VİDEO - Enflasyon kuşu da kuşçuyu da vurdu

VİDEO - Enflasyon kuşu da kuşçuyu da vurdu
Son zamanlarda artan enflasyon güvercin yem fiyatlarında tavan yaptı. Güvercin beslemenin apayrı bir tutku olduğu Diyarbakır’da, hayat pahalılığı ve artan yem fiyatları, kentte ‘kuşbaz’ olarak tanımlanan kuş besleyicilerini de etkiledi.

Mümin Ağcakaya

TİGRİS HABER - Çocukluğundan beri kuş besleme tutkusu devam eden kuşbaz Veysi Yakışıklı, yaklaşık 7-8 yaşından beri güvercinlerle içli dışlı olduklarını hatta güvercinlerini de aileden saydıklarını söylüyor, şunları anlatıyor; “Güvercinsiz bir gün düşünmüyorum. 24 saat çalışıp, yorgun düşeyim, kuşlarımın yanında 10 dakika kalmak yetiyor bana. Bütün yorgunluğum, stresim yok oluyor. Hiç iş yapmamış gibi oluyorum. Böyle bir aşk, böyle bir sevda olamaz.”

guvercin-tigris-1.jpg

Artan fiyatlar karşısında zor durumda kalan, kuşlarını beslemekte zorluk çeken, bu yüzden bazı güvercinlerini satmak zorunda kalan kuşbazlardan Veysi Yakışıklı ve Hacı Mehmet Tekas Tigris Haber'e konuştu.

Veysi Yakışıklı, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Güvercin beslemek bir tutkudur

Bu tutku sizde nasıl başladı? Bu konuda size kim örnek oldu?

Eskiden bütün Diyarbakır evlerinde güvercin olurdu. Büyüklerimiz beslerdi. Oradan bize aşılandı. İyi ki aşılandı. İnsanı birçok kötülükten korur. Kahve kültürümüz yoktur. Evden işe işten de güvercinlerimizin yanına. Son derece memnunuz. Bu sevdayı ben de çocuklarıma aşılıyorum.

Güvercinle uğraşan insan nasıl bir kişilik sahibi oluyor?

Güvercin olsun veya her hangi bir hayvanla ilgilenen biri kolay kolay kötü alışkanlıklar edinmez. Çünkü aklı fikri hayvanlarında olur. Önce eve, hayvanlarımın yanına gideyim, onların yemlerini vereyim, temizliklerini, bakımlarını yapayım, onlara ilgi ve sevgi göstereyim diye düşünür. Arkadaşlar bir araya gelip güvercinler üzerine sohbetler ederiz. Bunlar bizim için dünyaya bedeldir.

Bunu ticaret için yapmıyoruz. Geçimini sağlamak için ticaretini yapan arkadaşlarımız da vardır. Ama bizim için sadece bir zevktir, bir hobidir.

yakisikli-tigris.jpg

Veysi Yakışıklı

Zamanla size alışan güvercinlerle aranızda nasıl bir etkileşim oluyor?

Kuş sahibini her zaman tanır. Bunun tecrübesini çok yapmışız. Örneğin sen bu kuşu kümesine kolayca sokamazsın ama beni gördüğü gibi hemen içeri girerler. Başka biri kuşu uçarken indiremez ama beni gördükleri gibi hemen inerler. Sahipleri kuşlara bunu öğretir ve kuşlarda buna alışırlar.

Bu dostluk kelimelerle anlatılacak gibi değildir

Kuşlarıma benim bakmamla başkasının bakması ayrıdır. Benim güvercinlerim beni gördükleri zaman sevinirler ve adeta ne yapacaklarını bilemezler. Ama yabancı birini gördükleri zaman ürkmeye, stres yapmaya başlarlar. Çünkü yumurtadan çıktıktan sonra bizim sesimize, kokumuza alışmaktadırlar. Sürekli yemlerini, sularını verdiğimiz için devamlı bizi görmektedirler. Onlarda kendileriyle ilgilenilmesinden memnun olmaktadırlar. Onlarda bunu hissedebilmektedirler. İster istemez aramızda bir bağ oluşuyor. Yemini, suyunu verdiğimde sürekli beni görüyorlar. Gördüklerinde de sevinçlerini belli ediyorlar. Bu sevinci görmek de benim için dünyalara bedeldir. Seslendiğimiz zaman sesimizi tanıyorlar. Merdivenden çıkmaya başlamamla birlikte geldiğimi anlıyorlar ve hepsi hareketlenmeye başlıyor.

