VİDEO -Vali Güzeloğlu ve Şanlı kan davalı aileleri barıştırdı

VİDEO -Vali Güzeloğlu ve Şanlı kan davalı aileleri barıştırdı
VİDEO - Lice ilçesi Tepe Köyü'nde, Yıltaş ve Dakman aileleri arasında 13 yıl önce bir arazi anlaşmazlığı sonunda iki kişinin ölümüyle başlayan husumet, Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun girişimi ve MÜSİAD Diyarbakır Şubesi eski Başkanı İsmail Özşanlı'nın çabalarıyla barışla noktalandı.

Tigris Haber - Yıltaş ve Dakman ailelerinin barışmasına öncülük eden Vali Güzeloğlu barış yemeği öncesi yaptığı konuşmada tüm topluma barış mesajı verdi.

img_9400.jpg

Yanlışta ısrar etmek akılsızlıktır!

Akılla hareket etmenin önemine değinen Vali Güzeloğlu, “Yanlışta ısrar etmek akılsızlıktır. Affetmek büyüklük ve aklı kullanarak doğruyu tercih etmektir. Ve şüphesiz tüm bunlar hem dünya için hem de inancımızın ebedi hayatı için kurtuluş ve esenlik demektir. İslam zaten bir esenlik yurdu bir selam yurdu bir huzur yurdu dünyada insanlara ve Müslümanlara vaat etmektedir” diye konuştu.

img_9352.jpg

Barışa, selama, esenliğe katkıda bulunan herkese selam olsun!

Bu toprakların mübarek topraklar olduğunu ifade eden Güzeloğlu, son olarak şu mesajı verdi: “Bu topraklar peygamberimizin arkadaşı, dostu sahabe-i kiram’ın topraklarıdır. Bize düşen de bu tavırdır. Bugün bu tavrın burada sergilenmesinden büyük mutluluk duyuyorum. Barışa, selama, esenliğe katkıda bulunan herkese selam olsun diyorum. Başta bu büyüklüğü gösteren ailemiz olmak üzere, katılarak bugün burada kavli karar eyleyerek, kitabullah’ın karşısında ve huzurunda bu sözü, imani ve insani olarak bu sözü vaat ederek bu fitneyi bitiren hepinize ve teşrif eden herkese çok teşekkür ediyorum. Hepinizden Allah razı olsun. Sadece bu iki ailemiz değil, bütün Diyarbakır, bütün ülkemiz ve bütün İslam aleminde barış, huzur ve esenlik daim olsun.”

Yıltaş ve Dakman aileleri barıştı

Diyarbakır’ın Lice ilçesi Tepe Köyü'nde, Yıltaş ve Dakman aileleri arasında 2006 yılında başlayan husumet Vali Hasan Basri Güzeloğlu ve MÜSİAD Diyarbakır Şubesi eski Başkanı İsmail Özşanlı'nın girişimiyle barışla sonuçlandı.

Kaplan City Parkta verilen bir barış yemeği ile bir araya gelen Yıltaş ve Dakman aileleri aralarındaki husumete son verdi.

Barış yemeğine, başta Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Lice Kaymakamı, Abdülkadir Çelik, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, İl Emniyet Müdürü Tacettin Aslan, Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Halis Zafer Koç, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Başoğlu,  MÜSİAD Diyarbakır Şubesi eski Başkanı İsmail Özşanlı, Diyarbakır İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır, STK temsilcileri, Diyarbakırlı ses sanatçısı İzzet Yıldızhan, Yıltaş ve Dakman ailesinden aile büyükleri ve çok sayıda kişi katıldı.

img_9345.jpg

Barış töreni Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından Nebi Camii İmam Hatibi Ömer İler, barışa dair kısa bir açılış konuşması yapıtı. Ardından Lice Kaymakamı Sayın Abdulkadir Çelik, sağlanan barıştan dolayı memnuniyetini belirtti.

img_9334.jpg

Barış yemeğinde Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ve MÜSİAD Diyarbakır Şubesi eski Başkanı İsmail Özşanlı birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından Yıltaş ve Dakman aileleri Kuran-ı Kerim altından geçerek tokalaştı. Ardından verilen barış yemeği ile her iki aile bireyleri arasındaki husumet son buldu. Yemekten sonra İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır’ın duaları ile barış yemeği sona erdi.

img_9349.jpg

Yıltaş ve Dakman ailelerinin barışmasına vesile olan Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, barış yemeğinde konuştu.

img_9356.jpg

‘Bir toplumun huzurunu vicdan muhasebesi sağlar’

