de bu kuşağı, gençleri çok önemsiyor.  Bu gençler önümüzdeki dönemde siyasetin çehresini tamamen değiştirecekler ve o güce sahip olduklarına inanıyorum.”

HDP’yi yok sayarak siyaset yürütemezsiniz’

İktidar partisinin HDP’ye yaklaşımını kabul etmelerinin imkânsız olduğunu ifade eden Ülsen, DEVA Partisi’nin HDP’ye yaklaşımını ise şöyle değerlendirdi: “HDP Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş, legal bir siyasi partidir. HDP, Kürt meselesinin aktörlerinden biri, bölgedeki en önemli siyasi aktörlerden biri. Legal bir siyasi parti olması sebebiyle de tabii ki bazı alanlarda ortaklaşılabilir ve bazı meselelerde fikir alışverişinde bulunulabilir. Onu siyasi bir aktör olarak muhatap almak zorundasınız. Onu yok sayarak, görmezden gelerek siyaset yürütemezsiniz. Bence iktidar partisinin yürütmüş olduğu bu politikanın bir karşılığının olmadığını görecekler ve tekrar dönecekler, HDP ile siyaset yapmaya, HDP’yi siyasi bir muhatap olarak kabul etmeye. Bölgemizin bir gerçekliğidir ve HDP’nin de bir kitlesi, tabanı var, talepleri var.  DEVA Partisi’nin Kürtlere, Kürt meselesine ilişkin çeşitli önerileri, görüşleri var. Parti programında da var ve Kürt meselesine bakışımız tamamen hak temellidir. Eşit vatandaşlık temeli üzerinde yeni bir anayasayla beraber hak temelli olarak Kürt sorununa çözüm bulabilirsek, HDP’nin de talep ettiği meseleler üzerinden aynı noktaya geliyor olabiliriz. Burada temel sıkıntı şu ve sadece HDP ile alakalı olarak da söylemeyeyim, genel olarak ifade edeyim. Kürtlerin bir hak talebi var. Anadilden eğitimden tutun da eşit vatandaşlık hakkına kadar süregelen talepleri var. Kürtler bunların karşılanmasını ve muhatap alınmayı talep ediyorlar. Bu muhataplık meselesi de daha önceki iktidarların görmezden geldiği bir konuydu. Bir dönem bu gerçekleştirildi ve bir muhataplık söz konusu oldu ama o muhataplığın karşılığında verilmiş olan sözlerin hiç biri tutulmadı. Yeni anayasa konuşuldu, tartışıldı hatta taslak metinler ortaya konuldu. Vatandaşlık tanımı ile ilgili ciddi tanımlar yapıldı. İşte bu talepler gerçekleştirilmediği için Kürt meselesi ciddi bir mesele olarak duruyor. Biz ne diyoruz; hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık temelinden bakıyoruz Kürt meselesine ve anayasal düzlemden bakıyoruz. Bunu yaptığımız taktirde somutta görünen tüm meselelerin çözüleceğini düşünüyoruz.”

‘DEVA Partisi bölgede çok büyük karşılık alacak’

Bölgede ve Diyarbakır’da DEVA’ya büyük bir ilginin olduğuna dikkat çeken Ülsen, “DEVA Partisi’ne bölgede çok ciddi bir ilgi, alaka var. İl Başkanlığı görevini almadan önce de bunu sokakta insanlarla konuşurken hissediyordum. İl Başkanlığını aldıktan sonra da bu teveccühü daha fazla gördüm. Toplumun her kesiminden, emeklisinden çalışanına, işçisinden öğrencisine kadar her kesimden insanlar ulaşmaya tanışmaya, görüşmeye çalışıyor ve bu bizi çok mutlu ediyor. Bence DEVA Partisi toplumsal tabanda çok ciddi bir karşılık görüyor ve görmeye de devam edecek. Bizim sürekli tabanla temas halinde olmamız, sürekli onlarla konuşmamız, onlarla iç içe olmamız. Yani, sırça köşklerimize çekilip toplumu bir kenara koyarsak zaten bu iş çözülmez. Halkın talepleri var ve bu talepleri alıp çözebildiğimizi halka sunmak istiyoruz. DEVA Partisi’nin bölgede çok büyük karşılık alacağını düşünüyorum” diye konuştu. 

