Aydın: İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz

Aydın: İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz
Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Ankara JİTEM davasında tüm sanıklar hakkında beraat kararı verilmesine tepki göstererek, uluslararası hukukta insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımının olmadığını hatırlattı.

Diyarbakır Barosu, öldürülen başkanları Tahir Elçi’nin faillerinin bulunması için her hafta Diyarbakır Adliyesi önünde düzenledikleri “Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü” etkinliğin 206’ncısını gerçekleştirdi. Türkçe ve Kürtçe “Seni unutmayacağız-Em te ji bîr nakin” yazılı pankartın açıldığı etkinlikte, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, askıya astıkları cüppelerin ön tarafına “Susturulan avukatlar olmayacağız” yazılı dövizler astı. Etkinliğe, Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Tabipler Odası, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Hak İnisiyatifi Derneği temsilcileri ile avukatlar katıldı.

diyarbakir-barosu-(4).jpg

Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Tahir Elçi cinayetinin üzerinden 5 yıl geçtiğini hatırlatarak, failler bulunana kadar, adalet tecelli edene kadar mücadelelerine devam edeceklerini vurguladı. Aydın, ülkede en çok ihtiyaç duyulan insan haklarının gittikçe kötü bir tablo çizmeye devam etiğini ifade ederek, Ankara’da bugün görülen JİTEM davasında verilen beraat kararına tepki gösterdi.

diyarbakir-barosu-(2).jpg

" İnsanlığa karşı işlenen suçlarda, uluslararası hukukta zaman aşımı yoktur"

Aydın, "Cinayet üzerinden beş yıl geçti. Bundan bir ay önce 28 Kasımda taleplerimizi, bütün dört yılın değerlendirmelerini bir bütün kamuoyuna sunduk. Bu konuda yetkililerin, soruşturma makamlarının, idarenin bir bütün olarak bu davaya karşı sessizliğini kamuoyuyla paylaşmıştık. Her hafta yılmadan, bıkmadan failler bulununcaya kadar devam edeceğiz. Adalet tecelli edene kadar bu mücadelemizi dostlarımızla, arkadaşlarımızla sürdürmeye devam edeceğiz. İçinde bulunduğumuz hafta İnsan Hakları Haftası, maalesef ülkede en çok ihtiyaç duyulan İnsan Hakları meselesi gittikçe kötü bir tablo çizmeye, kronikleşmeye devam ediyor. Bugün Ankara’da çok önemli bir dava görüldü. Kamuoyuna Ankara Jitem Davası olarak yansıyan ama aslında 1996 yılında Susurluk ilçesinde devletin bir kamyona çarpması sonucu ortaya çıkan devlet-siyaset ve mafya ilişkilerini ortaya koyan çok önemli belgeler ortaya çıktı. O dönemin Başbakanı Devlet Denetleme Kurulunu göreve çağırdı ve Susurluk kazası ile ilgili ortaya çıkan belgeler üzerinden bir rapor hazırlaması için bir kamu görevlisini görevlendirdi. Hazırlanan raporda devletin, siyasetin ve mafyanın karışmış olduğu kirli bir geçmiş ortaya çıktı. Bu geçmiş üzerine bir dava açıldı ve bugün Ankara’da görülen duruşmada maalesef alışık olduğumuz şekilde beraat ile sonuçlandı. Aralarında Medet Serhad, Faik Candan ve Yusuf Ekinci meslektaşlarımızın da bulunduğu 19 kişinin ölümünden sorumlu tutulan 17 kamu görevlisi hakkında açılan dava beraat ile sonuçlandı. Geçmişle yüzleşme meselesini yine her platformda aynı kararlılıkla yerine getirmeye devam ediyoruz. Bu mahkeme kararı beraat ile sonuçlanmış olabilir. Bu Türkiye Hukuku açısından bir anlam da ifade edebilir ancak bu zorla kaybetmeler, kısa yoldan yargısız infazlar meselesini uluslararası hukuk insanlığa karşı suç olarak tanımlamaktadır. Bu suçların uluslararası hukukta zamanaşımı yoktur. Türkiye hukuku bu konuda zamanaşımı öngörmüş olabilir ama uluslararası hukuk Anayasanın 90. Maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde bu dosyanın ilerde tekrar bir soruşturma/kovuşturmaya konu edilebileceğini hatırlatmak isterim. Bu dava, katledilen başkanımız Tahir ELÇİ tarafından ve Diyarbakır Barosunun komisyonlarınca ısrarla takip edildi, bundan sonra da takip edilmeye devam edilecek. Bu dosya bir beraat kararı ile kapanmış görünse de toplumun vicdanında bu dosya her zaman açık olacak. Bu suçlarla yüzleşene kadar, failler tespit edilip yargı önüne çıkarılana kadar toplum vicdanında suçlu kalmaya devam edecekler, biz de suçluları aramaya devam edeceğiz."diye konuştu.

diyarbakir-barosu-(3).jpg

" Sizler devlet adına muhalefeti dövecek sopalar değilsiniz"

Hak İnisiyatifi Diyarbakır Temsilcisi Reha Ruhavioğlu ise, yaptığı konuşmada Tahir Elçi’nin katledilmesiyle tüm Türkiye’de başlayan insan hakları krizinin giderek derinleştiğini ifade etti. Ruhavioğlu, “Burada sözümüzü dinleyen emniyet mensupları, kolluk güçleri ve görevlileri var. Arkadaşlar, sizler devlet adına muhalefeti dövecek sopalar değilsiniz. Sizler bizim toplumsal hakkımızı, insan hakları mücadelesi yürütürken hakkımızı, hukukumuzu koruması gereken kişiler, kurumlar ve birimlersiniz. Bunu bir dost nasihati, tavsiyesi olarak kabul edin. Aksi halde yarın hukuk değiştiğinde, hepimiz hukuk önünde birer eşit aktörlere dönüştüğümüzde, ‘ben neden bunları yaptım’ diye ah vah etmek zorunda kalabilirsiniz” diye konuştu.

diyarbakir-barosu-(6).jpg

ÖHD Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Muharrem Şahin ise 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla yapmak istedikleri açıklamanın engellenmesine değinerek, insan hakları ihlallerini dile getirmekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.

diyarbakir-barosu-(5).jpg

Etkinlik, 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi. (Haber Merkezi)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.