Konuşmasında barış vurgusunu öne çıkaran Güzeloğlu, “Üç ayların rahmet ve mağfiret ikliminde bugün peygamberler ve sahabeler şehri Diyarbakır'da imanımızın, inancımızın ve ahlakımızın bize emrettiği bir buluşmadayız. İnsanların en hayırlısının insanlara faydası dokunan ve insanlara katkısı bulunanlar olduğuna inanan bir dinin mensuplarıyız. Haksız yere bir can almanın bütün insanlığı katletmek derecesinde bir günah olduğuna inanan bir dinin mensuplarıyız. Bırakınız bir can almayı, bir kalp kırmanın, bir inananın kalbini kırarak onu üzmenin büyük bir günah olduğunu bilen bir anlayışın temsilcileriyiz.  ‘Bir kez gönül kırdın ise bu kıldığın namaz değil. 72 millet dahi elin yumaz değil’ diyen Yunus Emrelerin takipçisiyiz. Bir kötü sözün bin türlü iyiliği yok edeceğini, kırılan bir kalbin asla onarılmayacağını bilen bir medeniyet geçmişine sahibiz. Ve muazzez peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (S.A.V); ‘Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim’ beyanını takip etmek mecburiyetindeyiz. Şüphesiz ki, bu temel düsturlara elhamdülillah inanan bir Müslüman olarak bu doğrultuda hareket etmek, hal ve hareketlerimizi, yaşamımızı bu çerçevede düzenlemek mecburiyetindeyiz. Çünkü bunlar aynı zamanda insanın ve toplumun huzurunu, mutluluğunu ve esenliğini sağlar. Bir toplumun huzurunu vicdan muhasebesi sağlar. Şüphesiz güvenlik görevlileri, mensupları, devletin kolluk güçleri vardır. Ama aslolan herkesin vicdanında bu muhasebeyi yapmakta olduğudur. Yanlışa yanlış demek, doğrunun yanında yer alabilmek. Hele bu yanlışların en büyüğü bugün hayırla sonuçlandığı gibi, haksız yere bir can almak. Ama bunun daha büyüğü bu yanlışın üzerinde ısrar etmektir. Daha da vahimi bu yanlışa yanlışlar katmaktır” diye konuştu.

 

‘Yanlışta ısrar etmek akılsızlıktır’

İnsanların aklıyla hareket etmelerinin önemine değinen Vali Güzeloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnsan aklıyla zengin olan ve insan olan bir varlıktır. Akıl Cenabı Allah’ın her insana ve inanana verdiği bir nimet ama aynı zamanda mesuliyettir. Aklımızla hareket etmek ve şüphesiz bu çerçevede hayatımızı tanzim etmek zorundayız. Aklımız ve inancımız da bize doğruyu emrediyor. ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu’ ayeti kerimesi buna işaret ediyor. Yanlışta ısrar etmek akılsızlıktır. Affetmek büyüklük ve aklı kullanarak doğruyu tercih etmektir. Ve şüphesiz tüm bunlar hem dünya için hem de inancımızın ebedi hayatı için kurtuluş ve esenlik demektir. İslam zaten bir esenlik yurdu bir selam yurdu bir huzur yurdu dünyada insanlara ve Müslümanlara vaat etmektedir. Şüphesiz insan beşer, şaşar. Hocamızın dediği gibi ilk insan Adem’in çocuklarından başlayarak ne acı ve yazık ki, fıtratında olan bu yanlış ve insana yakışmayan tavırlar hep vardır. Ama şuradaki kahir ekseriyetin ortaya koyduğu bir iradeyle bir akılla bir muhakemeyle bu yanlışların üzerine gidilmeli e şimdiki gibi hamdolsun barış temin ve tesis edilmelidir.”

‘Yaşanan acı olaylarda hayatını kaybeden kardeşlerimize rabbimden rahmet diliyorum’

 Acı olaylarda yaşamını yitirenleri anarak konuşmasını sürdüren Güzeloğlu, şunları söyledi: “Ben geçmişte yaşanan acı olaylarda hayatını kaybeden kardeşlerimize rabbimden rahmet diliyorum. Allah gani gani rahmet eylesin, günahlarını affetsin ve cennetiyle buluştursun inşallah. Ama bugün burada onun üzerine inancımızın, imanımızın, insanlığımızın gereği olarak barışı tesis eden, başta ailenin değerli büyükleri olmak üzere hepsine de bu anlamda sevgi ve muhabbetlerimi iletiyorum. Kim bir hayra katkı koyuyorsa, kim insanlar arasında barışa bir çaba sergiliyorsa Allah ondan bin kere razı olsun. Yol üzerindeki taşı kaldırmak imanın bir şubesi ise şüphesiz insanlar arasındaki bu tip huzursuzlukları, davaları, kanın akmasına dönük böyle büyük yanlışları önlemek de çok büyük hayır ve sevap demektir.”

img_9380.jpg

‘Bırakın can almayı, gönül yıkmamalıyız, gönül kırmamalıyız’

 Barış yemeğine katılanlardan bir ricası olduğunu belirten Güzeloğlu, şöyle konuştu: “Bunları zaten cahiliye döneminin yanlışları olarak sevgili peygamberimiz veda hutbesinde geride bıraktım, bitirdim dedi. Biz bunları bitirmeliyiz. Bunları bir daha yaşatmamak, asla bu büyük acılarla buluşmamak adına her biriniz ve her birimiz bir büyük mesuliyet göstermeliyiz. Aklımızla hareket ederek, imanımızın bize vaaz ettiği bu doğruları hayata geçirmeli ve 7’den 77’ye bunu bıkmadan, usanmadan tekrar edip dile getirip söylemeliyiz. Ve bunun ötesinde bırakın can almayı, gönül yıkmamalıyız, gönül kırmamalıyız. Ahlak üzere yaşayan, sevgiyi, saygıyı, edebi yaygınlaştıran bir hayat sürmeliyiz.  Sesimizi yükselmekten bile imtina edecek, bırakın insanı yaratılmış her canlıya saygı gösterecek; kuşu ölen bir çocuğa başsağlığına giden bir peygamberin ümmeti olduğunu bilerek hareket edecek bir şuur sergilemeliyiz. Bunu yapabiliriz! Bunu yapasınız. Herkes vicdanında bunu muhasebe ettiği zaman kendi doğrusunu bilecek ve görecektir.”

