Av. Dr. Sezgin Tanrıkulu’ndan belgeleriyle CHP’nin Kürt sorununa yaklaşımı kitabı

Av. Dr. Sezgin Tanrıkulu’ndan belgeleriyle CHP’nin Kürt sorununa yaklaşımı kitabı
CHP Diyarbakır Milletvekili Adayı Sezgin Tanrıkulu’nun kaleme aldığı, “Bir De Benden Dinleyin / CHP Kürt Sorununun Çözümünde Ne Dedi?” adlı kitabı, Türkiye Cumhuriyeti 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önsözüyle okurlarıyla buluştu.

TİGRİS HABER - “CHP Kürt Sorununun Çözümünde Ne Dedi?”

“Bir De Benden Dinleyin”

Ömrünü insan hakları savunuculuğuna adayan CHP Diyarbakır Milletvekili Adayı Avukat Dr. Sezgin Tanrıkulu, CHP’nin Kürt sorununun çözümü konusundaki politikalarını ve bugüne kadar neler söylediğini önemli detaylarıyla ortaya koyduğu “Bir De Benden Dinleyin / CHP Kürt Sorununun Çözümünde Ne Dedi?” adlı kitabı yayımlandı.Sezgin Tanrıkulu,Türkiye Cumhuriyeti 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önsözüyle Scala Yayıncılık’tan çıkan “Bir De Benden Dinleyin / CHP Kürt Sorununun Çözümünde Ne Dedi?” kitabında, Kürt sorununa kalıcı çözüm üretmenin hepimizin ortak hedefi olması gerektiğini savunuyor.

“Bir Türkiye hayalim var benim”

Kitabın “Bir Türkiye hayalim var benim!” başlıklı Önsüz’ünü yazan, CHP Genel Başkanı, 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ayrıştıran değil barıştıran, çatıştıran değil buluşturan, düşmanlaştırılan değil kardeşleştirilen bir Türkiye hayali bu” diyor. Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Kurtuluş Savaşı’nda omuz omuza vererek, kıtlık zamanlarında ekmeğini, suyunu paylaşarak zafere ulaşan ve Türkiye Cumhuriyeti’ni beraber kuranların da hayali buydu. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ ilkesi bu hayalin bir cümlede billurlaşmış ifadesidir. Gizli bir ajandam yok; yıllardır tüm halkımızla paylaştığım açık bir Türkiye hayalim var benim! Ülkemizin ilerlemesi, büyümesi, genişlemesi, iç barış ve huzurun sağlanması önündeki en büyük engellerden biri olan Kürt sorununun çözülmesi, bizi demokratik Türkiye hayaline yaklaştıracak en büyük adımlardan biri olacaktır.”

“Çözüm toplumsal mutabakatla, iç barışla mümkündür”

Kürt sorununun bu ülkedeki tüm yurttaşların kişisel hikâyelerine çarpan acı yansımaları olduğunun da altını çizen Kılıçdaroğlu, “Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, bu ülkenin her şehir, köy, kasaba ve mezrasına kadar bu sorundan kaynaklı acıların izdüşümleri oldu. 100 yaşını dolduran Türkiye Cumhuriyeti, bu cumhuriyeti ayakta tutan cefakâr yurttaşlar, gelecek yüzyıllarda da bu acıları çekmeyi hak etmiyor. Birtakım ideolojik veya siyasi hesaplarla, koltuk sevdasıyla bu acıları istismar edenlerin devrini kapatmaya, AKP’nin yarattığı enkazın altındaki ülkeyi kurtarmaya, enkazı tamamen kaldırıp yeni bir Türkiye inşa etmeye kararlıyız” diye ekliyor.

Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi olarak oldukça büyük “bilgi ve birikim” sahibi olduklarını da vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Üstelik biz bu birikimi kendimize saklamadık, seçimden seçime kullanmak üzere tozlu raflarda tutmadık. Tüm önerilerimizi TBMM çatısı altında tartışmaya açtık. Fakat çözüm sürecinde bile AKP, bu önerilerimizin önüne set çekmeye, CHP’yi çözüm karşıtı olarak göstermeye çalıştı. Ömrünü insan hakları savunuculuğuna adamış, Cumhuriyet Halk Partisi’nin adalet ve insan hakları mücadelesine önemli katkılar sağlamış olan milletvekilimiz Sezgin Tanrıkulu’nun bu kitapta aktardıkları, Kürt sorununun çözümü konusundaki çalışmalarımızın ne kadar gerçekçi ve somut olduğunu ortaya koyuyor. Eğer çözüm sürecinde CHP’nin sesine kulak verilseydi, Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü yaşına ekonomik krizle, toplumsal kutuplaşmayla değil, bayram havasında girecekti. Nitekim bu kitapta okuyacağınız üzere CHP’nin sunduğu öneriler, çözümün ancak toplumsal mutabakatla, iç barışla mümkün olduğu gerçeği üzerine kuruludur” diyor. Kılıçdaroğlu, Önsöz’ü şöyle tamamlıyor:“Bu gemiyi o güzel limana ulaştırmakta, gelecek kuşaklara yapısal sorunlarından kurtulmuş, sarsıntılar karşısında temeli sağlamlaştırılmış, güçlü, demokratik, laik bir Türkiye bırakmakta kararlıyız ve mutlaka başaracağız!”

“Kürt sorunu somut adım atılmadıkça var olmaya devam edecek”

Sezgin Tanrıkulu kitabına dair yaptığı değerlendirmede ise, “Bu kitapta, CHP olarak yakın tarihte Kürt sorununun çözümüne dair parlamentodaki faaliyetlerimizin sadece bir kesitini ama esas olarak nasıl bir perspektif çizdiğimizi göreceksiniz” diyor. Tanrıkulu sözlerine şöyle devam ediyor; “Kürt sorununun TBMM çatısı altında, toplumsal mutabakatla sağlanabileceğine dair görüşümüz, çözüm sürecinde ‘sürece takoz koymak’ olarak yaftalanıyor, anti-CHP söylemine katık yapılıyordu.”

Tanrıkulu, kitabının sunuşunda, “çözüm süreci”nin, “Erdoğan’ın şahsi hırs ve hedeflerine kurban edildikten ve büyük bir yıkım sürecine dönüştükten sonra, ne yazık ki geç de olsa bu hakikat herkes tarafından kabul edilmeye başlandı”ğına dikkat çekiyor. Tanrıkulu, "Esasen 12 Eylül, kendinden önceki Kürt sorununu aratacak yeni bir Kürt sorununun başlangıcıydı... Hukuk eğitimi almaya başladığım günlerin Türkiye’de insan hakları ihlallerinin en yoğun yaşandığı 12 Eylül günlerine denk gelmesi acı bir tesadüf olsa gerek. O yüzden 2022 yılı itibariyle gökkubbe altında Kürt sorununa, Kürt sorununun çözümüne dair söylenmemiş söz kalmadığı gibi, kurulabilecek yeni sözlerin de anlamı tüketildi. Bu nedenle somut başlıklar altında ilerlemek dışında bir seçenek kalmadı” diyor.

Kürt sorununun uzun yıllar, gerçek kaynağına inilmek yerine, devletin resmi politikasının hangi koşullarda veya yöntemlerle başarılı olacağına odaklanıldığına ve Kürt sorununun bir "idare meselesi" olarak görüldüğüne dikkat çeken Tanrıkulu, "Kürt sorunu düşünseniz de, düşünmeseniz de var. Somut adım atılmadıkça da var olmaya devam edecek" diyor.