Özel bir eğitim almadık. Daha çok büyüklerimizden gördüğümüz gibi ilgilenmeye başladık ve zamanla bizde de oluşan deneyimlerle aramızda bir bağ oluştu.

Onlarla koca bir aile oluyoruz

Kendinize bağlamak için neler yapıyorsunuz?

Öncelikle sevgimizi veriyoruz. Onlar da bunu hissediyor. Bir hayvanı beslediğin zaman her şekilde hayvan bunu hisseder. Bu hissi ona verdiğin zaman Diyarbakır’ın neresine bırakırsan bırak gelir seni bulur.

Senden o sevgiyi ilgiyi bulmazsa uçtuğu zaman bir daha geri gelmez. Kuşla aradaki bağı güçlü tutmak gerekir, bu bağ koptuğu zaman o da senden uzaklaşır, bir daha geri gelmez.

Eve gitmek istediğimde arkadaşlar;’Gitme bekle’ dediklerinde ben,’Evde yüz tane evladım beni bekliyor.’ Diyorum. Bunu hepimiz de söylüyoruz.

guvercin-tigris-2.jpg

 Güvercinler gelme zamanımızı biliyorlar. Böyle çok kalabalık, mutlu ve huzurlu bir aile oluyoruz. Ben herkese de tavsiye ederim. Güvercinlerle ilgilenince günün bütün stresi ve yorgunluğu gidiyor. Sinirler boşalıyor. Bir terapi görmüş gibi oluyoruz. Kimi insan kedi ya da köpek besliyor. Hepsinde de ister istemez arada duygusal bir bağ oluşuyor. Ben huzuru onlarda buldum.

Hayat pahalılığı kuşu da kuşçuyu da vurdu

Daha önce 150-200 civarında beslediğim güvercinim varken, varken bir kısmını vermek zorunda kaldım. Mecbur kaldım. Çünkü bu hayat pahalığı içinde artan yem fiyatlarıyla baş etmek bizim için çok zor oldu. Üzülerek de olsa bir kısmını satmak zorunda kaldım. Güvercinlerimi vermek benim için çok zor oldu. Bu hayat pahalılığı, enflasyon bizi de kuşu da kuşçuyu da vurdu.

**

Diyarbakır Fatih Mahallesinde doğup büyüyen kuşbazlardan Hacı Mehmet Tekas da güvercinlerle ilgili serüvenini şöyle anlatıyor;

Zamlar hayvan severleri de etkiledi

 “Büyüdüğümüz avlulu evlerde bu merak bizi de sardı. Komşuların, büyüklerin ilgilenmesi bize de geçti. Rahmetli babam keklik besliyordu.  O zamanlardan beri ben de güvercin beslemeye başladım. Balkonda, damda, avluda, odada olsun kuş besledim. Evim dubleks üç kümes var. Kuş merakı değişecek, bırakılacak bir şey değil.

Her gün aynı saatte çıkıp yemini veriyorum. Saati geldiğinde kapı koluna elimi attığım zaman hepsi havalanıp üstüme doğru geliyor. Yemini veriyor, sularını değiştiriyorum. Yabancı biri olduğu zaman üstüme doğru gelmiyor, uzak duruyorlar.

tekas-tigris.jpg

Hacı Mehmet Tekas

Zamlar iğneden ipliğe kadar her şeyi etkiledi. Bütün hayvan severleri de etkiledi. Kuşyemleri, kedi, köpek mamaları olsun her şeye zam geldi. Bu zamlar besleyecek gücümüzü fazlasıyla zorlamaya başladı.

Bugün bir kilo yem on milyon. Çoğu arkadaş yem alamadıkları için kuşlarını sattı. Herkes beslediği kuş sayısını azalttı. Benim 100 kuşum vardı ben de sayıyı düşürmek zorunda kalacağım. Besleyebilme gücümü aşıyor.

Bir tek yem de değil. Bunun bakımı, temizliği, ilacı pahalandı. İnsan ilacından daha pahalı. Bir kuş rahatsız olduğu zaman veterinere götürüyorsun en küçük bir ilaca 50 milyon para veriyorsun. Ne sigortası var ne kaskosu var. Mecburi ödüyoruz. Tek güvencesi biziz.

 

 

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.