Diyarbakır’daki demografik yapıyı harmanlayıp il yönetimine yansıtacağız’

İl ve ilçe teşkilatlarının kurulma çalışmalarına başladıklarını ifade eden Ülsen, sözlerini şöyle sürdürdü: “2 gün önce oldu ilk kurucu başkanlık görevinin verilmesi. Şuanda teşkilatlanma ile ilgili çalışmalarımız başladı. İl binamızı bulmakla alakalı çalışmalarımız var. Bir taraftan da il yönetimini oluşturarak ardından da ilçe yönetimlerinin şekillenmesini sağlayacağız. Bu bence diğer çalışmalardan daha fazla önem arz ediyor. Çünkü Diyarbakır’daki demografik yapıyı, insanların inançları, dilleri, sosyal statüleri bütün bunları harmanlayıp toplumu olduğu gibi il yönetimine yansıtmak gibi bir derdim var. Eğer bunu başarabilirsek diğer çalışmalar çok kolay olacaktır. Halka ulaşmak kolaylaşacaktır derken ne kastediyorum, emekli kesimin de il yönetiminde temsil edilmesi lazım. İş camiasının, hukuk camiasının, sağlık camiasının; yani her toplumsal yapının bir şekilde il yönetiminde olması gerektiğini düşünüyorum. Biz bu yapıyı sağlayabilirsek aynı zamanda basın ile de aylık toplantılar yapmayı düşünüyoruz. Saha çalışmalarımız olacak Diyarbakır’a ilişkin ve bunları paylaşacağız. Sahadan elde ettiğimiz bilgilere göre müdahalelerde bulunacağız.”

Herkesin inançlarını yaşayabilecekleri bir özgürlük ortamı istiyoruz’

2 Temmuz Sivas Madımak katliamının yıldönümünde Alevi yurttaşların inanç özgürlüğüne DEVA Partisi’nin yaklaşımını değerlendiren Ülsen, şu ifadeleri kullandı: “Bizim programımızda Alevi vatandaşlarımıza yönelik neler yapılacağına dair ayrıntılı temel prensipler belirlenmiş. İnanç özgürlüğünü çok önemsiyoruz. Sadece Alevi vatandaşlarla alakalı değil bütün inanç kesimleriyle ilgili, herkesin inançlarını yaşayabilecekleri bir özgürlük ortamı istiyoruz. Pozitif ayrımcılıktan yanayız. DEVA’nın Kurucular Kurulu’nda da Alevi kökenli kurucularımız da var. Alevilerin ve diğer inanç gruplarındaki vatandaşlarımızın, inançlarını özgürce yaşayabilmeleri için gerekli ortamı sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Hem yasal hem de fiili düzlemde bunları yapacağız.”

Bizim kapımız herkese açık ve herkesle beraber olmak istiyoruz’

Diyarbakır’da her siyasal partinin seçmen tabanına açık olduklarını belirten Ülsen, şu mesajı verdi: “Diyarbakırlı vatandaşlarımıza şunu söylüyoruz; partimizin il teşkilatı kurulduktan sonra herkesi bekliyoruz. Ama çay içmeye ama sohbet etmeye ama konuşmaya. Bizim kapımız herkese açık ve herkesle beraber olmak istiyoruz. Bu beraberliği birlikte büyütmek istiyoruz. Bu birlik ve beraberlik gerçekleştiğinde Diyarbakır’ın da güçleneceği kanaatindeyiz. Bize inansınlar, güvensinler. 

Geri kalmış bölgelere yönelik pozitif ayrımcılık uygulayacağız’

Bölgenin ekonomik geri kalmışlığının giderilmesi noktasında DEVA Partisi’nin yaklaşımına değinen Ülsen, son olarak şunları kaydetti: “Tabii bu iktidar olmakla alakalı bir şey. Sanayi anlamında ekonomi anlamında da geri kalmış bölgelere yönelik pozitif ayrımcılık uygulayacağız. Teşvikler noktasında, ekonomik göstergelerin değişmesi noktasında partimiz elinden geleni yapacaktır.”

Cihan Ülsen kimdir?

1980 yılında Diyarbakır’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Diyarbakır’da tamamladı. 2005 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Şu an Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde eğitimine devam etmekte.

2007 yılından bu yana Diyarbakır’da Serbest Avukatlık yapmakta. 2014 yılından bu yana Diyarbakır’da yayınlanan Yokuş Yol’a dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yapmakta. 2009-2014 yılları arasında Diyarbakır MAZLUMDER’de (İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği) Başkan Yardımcılığı ve Genel Koordinatörlük görevlerini üstlendi. 2016-2018 yılları arasında Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Baro çalışmalarında İnsan Hakları Merkezi ve Adli Yardım Koordinatörlüğü görevlerini üstlendi. 2019 yılında Diyarbakır Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı’nda Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Evli ve üç çocuk babasıdır.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.