“Yeni yüzyılda Kürt sorununa kalıcı çözüm üretmek hepimizin ortak hedefi olmak zorunda”

Sezgin Tanrıkulu, kitapta "esas olarak CHP milletvekili ve kısmen yöneticisi sıfatıyla" 2011-2022 yılları arasında TBMM’de ve kamuya açık her alanda "Türkiye’de demokrasinin prangası/kelepçesi olan 'Kürt sorunu' ve insan hakları ile ilgili çalışmalarının kısa bir özetini, belgeleri ile aktarmaya" çalıştığını vurguluyor. "CHP yöneticisi ve milletvekili olarak bu süre içinde yaptıklarım bunlarla sınırlı değil elbette. Bunların tümü arşivlerde bulunuyor” diyen Tanrıkulu, bu çalışmalarında gördüğü önemli desteklere karşın bazı kesimlerden eleştiri adı altında beklemediği saldırılara maruz kaldığını ifade ediyor. Tanrıkulu şunlara dikkat çekiyor; "Bunların tümü elbette beni etkilemiştir. Çoğu zaman teşvik etmiş ve zaman zaman yorucu olmuştur. Ancak ben, daha lise öğrencisi olduğum yıllardan beri öğrendiklerim, daha sonra üniversite öğrenciliği ve mesleki yaşamımın ilk yıllarından beri benimsediğim ideallerimden vazgeçmedim. Temel insan hak ve özgürlüklerinin her yerde, her zaman ve her halükarda esas alınması gerektiğine hep inandım ve hep onun için mücadele ettim. Bunu yaptığım zaman ne kendi kimliğimi, ne içinden geldiğim toplumu ne de bizzat değerlerimi unutmadım. Bu kitap o mücadelenin ve o değerlerin kısa bir özetidir. Umarım hem hafıza tazelemeye hem de yapılmışların yeniden değerlendirilebilmesine katkısı olur."

Kürt sorununun Erdoğan’ın sorunu olmadığının görüldüğüne dikkat çeken Tanrıkulu, “Cumhuriyetin 100. yılı dolarken, yüz yılın sorunu olan Kürt sorununun ağır yükü altında giriyoruz. Yüz yılın son yirmi yılını AKP’nin istismarıyla geçirdik. Yeni yüzyılda bu çemberi kırmak, Kürt sorununa kalıcı çözüm üretmek hepimizin ortak hedefi olmak zorunda. Kürt sorunu benim sorunum, benim sorunum senin sorunun. O halde ortak soruna ortak çözüm bulmak dışında bir seçenek görünmüyor” diyor.

CHP’nin 22 soru-22 cevap deklarasyonu

Sezgin Tanrıkulu, CHP olarak Kürt sorununun yasal boyutlarını çözmek için TBMM Başkanlığı'na sundukları 27 Yasa Teklifi'nin ayrıntılarına yer verdiği kitabında, CHP olarak, 2015 yılında "22 soru-22 cevap deklarasyonuyla" temel yaklaşımlarını ilan ettiklerini ve "TBMM’ye sunduğumuz önerilerle de bu yaklaşımın somut yansımalarını kayıt altına almıştık" diye anımsatıyor ve ekliyor:

"CHP olarak bizim kendimize veya yurttaşların bize soracağı çok sayıda soru var, olmalıdır. Soru olmadan yanıt üretemeyiz. Neredeyse gittiğim her toplantıda, sokakta karşılaştığımız her yurttaşımızdan 'CHP’nin Kürt sorunu konusunda...' diye başlayan sorularla karşılaşıyorum. Bu da 22 soru-22 cevap deklarasyonunun güncel versiyonunu tekrar ele alma gereğini doğuruyor. Böylesi bir çaba söz konusu olduğunda 19 soru-19 cevap ortaya çıkıyor. Ben de eski bir CHP yöneticisi olarak, halen bir CHP milletvekili olarak, bir Kürt olarak, bir hukukçu ve insan hakları savunusu olarak böylesi bir girişimde bulunarak son sözü söylemiş olayım..."

Tanrıkulu kitabında, "2022 Yılı İtibarıyla 19 Soru - 19 Cevap" başlığı altında, söz konusu sorular ve yanıtlarına ayrıntılı olarak yer veriyor.Tanrıkulu'nun kitabında ayrıca, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e sunulan Kürt sorununa ilişkin yazılı öneriler ve aynı konularda Meclis Tutanakları ve Yasa Teklifleri de yer alıyor.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.