‘Barışa, selama, esenliğe katkıda bulunan herkese selam olsun’

 Bu toprakların mübarek topraklar olduğunu ifade eden Güzeloğlu, son olarak şu mesajı verdi: “ Her biriniz ve her birimiz bir büyük geçmişin, inancın ve ecdadın biriktirdiği zenginliğin bugün temsilcileriyiz. Diyarbakır’ın toprağına ecdat, sahabe-i kiram’a hürmet ve Resulullah’a atfen abdestsiz ayak basmayın. Diyarbakır’ın dört giriş kapısında abdest alarak bu topraklara girdi. Tıpkı Hz. Nabi’nin Medine-i münevvere girerken söylediği gibi; ‘Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâdır bu Nazargâh-ı ilâhidir Makâm-ı Mustafa’dır bu’. Bu topraklar peygamberimizin arkadaşı, dostu sahabe-i kiram’ın topraklarıdır. Bize düşen de bu tavırdır. Bugün bu tavrın burada sergilenmesinden büyük mutluluk duyuyorum. Barışa, selama, esenliğe katkıda bulunan herkese selam olsun diyorum. Başta İsmail’in babası merhum Hacı Sait olmak üzere, geçmişten bugüne hayra hizmet eden ve bugün ebediyete irtihal eden herkesten de rabbim razı olsun, gani gani rahmet eylesin diyorum. Başta bu büyüklüğü gösteren ailemiz olmak üzere, katılarak bugün burada kavli karar eyleyerek, kitabullah’ın karşısında ve huzurunda bu sözü, imani ve insani olarak bu sözü vaat ederek bu fitneyi bitiren hepinize ve teşrif eden herkese çok teşekkür ediyorum. Hepinizden Allah razı olsun. Sadece bu iki ailemiz değil, bütün Diyarbakır, bütün ülkemiz ve bütün İslam aleminde barış, huzur ve esenlik daim olsun.”

img_9346.jpg

‘Aileler arasında bir protokol yaptık’

Yıltaş ve Dakman aileleri arasında gerçekleşen barışa katkı sunan MÜSİAD Diyarbakır Şubesi eski Başkanı İsmail Özşanlı, “2006 yılında Lice’nin Tepeköy’ünde bir arazi anlaşmazlığı nedeniyle iki aile arasında husumete yol açan olay yaşanmış. Köy baraj altında kalmış. DSİ, köyün tapu bölüşmesini yaparken ailelerin anlaşmazlığı yüzünden iki vatandaşımız hayatını kaybediyor. O günden devam eden bir kan davasıdır. Geçenlerde Sayın Valimiz Lice’ye muhtarlarla bir toplantıya geldi. O toplantıda Sayın Valim bu konuyu bana sordu. Yıltaş ve Dakman aileleri arasında 2006’da başlayan husumetin devam ettiğini Sayın valimize arz ettim. Sayın valim Mustafa Paşa’yı çağırarak ilçe Kaymakamımızı görevlendirdi. Sayın Valimizin görevlendirmesiyle gidip ailelerle görüştük. Biz de Mustafa Paşa, İlçe Kaymakamı ve muhtarla köye gidip ailelere Sayın Valimizin selamını götürdük. Barış için Sayın valimizin mesajlarını ilettik. Daha sonra ben ve Ethem Işık barış görüşmelerini devam ettirdik. Arazi anlaşmazlıklarına yol açan parselleri belirledik, bölüştürdük. Bu konuda askı süresi de bitti. Sonrasında aileler arasında bir protokol yaptık. İlçe kaymakamı Abdülkadir Çelik, ben, Ethem Işı ve taraflar da bu protokole imza attık. Barış gününü belirledik ve bugün de Kuran-ı Kerim’in altında geçerek aileleri barıştırdık. Bu barışın mimarı Sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu’dur. Yıltaş ailesi barışa yol verdiği için kendilerine teşekkür ediyorum. Barış ve kardeşlik içinde yaşamak varken kan davasını sürdürmenin anlamsızlığını Yıltaş ailesinin büyükleri Kudbettin Yıltaş ve Abdullah Yıltaş ifade ettiler. Ülkemize yakışan barış ve kardeşliktir. Zaten birçok düşman ülkemize yeterince zarar veriyor. Bizim birbirimize düşmanlık etmemizin manası yoktur düşüncesiyle bugün iki aile arasındaki husumet son bulmuştur.” şeklinde konuştu.

img_9340.jpg

Haber: Ali Abbas Yılmaz

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.