VİDEO - HASIRDA KADIN ELİ
Mümin Ağcakaya
TİGRİS HABER - Diyarbakır’da kadınların en sevdiği süs ve takılardan olan hasır eskiden oldukça yaygın ve erkeler tarafından yapılıyordu. Fabrikasyon üretimlerin piyasaya hâkim olmasıyla yok olmaya yüz tutmuş birçok meslekler gibi hasırcılık da unutulmaya yüz tutan meslekler arasına katılmıştı. Geçmişte yaygın olan ve çevre illerde de bilinen ve aranan takılardan olan hasırcılığı yapanların sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar azalmıştı. Bu işi yapan ustalar da küçük atölyelerinde mesleğin son temsilcileri olarak ayakta durmaya çalışıyorlar.

Kadınlar için yeni bir istihdam alanı
Diyarbakır Surlarının Ali Paşa Mahallesinde bulunan 47. Burcunda geçtiğimiz günlerde; ‘Diyarbakır Hasır Evi’ açıldı. Diyarbakır Hasır Evi’nin usta öğreticileri ve yöneticileri; Tigris Habere konuştular. Söyleşi de; açılışı yapılan hasır eviyle hem yok olmayla yüz yüze gelen hasırcılığı yeniden canlandırmayı, kadınların çok sevdiği bir süs ve takı eşyası olan hasırı Diyarbakır’ın bir markası haline getirmeyi amaçladıklarını anlattılar. Diyarbakır Hasır Evi’nin yönetici ve ustaları; burada sadece kadınların çalıştığını, eskiden sadece erkelerin yaptığı hasırcılığa kadınların da el atarak; kadınlara yeni bir istihdam alanı yarattıklarını hatta ileri de bu çalışmaları bir kurs ve okul sistemine de kavuşturacaklarını söylediler.

Diyarbakır’ın tanınan bir markası haline getirmek amaçlanıyor
Diyarbakır Hasır Evi takı tasarım ustası ve yöneticilerinden Fırat Ekinci açtıkları bu atölyenin amaçlarını;

“Diyarbakır el sanatlarının yok olmak üzere, neredeyse usta yetişemez duruma geldi. Üretime ilgi azaldı. Bu işi daha ileri taşımak için kadınlardan destek aldık. Kadın istihdamını arttırmak ve Diyarbakır el sanatlarını onlarla beraber daha ileri taşımak için, ustalarımızdan aldığımız eli onlarla beraber bir sonraki nesillere taşımak için bu projeye başladık.

İçerdeki atmosfer gerçek anlamda geçmişe doğru bizi bir yolculuğa çıkarıyor. Ziyarete gelenleri; takı tasarımları görüp gezebilecekleri bir yer oldu. Biz atölyelerimizde sürekli bu işi yapıyorduk. Kadınlar bu işi yapamaz gibi bir algı vardı. Hem bunu yıkmak için kadınlar gerçek anlamda bütün işleri yapabiliyorlar. Hatta bizden daha iyi dokunuşlarda bulunuyorlar. Çünkü takıyı kendileri takıyor. Bazen bizim görmediğimiz noktaları görüyor ve müdahalede bulunarak tasarım daha güzel ve estetik tarzda çıkabiliyor.
Kadınlar için ilham oluyor
Bu algıyı yıkmak için de kadınlarla hasır işini yapmak bir tercihimiz oldu. Burada kadın arkadaşlarımızın üretim yapması başka kadınlara da ilham oluyor. Biz de yapabilir miyiz diye soruyorlar.
Kadın istihdamına katkı sağlamak bizim için ayrı bir gururdur. Bu ileriki süreçte belki bir sanat okuluna ya da kurs yerine dönüşebilir.” Diye dile getirdi.

Küçük yaşlarda başladığı bu mesleğe 25 yılını veren usta öğretici ve yöneticilerden; Haşim Birtane’de; “Hasırımız 400-500 yıldır yapılan bir takı. Son dönemlerde makinalaşma ve sanayileşmeye doğru gittiği için Fırat Ekinci arkadaşımızla beraber bu çalışmalar içine girdik. Bende 25 yıldır bu mesleğin içindeyim. Diyarbakır’da şu an hasır yapan ancak 7-8 atölye var. Gün geçtikçe bu meslek yok olmayla karşı karşıya.
Geçmişten kalan mirası yeniden canlandırmak
Tarihi Surlarımızdaki bu mekânda kültürel değerimiz olan hasır takısını tekrar yaşatmaya ve görülür kılmaya çalışıyoruz. Bize geçmişten değer olarak kalan bir mirasın yok olmasını istemiyoruz. Diyarbakır’ın tanıtımına da önemli katkısı olacağına inanıyoruz.”

Kadın hasır ustası Hasret Karadağ; “Bu mesleğe başlayalı iki yıl oldu.
Bir kadına bu imkân tanındığı ve kadınlara destek olunduğu için burada çalışmam büyük bir zevk. Bu işi yapmak hoşuma gidiyor. Her şeyden önce bu bir sabır işi. Ama bir o kadar da güzel bir işi. Ustalarım deneme sürecinde sabırla öğrettiler. Bu işe başladığımdan beri bendeki değişikliklerin farkındayım. Her şeyden önce sabrı öğretti. Güzelliği öğretti. Başta zorlanıyordum ama artık bunu aştım ve kendime güvenim geldi.
‘Eskiden erkek işi olarak görülüyordu. Kadınlar olarak biz de yapabiliyoruz’
Eskiden sadece erkeklerin işi olarak görülen hasıra kadın eli değince, kadınların da istediği zaman yapabileceği görülmüş oluyor. Her kadının da yapabileceğine inanıyorum. Bir kadın için hasırcı olmak çok kolay bir iş değil ama yapabildiğin zaman kendine güvenin geliyor. Erkeler yapıyorsa ben neden yapamayayım diyorsun. Azmedince yaptığını görüyorsun. Bu yüzden bir işi başarmak insanın bakış açısını da değiştiriyor.”
‘Kadın eline güzel yakışıyor’
Usta öğreticilerden Nejla Kaya ise; unutulmaya yüz tutmuş mesleklerden bir haline gelen hasırcılık mesleğini kadınların da el atmasıyla yeniden canlandırılması ve ileriye taşınması çok olumlu bir çaba. Unutturmayarak ve üstelik yeniden Diyarbakır kültüründe bilinir ve anılır olması geçmiş kültürün yaşatılması açısından olumlu bir çaba olarak görüyorum. Bu iş el emeği göz nuru bir iş. İncelik gerektiriyor. Kadın eline de güzel yakışıyor. Kadınların el attığı her yer ve her iş güzelleşiyor. ‘Diyarbakır Hasır Evi’ni kadınlar için bir şans olarak görüyorum.” Diye konuştu.




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.