AYM'nin Dündar ve Gül hakkındaki gerekçeli kararı

AYM'nin Dündar ve Gül hakkındaki gerekçeli kararı
Anayasa Mahkemesi, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyelerine yol açan kararının gerekçesini tamamlayarak, Resmi Gazete’ye gönderdi.

 

 

Pazartesi günü Anayasa Mahkemesi üyelerine dağıtılan gerekçede gerekli düzeltmeler yapılarak muhalefet şerhleri eklendi ve gerekçeli karar, bugün Resmi Gazete’de yayımlanacak. Kararda, Dündar ve Gül için tutuklama kararı veren mahkemenin “bariz takdir hatası”na düştüğü belirtilirken, muhalif 3 üye ise “milli güvenlik” vurgusu yaptı.

AYM’’nin gerekçeli kararında ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin çarpıcı tespitler yer alıyor.

“Devleti veya toplumun herhangi bir kesimini inciten, şoke eden düşünceler de İfade özgürlüğüdür”

Çok sayıda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına atıf yapılan gerekçeli kararda, basın ve ifade özgürlüğü geniş biçimde yorumlandı. Gerekçede, “İfade özgürlüğü, aynı zamanda devleti veya toplumun herhangi bir kesimini inciten, şoke eden veya rahatsız eden düşünceler için de geçerlidir” tespitine yer verildiği öğrenildi.

Kararda, basın ve ifade özgürlüğünün geniş yorumlanmasının “esasa girildi” yönünde değerlendirilmemesi gerektiğine de vurgu yapıldı.

Tutuklama kararı veren mahkeme “bariz takdir hatasına düştü”

Gerekçede, “İç hukuk yolları tüketilmedi” eleştirilerine de yanıt verildi.

Tutukluluk incelemesi bağlamında, iç hukuk yollarının tutukluluğa yapılan itirazların reddedilip kesinleşmesinin ardından tükendiği tespitinde bulunuldu. Dündar ve Gül’ün tutuklanmalarına ilişkin yerel mahkemenin gerekçesinin yetersiz olduğu da vurgulanan kararda, tutuklama kararı veren mahkemenin “bariz takdir hatası”na düştüğü kaydedildi.

“İç hukuk yolları tüketilmedi, yargılamanın sonucu beklenmeliydi”

Karara muhalefet şerhi yazan üç üyenin ise “milli güvenlik” vurgusu yaptığı öğrenildi. Milli güvenlik ve kamu düzeni ile ifade özgürlüğü sınırlarına ilişkin AİHM kararlarına işaret eden üç üye, özetle şu tespitleri yaptı: “Henüz iddianamesi yazılmayan, suç nitelemesi yapılmayan bir konuda AYM’nin ihlal kararı vermesi ilk derece mahkemesinin takdir yetkisine doğrudan müdahaledir. İç hukuk yolları tüketilmedi, yargılamanın sonucu beklenmeliydi. Bu kararla AYM kendini sulh ceza, asliye ceza mahkemeleri ile Yargıtay’ın yerine koydu. AYM, Yüce Divan yargılama yetkisini genel ceza yargılamalarına genişleterek, ceza mahkemesi sıfatına büründü. Bu hakkı bireysel başvuruda kullanmak Anayasa’ya aykırıdır.” (HaberTürk)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.